1.8

246 23 20
                                    



"Günaydıın Hannie!"

"Ne oldu?
Ne istiyorsun sabah bile olmadı daha."

"Jeonghan bizim gitmemiz gerekiyor."

"Nereye?"

"Ahh ciddi misin yoksa bu bir şaka mı?"

"Aşağıda bekle."

"Olabildiğince hızlı ol. Daha yapacak çok işimiz var."

"Gitmezsen şimdi vazgeçeceğim."

Joshua Jeonghan'ın üstünden kalkıp odadan çıktı.

"Sikilmeye çok meraklı sanki."

.
.
.

"Ben hazırım gidebiliriz."

"Nereye gidiyorsun Jeonghan?"

"Anne bizim işimiz varmış."

"Ne işi?"

"Jeonghan bana bir konuda yardımcı olacak. Tabii izin verirseniz."

"İzin isteme nereden çıktı?
Arabanız sizi daha fazla bekleyemez gidin artık."

"Gidelim Hannie."

.
.
.

"Sen yukarıda duş al ben birazdan gelirim."

"Nereye gidiyorsun?"

"Bilmiyorum. Burada beklemem imkansız gibi bir şey."

"Hmm anladım."

Jeonghan merdivenlerden Joshua'nın odasına çıktı.

.
.
.

"Hannie bittiyse girebilir miyim?"

"Bitmese bile girecekken neden sorma gereği duyuyorsun ki?"

"Giriyorum o zaman."

Joshua bir süredir beklediği yerde kapıyı açıp odasına girdi.

"Ee neyi bekliyorsun?"

"Neyi kast ettin şuan?"

"Senin sikme hayallerin vardı sanki."

"Ahh o muu?"

Joshua elini Jeonghan'ın beline koydu.

"Sende bunu bekliyordun değil mi?"

"Ben niye bekleyeyim?
İsteseydim yıllar önce yapmıştım."

Joshua ellerini sıkılaştırınca Jeonghan konuşmaya başladı.

"Hangimiz Semeyiz?"

"Jeonghan bu nasıl soru?
Alfa olan ben olduğuma göre ben oluyorum."

"Ben üstte olmazsam sende olamazsın."

"Tamam, aslında bir seferlik izin verebilirim."

"İzin almıyordum."

"Alma izin."

Jeonghan Joshua'yı uzunca süzdü.

"Tamam ne yapacaksan yap artık."

"Yatağa gir."

"Çok iddialısın senn."

"Nefesini tüketme istersen."

"Tamam Hannie."

Joshua kendi yatağına uzandı ve tavana bakmaya başladı.

"Ne zaman gelmeyi düşüyorsun?"

"Feromon bekliyorum ve sen benim dikkatimi bozuyorsun."

"Yardım etmeme izin verir misin?"

"Olur."

Joshua yatağından kalkıp Jeonghan'ın beline tekrar elini yerleştirdi.

"Bunun işe yaradığından emin misin?
Bence değişen bir şey yok."

"Bekle biraz."

Joshua ellerinden birini Jeonghan'ın kalçasına koyup elini gezindirdi.

Kısa bir süreden sonra Jeonghan feromon salgılamaya başladı.

"Bana acil bir açıklama yapman gerekiyor."

"Ne açıklaması? Şu işten sonra yapsam?"

"Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Annem anlatmıştı dün sabah."

"Annen benim yanıma gelmeden önce nasıl feromon salgılanacağını mı anlattı?"

"Evet."

"Ahh sen bunu kaç gündür düşüyorsun?"

"Saymadım."

"Cidden sapık olmalısın."

"Jeonghan tamam en sapık benim
ama önce şunu halletsek?"

————————————————————————

Bu iyice sapık bir hal almaya başladı...

Bu iyice sapık bir hal almaya başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
You are like my soulmate | JIHAN |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin