0.9

307 28 24
                                    



"Uyansana ulan ayıcık."

"Niye üstümdesin yine?"

"Kalkman için."

"Sen kalkmadan nasıl kalkayım?"

"Beni kaldıramıyor musun? Bir de Alfa olacak
götümün Alfası."

Joshua bir hareketle Jeonghan'ı altına aldı.

"İn ulan üstümden sapık."

"Özür dilersen neden olmasın?"

"Ne özürü be ayı."

"Götümün Alfası diyordun az önce."

"Hala götümün Alfasısın."

"Sen ölmek istiyorsun herhalde."

"Sen beni öldüremezsin. Deşerler seni burada."

Joshua Jeonghan'ın son söylediğinden sonra bir sinirle üzerinden kalktı Jeonghan'ın.

"Soysuz zebaniler. O adamı bulup, o kılıcı ona sokacağım."

"Yanında Omega var. Sokmak falan ayıp oluyor. Ayrıca bana ne zaman teşekkür ediyorsun?"

"Ne teşekkürü be. Sıçayım senin krallığına."

"Sapık var diye bağırırım ulan."

"Bağırırsan cidden sapık olurum."

"Sapık mısın ? SAPIK VAR BURADA."

"Sus ulan aptal."

"Teşekkür et."

"Tamam teşekkür ederim. Oldu mu?"

"Diz çökmedin?"

"Sen diz çök ulan. Buradaki tek Lord benim."

"Bağırırım."

"Bağırırsan öperim."

"Siktir ulan. Çık odamdan."

"Üstümü değiştirmeliyim önce sonuçta ben bir Lord'um. Bir karizmam var."

"Dün kaçarken neredeydi karizman?
Çok korkak görünüyordun.
Yani ölmek üzere olmasan baya gülerdim."

"Sen geç dalganı. Saray'ımda sana taht temizlettiğimde göreceksin gülmeyi."

"Senin Saray'ında mı kalacağız!?"

"E yani?"

"Siktir ben kalmam o soysuzların yanında."

"SENSİN ULAN SOYSUZ"

"Tabi bana en üst katı verirsen neden olmasın?"

"Aynı odada kalmayacak mıyız ?"

"Ben seninle aynı odada bir gün daha geçirmem. Boğularak uyandım ayı."

"Ne? nasıl? Sen hiç feromonlarının kokusunu aldın mı?"

"İyi ki bir yanında uyuyayım dedim.
Sabah kalktığımda üstümdeydin sapık."

"Yanımda uyumasaydın."

"Yalvardın."

"YALAN SÖYLEME NE ZAMAN YALVARDIM."

Joshua sinirle Jeonghan'a bakıyordu, ama Jeonghan tam tersi, sadece gülümsüyordu.

"Dün gece titriyordun."

"Sende bana sarılıyordun."

"Korkma diye sarıldım."

"Ben Lordum be, ne korkması."

"Az kalsın altına sıçacaktın."

"Seninde az kalsın dibin düşüyordu."

"Kendine hiç aynadan baktın mı?
Dibim sana düşmezdi."

"Emin misin?"

Joshua Jeonghan'ın saçlarını tuttuğunda Jeonghan Joshua'ya tokat attı.

"Elleme ulan ayı."

"Kafanda yaprak kalmış aptal."

"Yalan söyleme be."

"Bak."

"Yok işte."

Joshua Jeonghan'ın kafasından çıkardığı bir gül yaprağı ile ona gülümsedi.

"Bak varmış."

Joshua Jeonghan'a bakıp gülümserken,
Sadece gözlerine odaklanmıştı. Güzeldi, Ama hadsizdi. Belki de Joshua o yüzden onu hoş buluyordu. O çok dürüsttü.
Aklına geleni direkt söylüyordu.

"Bugün Evime geri döneceğim burası güvenli değil. Sende gel."

"Geleceğim zaten. Üstünü değiştir ben kapıdayım. Bu sefer yalnız kalırsan deşerler seni."

Sadece bu yüzden mi bekleyecek?
Belki de önemsiyordur.

————————————————————————

Medyadaki şarkı>>>

I don't understand but I luv u

Josh evin yanıyo😰

Lorda bak be yanıyo😻🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lorda bak be yanıyo😻🔥

You are like my soulmate | JIHAN |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin