32. Bölüm

8.2K 688 398
                                    

1 ay sonra

Bir ay, tam bir ay geçti. Yaptığımız 1 haftalık tatil süresi boyunca bile o kadar eğlenmiştim ki. Sonrasında okul devam etmişti tabi. Ama şuan yaz tatiliydi. Bu yüzden üstümde hiçbir yük yoktu. Okul cidden yorucuydu. Fakat Taehyung'ın da sayesinde eksiklerimi kapatmaya çalışmıştım. Okuduğum bölüm 5 yıllık olduğundan dolayı seneye de devam edecektim.

Tabi bu 1 ay içinde hiçbir şey olmadı mı? Tabii ki de hayır. Eun-woo ve Hoseok sevgili olmuştu. Ama Eun-woo gerçekten kör kütük aşıktı. Onu ilk kez böyle görüyordum.

Bize gelecek olursak ben Taehyung'a her gün daha da aşık oluyordum. Beni aşkıyla boğuyordu. Bu çok hoşuma gidiyordu. Fakat bu aralar çok yoğun olduğundan dolayı eve pek gelmiyordu. Biz Eun-woo ile takılıyorduk genelde.

Tatil boyunca gerçekten çok eğlenmiştik. Fakat şimdi yaz gelmişti ve Taehyung hala yoğundu. Onun için üzülüyordum.
Yoruluyordu çünkü.

Yattığım yerden doğruldum ve telefonumu aldım. Direkt aramat girdim.
Birkaç çalış sonrası açıldı.

"Alo, sevgilim" sesini duymak bile gülümsememe neden oluyordu.

"Taetae, ne zaman geleceksin? Yoruldun mu çok?" Diğer taraftan bir kıkırdama sesi geldi. Sonra konuşmaya devam etti.

"Yorulmuyorum sevgilim, iyiyim ben. Ama sen sıkılyorsan..." dedi ve devam etti.

"Şirekte gelmek ister misin?" Bu çok iyi olurdu. Zaten canım sıkılıyordu.

"Ay, çok iyi olurr." dedim heyecanla.

"Tamam sevgilim, ben Hoseok'a haber vereyim. Gelip seni alır."

"Tamam Tae, görüşürüz." dedim ve hemen hazırlanmak için yukarıya koştum. Güzelce giyinip gitmek istiyordum.

Dolaptan elime bir pantolon ve t-shirt aldım. Bu pantolon biraz dar fakat güzel duruyordu. Üstüme basic bir beyaz t-shirt geçirdim. Askıdan ise kot bir ceket aldım. Bence olmuştu. Kafama da tatlı bir şapka geçirdim. Hava bugün çok sıcak değildi.

(Abi üstümdeki duruşu şaka mı💃)

Aynanın önüne gidip kuruyan dudaklarıma lipbalmımı sürdüm. Çok hafif de olsa renk vermişti. Saçlarım ise zaten düzgündü. Yine de tarakla geriye doğru taradım biraz.

Aynadan bedenimi süzdüğümde gerçekten de iyi göründüğümü farkettim.

Hemen yatağın üstüne bıraktığım telefonu da alıp odadan çıktım. Merdivenlerden hızla indim. Ana kapıdan dışarı çıktım.

Hoseok gelmişti bile. Ona el sallayarak arabasına doğru ilerledim. Hemeb ön koltuğa yerleştim ve konuştum.

"Ay, ilk defa gideceğim. Çok heyecanlıyım."

Hoseok kıkırdadı. El frenini çekti ve arabayı çalıştırdı.

"Sen onu bunu boşver de Eun-woo'm nasıl? Bugün yanına gelecektim de önce seni bırakmam lazım?"

Ona tam olarak side eye attım. Bir de bize gay olduğumuz için laf ediyordu.
"Sana zamanında dikkat et gayma demiştik sanki ama." Ben gülerken o gözlerini devirdi.

"İyi iyi, beni de bırakırsın. Sonra gidersin eve. Hem evde boş rahat rahat takılırsınız." dedim göz kırparak. Aynısını sürekli Eun-woo hyunguma da yapıyordum. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste...

Yol boyunca çok konuşmadık. Ben zaten oldukça heyecanlıydım. İlk defa onun şirketine gidiyordum. Ve tabi haliyle sevgilisiydim. Bu da çok iyi hissetirmiyor değildi.

THE HELL / TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin