9

378 55 8
                                    

Selam oreolu dondurmalarım , diğer bölüm fazlasıyla geciktiği için sizden tekrar tekrar Özür dilerim :/ bu bölümü beni affetmeniz için hızlı bir şekilde yazdım umarım beğenirsiniz. Ve son olarakta hikayeme gösterdiğiniz büyük ilgi için teşekkür ederim hepinizi çok seviyorum bonibonlarım.
Vote ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ve artık ithaf lisetsi de yayınlayacağım bölümle beraber , yorum yapan herkes bu listede olacaktır .x

-Victoria-
Mağazadan çıktığımda telefonuma gelen mesajla buraya gelmiştim ve o göt herifin burda olması beni fazlasıyla rahatsız etsede elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ona da aynı mesaj geldiği için buraya gelmişti ve şuan bu dondurma deposunda kiritli kalmıştık, ben yere çömelip bir köşede otururken oda tam karşımda oturuyordu. Telefonlarımız çekmediği için yardım isteyemiyorduk da , git gide soğuk bedenime işliyordu avuçlarımla bir nebze olsun ısınmak istercesine kollarımı ovalıyordum. karşımda oturan ela gözlünün hiçbir üşüme belirtisi göstermiyor olması fazlasıyla tuhaftı.

○○○○○○○○○

gözlerimin etrafı kaşınmaya başlamıştı nerdeyse 3 saattir burdaydık, gözlerim yavaş yavaş kapanırken ela gözlü psikopat yerinden kalkarak yanıma oturdu. Bedenimi kendine doğru çekmeye başladığında ona ne yaptığını sorarcasına baktım. Dudaklarını ıslatarak konuştu, "eğerki biraz olsun ısınmazsan donacaksın, şimdi sorun çıkarma!" Bana yardım ediyor olmasına fazlasıyla şaşırmıştım. Tamamen yanyana olduğumuzda kollarını etrafıma sardı, soğuk depoda bu sefer sessizliği bozan kişi ben olmuştum."Teşekkürler" kafasını omzuma koyduğunda rahatsızca kıpırdandım , "ne için teşekkür ettin?"
Görmeyeceğini bilsemde gözlerimi devirdim . "Donmama izin vermediğin için" ilk defa alay eder gibi değilde normal, insan gibi gülümsedi. Çarpık ama bir o kadar da güzel bir gülümsemesi var. "Adın gerçekten Vic mi? " Vic benim adım değildi ki , Rose'un bana seslendiği isimdi. "Hayır tabiki.Adım Victoria" anladığını belirten sesler çıkarttı. "Peki senin ismin ne?" Ona ela gözlü psikopat ismi yakışıyordu aslında. "Zayn, Zayn Malik"

-Zayn-
Nerdeyse 5 saattir burdaydık ve o çok fazla üşüyordu , uyumaması için ona sorular soruyordum. Yanaklarının derisini kaşıyordu , soğuktan kızarmış hatta morarmış yanakları donmak üzere olduğunu belli ediyordu. Biraz olsun ısınmasını umut ederek kollarımı etrafına sarmıştım, kollarımı bedeninden çekip ayağa kalktım ve kapıya defalarca kez yumruk ve tekmelerimi geçirdim. Bir orospu çocuğu bile duymuyordu, deponun derinlerine doğru gittiğimde bir cam vardı ama tabiki demirliklerle kaplı . Hava kararmıştı ve hafif hafif yağan yağmur arasında Şimşekler çakıyordu, sesini fazlasıyla duyabileceğim şekilde gökgürüldediğinde küçük bir çığlık sesi geldi. Camın altındaki kolilerin üzerindeki battaniyeyi görür görmez hemen elime aldım, battaniyeyi aldığımda altında bir not da vardı.

"Demekki dediğimi yaptınız aferin, battaniye sizin için. Üşümenizi istemem"

Hangi piçse bu şu bok yerden çıktığımda onu kendi ellerimle öldürecektim. Arkadan yorgun ve uğultulu gelen Victoria'nın sesini duydum "Zayn..." gökgürültüleri hâlâ devam ederken notu elimde sıkıp buruşturdum. Victoria'nın yanına gidecekken şiddetli bir gökgürültüsü daha duyulduğunda ağlamayla karışık sesi kulağıma doldu "Zayn, korkuyoru-m-m..." hızlı adımlarla yanına gittiğimde ayağa fırlayıp sıkıca sarıldı bana, gözyaşlarının omzuma aktığını hissettiğimde onu sakinleştirmek için sırtını ovaladım."şşşt geçti" battaniyeyi etrafına sararak onu tekrardan oturtturdum. Aynı baştaki gibi kollarını etrafına doladığımda başını omzuma yasladı...

Yazar anlatımı
Saatlerdir dondurma deposunda hapsedilmiş bir şekildeydiler. Ikiside çok fazla üşüyordu, genç çocuk bulduğu battaniyeyi genç kızın etrafına sararak biraz olsun ısınmasını sağlamıştı. Artık birinin gelip onları kurtarması gerekiyordu yoksa ikiside donarak öleceklerdi. Ikisinede mesaj atıp buraya çağıran , kilitleyen gizemli isim kimdi? Neden onlara bunu yapıyordu? Bu bir düşman değildi , bedenini intikam bürümüş birisiydi...

-Victoria-
Omuzlarımdan sarsılmamla gözlerimi araladım, yavaş yavaş gözlerimi açtığımda Zayn'in kucağında olduğumu farkettim. Gözlerimi tamamen açtığımda bana gülümsedi "şu lanet depodan kurtulduk sonunda, iyi misin?" Dediklerini geç algılayabilmiştim . Beni yavaşça kucağından indirirken konuştum "iyiyim,sadece çok fazla üşüyorum" yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Birazdan geçecektir" dediği şeye başımı salladığımda gülümsedi daha sabah bana neler yapmıştı ve şuan böyle davranmasını anlayamıyordum. Telefonumdan saate baktığımda gece yarısına geliyordu, AVM'de biz ve bir kaç görevli dışında kimse yoktu . Ayağa kalktığımda dengemi kaybedip aksarken Zayn koluma girdi, aceleyle konuştum "artık gidebili miyiz?" Zayn başını olumlu anlamda salladığında yavaş adımlarla çıkışa doğru ilerliyorduk. AVM'den çıktığımızda gülerek konuştu. "bir an ordan hiç çıkamayacağımızı düşünmeye başlamıştım" ona gülümsedim , tahmin ettiğim üzere arabasına geldiğimizde arabanın kapısını açıp girmemi bekledi. "Teşekkürler ama evime kendim gidebilirim" kaşlarını çattı . "Sana fikrini sormadım Victoria" ona gözlerimi devirdim . Şuan tartışamayacak kadar yorgundum, yavaşça açtığı kapıdan arabaya bindim. Dudakları keyifle kıvrılırken kapımı kapatıp, arabanın etrafından dolanarak sürücü koltuğuna oturdu.
Emniyet kemerimi bağladığımda arabanın yan aynasında gördüğüm şeye kafamı yaklaştırıp baktım, sağ yanağımın ortası mosmor olmuş ve birazı soyulmuştu . Gözümden akan yaş soyulan yeri yakarken Zayn bana dönmüş ne olduğunu anlamaya çalışıyordu , yanağımı farkettiğinde önce işaret parmağını soyulan yerin üzerinden gezdirip ardından kaportadan çıkardığı kremi parmağının ucuna sürüp ordan da yanağıma sürdükten sonra konuştu "sadece soğuktan soyulmuş, bir kaç gün sonra eser kalmaz" başımı aşağı yukarı salladım. "Teşekkürler" camdan dışarı bakarken cebimden titreyen telefonum çalmaya başladı. Arayan kişi Chris'ti telefonu açmak yerine dizlerimde tutarken Zayn'de göz ucuyla kimin aradığına bakıyordu.

-Zayn-
Arabaya bindiğimizde benim evime gidecektik bundan daha Victoria'nın haberi olmasada, biraz önce onu arayan lavuk her kimse cevap bile vermemişti. Sabahki yaşananlara bakarsak şuan bu durumda olmamız gayet iyiydi,kafasını cama yasladığında uyumak üzere olmalıydı ki hiç konuşmuyordu. Evimin önüne geldiğimizde ben arabayı parkederken konuştu "burası neresi?" Arabayı durdurup indim ve ardından onun kapısını açtığımda konuştum "evim" bana gözlerini devirdi "beni neden kendi evime bırakmadın ki" o arabadan inerken sorduğu şeye cevap verme gereği duymadım. Yürürken dengesini kaybettiği için zorlanmasına izin vermek yerine onu kucağıma aldığımda kollarını boynuma doladı. Kapıya geldiğimizde onu kucağımda tek elimle tutarak cebimden anahtarı çıkartıp kapıyı açtım. İçeri girdiğimizde ışıklar kapalıyken hepsi bir anda açıldı,

"Süprizzz"

A piece of love (Z.M ff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin