Arkadaslare bi ara chatta biseler olmus ama okumaktan kafam yoruldu sudnsjsj baya bisey konusmussunuz.
He hazır gelmisken bende solim agustosta 15'e gircemBiraz daha yoongi ve jimine ozel bir bolum olacak ona gore
Hadi baslayalimm dostlarr
+++++
Jungkook
"Sevgilisiyim."
Tanrım, Ne diyordu bu adam. Benim niye haberim yoktu bundan? Jimin Taehyung'ın dedikleriyle şaşkınlıkla önce bana sonra Taehyung'ın uzattığı eli sıktı.
Taehyung "Memnun oldum." Duraksadı
"Park Jimin." hala ellerini sıkıp birbirlerine bakmaya devam ederlerken"Memnun oldum Kim Taehyung." Elini geri çekerek bana baktı Taehyung. Ellerimizi kenetledi.
"Haydi salona geçelim, Sevgilim." dedi üstüne basa basa. 'ne diyorsun' bakışları attım. Fakat bana aldırış etmedi bile.
Jimin gözlerini birleşen ellerimizde gezdiriyordu. Ben ise ona 'sonra anlatcam herşeyi' bakışı atıyordum.
Herkes bilir. Gerçek arkadaşlar tek bakışla anlatabilir istediğini.
Jimin önümüzden ilerleyerek salona yürüdü. Bunu fırsat bilerek Parmak uçlarıma çıkıp Taehyung'ın kulağına fısıldadım.
"Taehyung, ne diyorsun sen? Hyungumun kalbine iniyordu. Hem biz ne ara sevgili oldu-"
"Hyunguna da başlıcam şimdi. Yavrum, Jimin'i bekletemeyiz değil mi?" Kaşlarımı çattım.
"Ne, ah doğru Jimin." Salona geldiğimizde Jimin koltuğa oturmuştu Hyungumun yanına gitmek için Taehyung'ın elindem ayırdım ellerimi. Arkamdaki bakışları hissetim.
Taehyung da karşımızdaki koltuğa geçti. Kollarını göğsünde birleştirdi. Aşırı ciddi bir havayla bize bakıyordu. Ona bakmayı kesip Jimin'e döndüm onu gerçekten özlemiştim.
"Ee hyung nerelerdeydin, ne yapıyordun?" Jimin yüzüne gülümsemesini takındı ve konuştu.
"Ben yurtdışındaydım işte biliyorsun dil için gittim Amerika'ya. Asıl sen nasılsın Jungoo'm? Görmeyeli kilo mu verdin sen? dedi yüzüme dokunarak
Kafamı Taehyung'a çevirmeye bile korkuyordum. Ayağını yere vurup takırdatma sesi bile sinirli olduğunu açıkça belli ediyordu.
"Yok ya aynıyım ben. Şey hyung sen de açsındır şimdi. Birazdan bizimle kahvaltıya katılırsın olur mu?"
Kafasını salladı. "Olur bebeğim acıkmıştım zaten, saol." dedi.
"Öhöm," demesiyle Taehyung'a döndüm. Gözlerindeki o ateşi görebiliyordum. Ayaklarını yere vurarken ritim tutmuştu. Kolları ise göğsündeydi hala. Fakat Hyungumla biz böyleydik.
(Kusurma bakma hiç tae)
Taehyung bizim yakınlığımızı çekememiş olacak ki tshirt'ünün yakasını çekiştirdi ve seslendi."Eun-woo bir bardak su getir, hemen." Böyle konuşmasına ben bile gıcık oluyordum. Hyunguma daha nazik davranabilirdi. Eun-woo da eline su bardağıyla salona geldi. Su bardağını koltukların ortasındaki küçük masaya bıraktı. Taehyung konuştu.
"Tanrım, Eun-woo masaya mı koy dedim. Bana versene." Eun-woo nasıl katlanıyordu bilmiyordum. Ama çok sabırlı biri olmalıydı. Taehyung'a katlanmak cidden zordu.
Eun-woo kafasını hafifçe arkaya çevirerek ağzının içinden konuştu. Çok sessiz olsa da duyabildim.
"Elin ayağın sakat zaten de mi?" Bardağa uzanıp aldı ve zorla gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE HELL / TAEKOOK
РазноеYetişkin içerik uyarısı!!! Gaddarlığı ile tanınan ve cehennem diye anılan mafya lideri Kim Taehyung Gecenin bir vakti yolda ilerlerken duyduğu sesle Kim Taehyung'un adamlarının yaptığı işe şahit olan Jeon Jungkook (Yaş farkı!!!! Rahatsiz olanlar oku...