25

203 34 9
                                    

Selam bitanelerim :)
Bana bölümlerle ilgili kurguyu soran birçok kişi var, ama Üzgünüm bunu söyleyemem.
Umarım bölümü beğenirsiniz, yazım yanlışlarım varsa affola.
Sizleri seviyorum x

Ellie Goulding - Beating heart ile dinleyin.

-Victoria-
Nefesim her adımımda biraz daha kesiliyordu. Tam arkamdaki kurtun peşimden ayrılmaya niyeti yoktu. Adımlarımı daha da hızlandırmaya çalıştım.
"Zaynnn! Yardım edin!!!"
Bir iki metre ilerde görünen fazla yüksek görünse de atak yaparak çıkabileceğim ağaç dalı gözüme çarptı. Ormanın girişinden baya uzaklaşmıştım, birkaç adım önündeki büyük ve geniş daha atlayabilmek için elimden geldiğinin en iyisini yaparak, çok çok hızlı koştum. Bir anda zıplayarak ağaç dalına tutunduğumda zaferle gülümsedim. Kendimi zar zorda olsa ağacın büyük gövdesine çekerek oturdum. Aşağıya eğilip baktığımda atlayamayacağım kadar yüksekti ve o pezevenk kurt hâlâ orda inmemi bekliyordu. Umarım, umarım beni çabucak bulurlardı bu her ne kadar zor olacak olsada...

-Zayn-
Telaşla Justin'i aradım,
"Bak justin şimdi sana atacağım konuma çok sayıda adamımı gönder. Hepsinin av tüfekleri olsun,HEMEN!"
Daha o tek bir kelime bile etmeden telefonu kapatarak konum attım. Derinlerden gelen kurt ulumaları daha da huzursuz olmamı sağlıyordu. Koşarak arabamın yanına giderek bagajdaki tüfeklerimden birini aldım ve doğruca Rose'un yanına gittim.
"Birazdan arama için birçok adamım burda olacak, ben şimdiden gideceğim. Arabada kal!"
Koşarak uluma seslerinin geldiği yöne gitmeye başladım. Onu bulacaktım, Onu saçının teline bile zarar gelmeden bulacaktım. Sesimin en yüksek tonuyla bağırdım.
"Victoria!"
Ormandaki alaycı kuşlar sayesinde yankı yapan sesim belki onu bulmamı kolaylaştırabilirdi.
"Victoria! Nerdesin! Victoria!"
Sinir ve öfkemden kudururken önümdeki ağaca sertçe tekme attım.
"Lütfen Victoria! Lütfen sana birşey olmuş olmasın! "
Ormanda ilerlerken her adımımda uluma sesleri arttıkça daha gür ve güçlü bir sesle bağırıyordum.
"Sikiyim! Victoria! Nerdesin!"
Hiçbir bok, iz, ipucu dahi bulamamıştım. Tekrardan Justin'i aradığımda yine hızla konuştum.
"Justin! Sana hemen demiştim! sikiyim hâlâ nerdeler!"
Titrek sesiyle konuştu.
"Efendim, attığınız konuma gelmek üzere yola çıktılar. Toplam 28 kişiler."
Sinirle soludum.
"Eğer, on dakika içinde burda olmazlarsa seni öldürürüm! Gerçekten öldürürüm! "
Benim yüzümden olan bir bokun sinirini ondan çıkarmaya çalışıyordum, evet yaptığım yanlıştı fakat şuan düşüneceğim en son şeydi...
Cebimden kriz anında kullandığım hapların kutusunu çıkarttım. İçinden bir tane alıp ağzıma götürdüğümde kutuyu tekrar cebime tıkıştırdım. Koşuyordum, onu bulacağımı ümit ederek koşuyordum!
Yerlere dökülmüş yapraklar ayak seslerini belli ediyordu fakat kurt ulumaları dışında hiçbir ses çıktığı yoktu.

°•°•°•°•°•°•°•°•°

Uçsuz bucaksız ormanda Victoria'yı aramaya devam ederken telefonum çaldı.
"Efendim biz dediğiniz ormana geldik. Ne yapmamız-"
Lafını keserek söze atladım.
"Etrafa dağılıyorsunuz , özellikle kutların uluma seslerinin geldiği yönlere dağılın! 20'li yaşlarda bir kızı arayacaksınız! Eğer onu bulamazsanız sizi tek tek sikerim! Şaka yapmıyorum bunu yaparım! Hızlı olun!"
Telefonu kapatıp cebime koydum ve tekrar etrafa baktım. Her yer birbirine o kadar çok benziyrdu ki...
Hava kararmaya başladığında, bütün hücrelerimi korku duygusu git gide ele geçiriyordu.
"Victoria! Sikiyim nerdesin bebeğim! Nerdesin! "
Alnımdan akan terleri elimin tersiyle sildiğimde yere düşmüş sigara paketi dikkatimi çekti. Bunun Victoria'ya ait olup olmadığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Paketi açtığımda yeşil kalp desenli çakmağı gördüğümde gülümsedim ve paketi cebime koydum. Yeşil onun en sevdiği renkti ve belki bu sigara ona aitti. Elimden geldiğince hızlı koştum ve gözüme sürü gibi gezen kişiler takıldı. Yanlarına gittiğimde Justin'in yolladığı adamlar olduğunu farkettim ve sinirle bağırdım.
"Sikiyim! Ben size dağılın demedim mi?!"
Hepsinin yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Elimi öndeki beş kişiye uzattım.
"Siz benimle gelin." Yanıma geldiklerinde geride kalanlara baktım.
"Sizlerde farklı yönlere dağılın, bir iz veya birşey bulduğunuz anda haberim olacak!!"
Ben hızlı adımlarla ilerlerken işaret ettiğim beş kişide benimle ilerliyordu.
"Victoria!lütfen,lütfen yaşıyor ve sesimi duyuyor ol."

-Victoria-
Aşağıda inmemi bekleyerek hırlayan dört kurt varken nabzımın artışına engel olamıyordum. Gözlerimi kapattım ve sakinleşmek adına fısıldadım.
"Lütfen gel ve beni kurtar Zayn. Lütfen gel ve beni kurtar bitanem."
Kurumuş gözyaşlarım yüzümün gerilmesini sağlıyordu, ama hava karardığında içimdeki korku büyüyordu. Sesimi zorlayarak çok çok yüksek sesle bağırdım.
"Zayn! Zaynnn!!!"
Bir anda popomun altındaki dal gıcırdadığında korkuyla ağacın gövdesine kollarımı doladım.
"Yüce Isa, yalvarırım bana yardım et!"
Sertçe yutkundum ve hırkamın fermuarını kapattım. Gözyaşlarımı serbest bıraktığımda hızlı hızlı akmaya başladılar.
"Lütfen Zayn, kurtarın beni lütfen..."
Aşağıya insem hiç şüphesiz şu aç dört kurt beni parçalayacaklardı fakat böyle daha fazla duramıyordum. Karnım git gide açlıktan dolayı sesler çıkarırken gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.
"Sana inanıyorum Zayn, buraya gelecek beni kurtaracaksın. Evet, beni kurtaracaksın..."

A piece of love (Z.M ff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin