19

239 38 12
                                    

Selam çikolatalı pudinglerim :)
Bu aralar bakın söz vermiyorum çünkü aksilikler çıkabiliyor, 30.bölüme kadar hergün yeni bölüm yayınlayacağım ;)
Umarım bölümü beğenirsiniz, yazım yanlışlarım varsa affola. Sizleri seviyorum x

-Victoria-
Hâlâ nefes alışverişlerimi düzene sokamamıştım , artık kesindi Zayn'e karşı beslediğim tek duygu nefretten başka bir bok değildi. Zayn bana doğru yaklaştı ve parmaklarıyla oynarken konuştu.
"Bak, böyle olacağını düşünemedim, üzgünüm..."
Elimi sıkıca tuttuğu parmakları arasından kurtarmaya çalışsamda olmuyordu. Sakinleşmek adına derin bir nefes aldım.
"Bırak elimi."
Başını olumsuz anlamda salladı.
"Evine dönmek ister misin?"
Yavaşça başımı salladığımda ayağa kalkarak onunla birlikte arabaya doğru yürümeye başladım.
"Victoria gerçekten çok üzgünüm."
Saçlarımın diplerindeki terleri elimle sildim.
"Yalan söylemeyi bırak, üzgün falan değilsin. Böyle olacağını biliyordun dimi?"
Sinirle soludu.
"Sen kafayı mı yedin? Neden bile bile böyle birşey yapayım ki?"
Ona gözlerimi devirdim.
"İstediğin tek şeyde bu değil mi sanki, bana acı çektirmek, beni zorla taciz etmek..."
Olduğu yerde durdu.
"Sadece sana acı çektirmek için mi etrafında olduğumu söylüyorsun yani."
Başımı salladım.
"Gerçekte öyle ya zaten..."
Elimi sertçe bıraktı.
"Seni sevdiğimi sana aşık olduğumu söyledim dimi, ve bütün bu götünde dört dönmemin sebebi beni farketmendi ama biliyor musun sen; kendini beğenmiş, insanları kullanan , kalpsiz bir sürtükten başka bir sikim değilsin!"
Benim hakkında gerçek düşünceleri bunlar mıydı?
"Benim hakkımda gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"
Sinirden gözü seyirmeye başlamıştı.
"Evet Victoria, senin hakkında sadece bunları düşünüyorum!"
Yolun kenarındaki kaldırıma oturarak çantamdan telefonumu çıkarttım ve Chris'i aradım. İlk çalışta açmıştı.
"Alo Chris"
Gözlerimden hızlı hızlı akan yaşları sildim.
"Victoria? Sesin iyi gelmiyor bir sorun mu var?"
Zayn arkasını dönerek bana bakmaya tenezzül bile etmeden arabasına binip uzatlaştığında kendimi daha fazla sıkmayı bıraktım ve gözyaşlarımı serbest bıraktım.
Benim hakkımda nasıl öyle düşünebilirdi ...
"Chris , lü-tfen *hıçkırık* beni almaya gelir *hıçkırık* misin?"
Yutkunduğumda telaşlı bir şekilde cevap verdi.
"Tabiki gelirim, nerdesin?"
Etrafıma baktığımda buranın tam olarak yerini belli eden bir adres yoktu.
"Sana konum atacağım, lütfen çabuk gel..."
Telefonu kapatıp Chris'e konum attıktan sonra ellerimle yüzümü kapatarak ağlamaya başladım.
Kalbim öyle çok acıyordu ki...

°•°•°•°•°•°•°
Nerdeyse yarım saat geçmişti ve ben hâlâ aynı şekilde duruyordum. Kafamda en çok merak ettiğim iki şey vardı, bana dedikleri sinirden mi? Yoksa gerçek hisleri miydi? Yerdeki kaldırım taşlarını incelerken karşımda bir siluet belirdi. Kafamı kaldırıp Chris olduğunu ümit ederek baktığımda o değildi. Zayn elini kalkmam için bana uzattığında onu görmezden geldim.
"Victoria nazlanmayı bırak!"
Ayağa kalktım ve muhtemelen kızaran gözlerimi ovuşturdum.
"Git Zayn, aynı biraz önce beni bıraktığın gibi git! Haklısın ben kalpsiz bir sürtüğüm, git ve kurtul..."
Yutkunma sesini duyabiliyordum.
"Ya kurtulmak istemiyorsam?"
Ben sessizliģimi korurken bir anda hiçbir şey demeden kollarını belime doladı ve sıkı sıkı bana sarıldı. Kollarımı kaldırarak boynuna doladım ve üzerindeki yoğun nane-sigara kokusunu içime çektim.
Gözümden akan yaşlar sırtını ıslatıyordu, saçlarımın arasına küçük öpücükler kondurdu.
"Seni o kadar çok seviyorum ki Victoria..."
Yüzümde kendiliğinden bir tebessüm belirmişti. Bir cevap vermemi beklerken sonucunu düşünmeden dudaklarımızı birleştirdim. Gözlerindeki parıltı nefes alışverişimi hızlandırıyordu. Sanki dünya durmuş sadece bizim etrafımızda dönüyor gibi bir his vardı içimde, bir anda yüksek sesle çalan telefon melodimle ikimizde gülerek dudaklarımızı ayırdık. Gözlerimi gözlerinden ayırmadan çantamdan telefonumu çıkarttım, arayan annem olduğunu ona gösterdiğimde daha fazla beklemeden cevapladım.
"Efendim anne."
Her zamanki gibi sorgulayacağına adım kadar emindim.
"Nerdesin Victoria? Sabah erkenden çıkmışsın."
Zayn'e baktım ve gülümseyerek konuştum.
"İşlerim var anne..."
Zayn gözlerini kıstı ve genel bir anne konuşmasını taklit etti;
'Sabah sabah ne işin vardı?'
Yaptığı şeye ikimizde kahkaha atıyorduk, ona susması için parmağımı dolgun dudağına bastırdım.
"Akşam yemegine evde oluyorsun Victoria ."
Hiçbir kelime etmeden telefonumu kapatarak çantama koydum.

-Zayn-
Annesini taklit etmeme ikimizde öyle çok kahkaha atmıştık ki. Gülmek ona çok yakışıyordu, hiç kimseye yakışmadığı kadar çok...
Elini tuttup arabama doğru yürürken hâlâ yüzündeki gülümseme yerini koruyordu.
Burnunu çekti ve konuştu;
"Bugün benim hakkımda söylediğin şeyleri gerçekten kalbinden geçirerek mi söyledin?"
Tekrardan ona sarıldım.
"Sadece çok fazla sinirliydim ve bir çeşit sinir krizi geçirmek üzere olduğum için seni bırakıp gittim. Sana zarar vermekten korktum. Sinirlendiğim zaman asla yapmayacağım şeyleri bile yapabiliyorum."
Bedenini bana yaklaştırarak gözlerini gözlerime odakladı.
"Bana zarar vermezsin..."
Arabaya binmesi için kapısını açtım.
"Bunu nerden bilebilirsin ki..."
Arabanın etrafından dolanıp sürücü koltuğuna oturdum ve evine doğru sürmeye başladım.
"Bunu biliyorum Zayn, bana asla zarar vermezsin."
Arabayı sürerken gözlerine bakmaya çalıştım.
"Eğer bir gün sana zarar verirsem, bil ki o an muhtemelen bir kriz geçiriyorumdur."

A piece of love (Z.M ff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin