"Aç artık telefonu." Onu 5 kere aradım ama hala açan yoktu. Ya başına bir şey gelmişse.. Ya da sadece telefonu sessizdedir. İkincisi çok saha mantıklı ama yine de kendimi kötü hissediyordum. Ne yapacağım? Evine gitsem çok abartmış olurum değil mi? Ya da olmam ki. Sevgilim sonuçta.
Ayağa kalktım ve dolabıma gittim. Tatlı bir elbise giydim ve telefonumu alıp Felix'e haber vermeye gittim.
"Ben hemen gelicem bir kaç işim var."
"Tamam."
"Ben yokken bir şeyleri mahvetme."
"Tamaaaaam." Gülümsedim ve evden çıktım. Hızlıca Tom'lara gittim. Bacaklarım ben istemeden çok hızlı hareket ediyordu. İçimde çok kötü bir his vardı.
"Kapıyı aç artık." dedim kapıyı çalarken. Kapıyı Bill açtı.
"Sakin ol."
"Nerde o?"
"Sen bir otur şurda ben haber veriyim."
"Çekil."
Üst kattan duymak istemediğim sesler geliyordu.
(Üzgünüm okuyucularım.)
Tom'un kapısının önüne geldiğimde hiç beklemeden kapıyı açtım ve görmek istediğim en son şeyi gördüm. Okulun diğer havalı kızı Aurora ve benim sevgilim Tom. Yatakta. Çıplak bir şekilde. Daha fazla bakamadım ve gözlerimi kapattım.
"Özür dilerim Olivia."
"Kapa çeneni." dedim ve yanına yaklaştım.
"Niye bunu yaptın bana?"
"Beni dinleyecek misin?"
"Evet. Mantıklı bir açıklaması olmalı."
"Otur şuraya konuşalım." Sakin kalmaya çalıştım ve kafamı sallayarak oturdum. Belli etmesemde ellerim titriyordu. Bill bana su getirdi ve her şeyin yanlış anlaşılma olduğunu söyledi. Ben rahatlamaya çalışırken Aurora çoktan burayı terk etmişti.
"Açıkla."
"Ben eve geri döndüm ve oturmaya başladım daha sonra telefon çaldı ve Aurora benimle görüşmek istediğini söyledi. Tamam dedim ve eve çağırdım. Bana ya benim adımı kötüleyeceğini, babanın gözünden düşmemi sağlayacağını ya da onunla öpüşmemi teklif etti. Cevap veremeden beni öptü. Onu üstümden ittim fakat üstündeki elbisesini kenara fırlatıp üstüme atladı ve bana tecavüz etmeye başladı."
"Ciddi olamazsın, buna inanmamı mı bekliyorsun?"
"Evimizde kameralar var, bebeğim."
"Aç şu kayıtları yoksa kafayı yiyeceğim." Güldü ve evin alt katına indik. Bir kapıyı açtı ve odanın içi bilgisayar doluydu. Birkaç bir şeyler yaptı ve aradığımız kayıtı buldu. Yanına oturdum ve izlemeye başladım. Gerçektende öyleydi.
Aurora onun üstüne atlayıp onu öpmeye başlamış Tom onu itincede işte biliyorsunuz.
Tom'a güvenmediğim için pişman oldum ve ona sarıldım.
"Bana sonsuza kadar güvenebilirsin. Ne kadar farketmesende ben sana aşık olduğum anda değiştim, tatlım." Gözlerimi kısarak gülümsedim ve kafamı boynuna gömdüm.
"İsterseniz Tom'un odasına çıkın."
"Evet evet çıkalım."
"Hazır değilim."
"Tamam istediğin kadar yaparız."
"Bunları odanızda konuşursunuz." Güldük ve el ele üst kata çıktık.
"Ne yapmak istersin?"
"Odanı gezmek istiyorum."
"Peki." dedi ve ellerimi bırakarak yatağına yattı. Çalışma masasına baktım. Kalemler, defterler ve bilgisayarı vardı. Defterleri kurcalamaya başladım. İçinde bazı notalar vardı. Şarkılar, besteler. Diğer deftere baktım. Küçük çizimler vardı. Elime bir kurşun kalem aldım ve Tom'u çizmeye başladım. Güzel resim çiziyor muyum... Tartışılır. Ama kötü olmadığı kesindi. Birkaç karalama yaptıktan sonra masanın çekmecesini açıyordum ki.
"Dur." dedi Tom ama pek umursamadım. Çekmecede bir sürü prezervatif vardı.
"Peki." dedim ve derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Heryere baktım ve dolabına doğru ilerledim. Birkaç kıyafet aldım ve inceledim. Tarzı gerçekten güzeldi. Bir kaç tişört aldım ve giyinmek için lavaboya doğru gittim.
"Burda giyinebilirsin, utanmana gerek yoktu." Kafamı salladım ve elbisemi çıkardım. Normalde aşırı utanırdım ama şuan pek umursamadım. Bütün vücudumu izlediğini biliyordum. Üstüme tişörtlerinden birini giydim ve altıma da bir şort giydim. Bunlar biraz büyüktü ama çokta umursamadım. Elbisemi yatağın üstüne koydum ve odasındaki gitarlardan birini aldım.
——
Sweater Weather
And all I am is a man
I want the world in my hands
I hate the beach
But I stand in California with my toes in the sand
Use the sleeves of my sweater
Let's have an adventure
Head in the clouds but my gravity centered
Touch my neck and I'll touch yours
You in those little high waisted shorts, ohOh, she knows what I think about
And what I think about
One love, two mouths
One love, one house
No shirt, no blouse
Just us, you find out
Nothing that I wouldn't wanna tell you about, no
'Cause it's too cold
For you here
And now, so let me hold
Both your hands in the holes of my sweater
——
"Mükemmeldin."
"Teşekkür ederim." dedim ve gitarı bıraktım. Yavaşça yatağa uzandım.
"Seni çok özledim, Tom." dedim.
"Bende seni." dedi ve sırtüstü yatakta uzanmaya başladı. Yavaş hareketlerle kalktım ve üstüne doğru gittim.
"Artık hazırım."
——
Eveeeeet. Size bir sey soylemek istiyorum ama daha heyecanlanmaniz icin soylemeyecegim bir sonraki bolum cok daha farkli olucak. Kitabın sonuna cooook yaklastik.
Buarada ben My Living Nightmare'i okudum aglatacak bir hikaye degildi ama gercekten uzuldum.bence sadece biraz cringe di onun disinda en cok bitirdigimde uzuldum cunku boyle bitsin istemezdim daha mutlu biter diye dusunmustum. Ama guzeldiiiii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pale Moonlight -Tom Kaulitz
Random"Sadece şaka yapmıştım. Sinirlendiğini görmek hoşuma gidiyor." "Bir daha bana bulaşma, Kaulitz. Karşıma bile çıkma. Seni görmek midemi bulandırıyor."