24

248 36 12
                                    

Selam bitanelerim :)
Bölümlerin kısalığından rahatsız olanlardan Özür dilerim fakat hergün veya iki günde bir bölüm yayınladığım için anca bu kadar oluyor. Ve yazdığım tek hikaye bu olmadığı için diğer hikayeme dd bölüm yazmaya zaman ayırmam gerekiyor. Her neyse bölümleri elimden geldiğince daha uzun yazmaya çalışacağım. Umarım bu bölümü beğenirsiniz, yazım yanlışlarım varsa affola .
Sizleri seviyorum x

"Onu kaybetmekten değil, daha onun bile olamadan kaybetmekten korkuyordu."

One Direction - Drag Me Down ile dinleyin, biterse başa sarın.

-Victoria-
Kuvvetli baş ağrılarımın eşliğinde gözlerimi açtım. En son hatırladığım şey Zayn'in arabasında uyuya kaldığımdı görünüşe göre beni evime bırakmıştı. Aklım hâlâ kanayan elindeydi, evet öfke kontrolü olmadığını söylemişti fakat kendine zarar verecek kadar da kontrolsüz olamazdı. Boğazım kupkuru olmuştu, su almak adına mutfağa gittiğimde annem ciddi bir şekilde konuştu.
"Victoria, artık şu yaptığın şeyden vazgeç. Benim kontrolümde yaşadığını unutma!"
Bardağa doldurduğum suyu yudumladım ve derin bir nefes aldım.
"Sende şu koruyucu anne görevini biraz bırakıp da yanımda olsan, zor günler geçirdiğimi en iyi sen biliyorsun"
Elindekileri tezgaha bıraktı.
"Zor günler geçirdiğini farkındayım fakat dün seni eve bırakan çocukla bir daha görüşmeyeceksin!"
Yutkundum.
"Zaten buna da niyetim yok! "
Hoşnut olmuş bir şekilde gülümsediğinde ona sinirle bakarak odama çıktım. Rose banyodan çıkmış ayna karşısında saçlarını kuruturken yanıma gelerek kollarını boynuma doladı.
"Zor zamanlar geçiriyorsun ama sen güçlü bir kızsın . Bunlar seni yıkamaz! Ve şimdi o çok beğendiğim poponu kaldır, gidiyoruz."
Ona boş gözlerle baktım.
"Nereye? "
Hınzırca gülümsemesine bir anlam verememiştim.
"Şu birkaç sokak ileride ormana, temiz havada biraz yürüyüş yapmak sana iyi gelecek. "
Belki ilk defa 'gideceğiz' dediği yeri beğenmiştim. Ona gülümseyerek dolabımdaki siyah spor taytını elime aldım ve yatağın üzerine oturdum. Dizlerimden sıyırdığım pantolonumu çıkardığımda Rose kahkaha attı.
"Göte bak göte, hey yavrum hey!"
Beni neşelendirmeye çalışmasını, beni mutlu etme çabalarını seviyordum. Üzerimdeki tişörtü çıkarmadan uzun hırkalarımdam birini de giydiğimde Rose'a baktım. Saçını kurutmuş çoraplarını giyiyordu, sanadalyeden kalkıp kolumdan çekiştirdi.
"Kahvaltıdan hemen sonra çıkarız. "
Elimi mideme götürdüm.
"Aç değilim. "
Bana gözlerini devirerek konuştu.
"Şu sevgilisinden yeni ayrılmış ergen tavırlarını bırakacak mısın? Baya sıkıcı olmaya başladılar da..."
Hiçbirşey demeden mutfağa ilerledim , annem yine her zamanki gibi kahvaltı masasını hazırlamış bizi bekliyordu. Ona gülümsemeye çalıştığımda yüzümde garip bir ifade oluyordu. Masaya oturduğumda Rose coşkuyla geldi ve yanımdaki yerini aldı.
Tabağıma aldığım krepe resmen can çekiştiriyordum, minik minik parçalar haline ayırdığım krepi çatalıma batırarak ağzıma götürdüm. Yuttuğum bir lokma bile midemin öğürmesini sağlamıştı. Ağzımı silerek masadan kalktım.
"Ben daha fazla yemeyeceğim."
Ayakkabılarımı bağlarken Rose yanımda belirdi. Kapıdan çıkarken anahtarlıkta duran sigara paketini elime almamın ardından yürümeye başladık.
Şansımıza ki evimin iki sokak arkasında uçsuz bucaksız bir orman vardı. Rose elimi tuttu,
"Eski enerji dolu Victoria'yı geri istiyorum. "
Elini sıkıca tuttum.
"Emin ol, en kısa zamanda geri dönecek."

-Zayn-
Victoria'nın arkadaşı Rose'dan hâlâ haber bekliyordum, bütün gece bir dakika olsun uyumamıştım. Telefonumu son kez kontrol ettiğimde, bir yeni mesaj simgesini heyecanla açtım.

"Victoria'nın evinin iki sokak arkasındaki ormana gel. Bizde orda olacağız,elinden geleni yapma zamanı çakma bad boy"
~rose

Gördüğüm mesajla yüzümde bir gülümseme belirtmişti. Zaman kaybetmeden arabamın anahtarı ve telefonumu alarak evden çıktım. Garajdan çıkardığım Audi'me bindiğimde gaza öyle bir basıyordum ki araba resmen inliyordu.

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Ormanım önüne geldiğimde arabamı yavaşça kenara çekerek indim ve Rose'a mesaj attım.

"Nerdesiniz? Ormana yeni geldim, girişteyim."
~zayn

Yaklaşık bir dakika bile geçmeden geri cevap geldi.

"Birkaç adım ilerledikten sonra soldaki şeritten yürü bizi göreceksin."
~rose

Hızlı adımlarımla ilerdeğimde aynı belirttiği gibi yol iki şerite ayrılıyordu. Sol taraftan gittiğimde uzaktaki bedenleri görüş açıma girebilmişti . Koşar adımlarla onlara yaklaştığımda Victoria'nın masum duruşuna baktım. Ona yaşattığım veya bundan sonra yaşatacağım hiçbirşeyi haketmiyordu, o sadece mutlu olmalıydı. Ve onu mutlu edecektim...
Arkasında birden kolundan tuttuğumda irkildi.
"Victoria lütfen lütfen beni dinle"
Sinirle soludu.
"Sana benden uzak dur diyorum, siktir git Zayn! Anlamıyor musun seni hayatımda istemiyorum!"
Sinirlenmemeyi deneyerek konuştum.
"Bak, beni dinleyeceksin! Gerekirse zorla."
Birden hamle yaptığında parmaklarım arasındaki kolunu kurtardı ve Rose'a baktı.
"Bunları sen organize ettin dimi? Siz kimsiniz de hayatıma müdahale ediyorsunuz! "
Ormanın derinliklerine koşarken arkasından gidiyordum ama kahretsin ki öyle hızlı koşuyordu ki. Soluklanmak için duyduğumda bir anda etraftan kayboldu.
"Victoria! "
Sinirle bağırdım.
"Nerdesin Victoria? Kaybolacaksın!"
Birkaç adım ilerlediğimde kulağıma çığlık sesleri doldu.
"Aaaaaaaaa! Zayn! Zayn! Aaaaa!"
Endişeli bir şekilde seslerin olduğu yere ilerledim.
"Victoria! Nerdesin?!"
Çığlık sesleri git gide uzaklaşıyordu.
"Zaynnn! Peşimde bir kurt! Zayn!"
Sesler tamamen kesildiğinde koşmaya devam ediyordum.
"Victoria!"
Ne bir çığlık ne de bir ayak sesi yoktu. Titreyen ellerimle Rose'u aradım.
"Çabuk buraya gel! Victoria kayboldu! Peşinde bir kurt var!"
Koşmaya devam ederken ne diyeceğini beklemeden telefonu kapattım.
"Victoria! Sikiyim nerdesin!"
Karşıma çıkan beş yol ayrımı vardı ve hangisine gideceğim hakkında bir fikrim yoktu.
Sinirden mi yoksa onun şuan olduğu tehlikeden mi bilmiyordum ama ellerim titremesini durduramıyordum.
Kaybetme korkusu bedenime işlerken Rose nefes nefese yanıma geldi.
"Nasıl oldu? Vic nerde?!"
Öyle çok şiddetli bağırdım ki...
"Eğer bilsem şuan neden burda durayım! Benden kaçarken bir anda kayboldu ve çığlık sesleri geldi! "
Yere çömelip ellerini yüzüyle kapattı.
"Hepsi senin yüzünden, eğer sen olmasaydın, hayatımızı mahvetmeseydin şuan o yanımda olacaktı! Ama eğer ki ona birşey olursa seni doğduğuna pişman ederim! "
Sinirden yüzüm bir hayli gerilmeye başlamıştı.
"Ona birşey olmayacak! Ona birşey olamayacak! "

A piece of love (Z.M ff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin