11

118 9 12
                                    


Tuğçe ve Peter hala Wade'den kaçarken, bir anda yaşlı bir kadın Wade'e çarpıp onu duraksattı.

"Ay evladım önüne baksana!" Tuğçe anlaşmıştı herhangi bir yaşlı teyze değildi bu, yaşlı kadın kıyafetleri giyen yaşlı gibi davranan Felicia'ydı bu. Wade'in dikkatini dağıtmaya çalışıyordu kaçabilmeleri için, Peter neler olduğunu anlamak için duraksadığında Tuğçe onu bileğinden çekti,
"Gerizekalı devam et koşmaya! Felicia o dikkat dağıtmaya çalışıyor kaçalım diye" Peter Tuğçe'nin sözleri üzerine kaşlarını çattı, "Nereden biliyorsun?" diye sordu.

Tuğçe cevap vermedi, koşmaya devam ettiler, tamamen iz kaybedip yorulana kadar devam ettiler. En sonunda bir yerde soluklanmak için durdular. İkisi de nefeslerini toplamaya çalışırken onlara seslenen sesle başlarını kaldırdılar,"Sanırım birinizin bana bileklik, birinizin hayat borcu var" dedi Fel, kafasındaki eşarbı çıkartıp yere atarken. Peter'ın gözleri bembeyaz saçlarına takıldı, bu kadın gerçekten mükemmeldi.
Tuğçe ofladı bunun üzerine, bileğindeki gerçek inci bilekliği çıkarıp Felicia'ya uzattı. Fel sevinçle bilekliği takarken konuştu, "Biraz daha göğüslerime bakarsan gözlerini çantama di̇keceği̇m Parker"
Peter duyduğu sözle irkilip önüne dönerken Felicia'ya ona doğru yaklaştı, "Gözlerine sahip çık" Peter yutkundu, Tuğçe iğrenerek onlara bakarken Felicia çoktan Peter'dan uzaklaşmıştı.
"Ne bok yiyeceğiz biz?" diye sordu endişeyle Tuğçe, Peter ve Fel ona baktı. Ne yapacaklarını gerçekten bilmiyorlardı, Tuğçe telefonunu çıkardı cebinden Domino'yu aradı, nerede olduğunu bilmek istiyordu.
Peter tekrar Felicia'ya baktı, bu kadın gerçekten harikaydı. Felicia ona bakan gözleri gördüğünde gözlerini devirdi, "Bana bak sen cidden fazla olmaya başladın, dokunmak istersen parasını ver" dedi sertçe. Peter şaşkındı, bu güzel kadının bir fahişe olduğunu düşünmüyordu ama parası olsaydı şu an yanında, kesinlikle dokunmak isterdi.
"Sadece kart var" dedi alayla Felicia'ya bakıp, Felicia güldü.

Bu sırada Tuğçe hala Domino'yla konuşuyor, onların bu yakınlaşmasını görmüyordu. "Kaç yaşındasın yakışıklı?" diye sordu Fel, "26" diye cevapladı Peter, "32"diye tekrar cevap verdi Felicia. Peter şaşırmıştı o kadar göstermiyordu, "Abla?" diye karşılık verdi.

"Söyle ablasının gülü" dedi Felicia dudaklarını Peter'a daha da yakınlaştırıp. Peter onun sıcaklığı karşısında dudaklarını yaladı, Felicia ıslak dudaklarına minik bir öpücük kondurup geri çekildi, Peter'ın hoşuna gitmişti bu, yarım ağız sırıttı. "Devamı yok mu?"

"Parasız yakışıklılara bu kadar bebeğim" sözü üzerine Peter dudaklarını büzdü, Felicia ise Tuğçe'nin yanına gitmiş Domino'yla ettikleri kavga dinliyordu. Peter ise bu kızı gerçekten becermek istiyordu.

°


Selam, evet biliyorum biraz garip. Hatta baya garip ben Tuğçe, bu sikik hikayeyi yazan Tuğçe 4. duvarı zorla kırmama sebep oldu ama sadece bu seferliğine, yani o yüzden.. Hadi başlayalım.
Asla kendimi tamamen ait hissettiğim, aile gibi hissettiğim bir grup bulamadım ya da kendimi ait hissettiğim bir yer, bu yüzden bende bir kaç eski arkadaşla kendi ailemi kurdum. Bana yanlış yapan kimseye acımam, bu yüzden gerçekten bir savaş başlatmak zorundaydım. Sokak çocuğu olmanın en iyi yanlarından biri de şu, herkesi tanırsın işine yarayıp yaramayacak olan herkesi. Gerçekten güvendiğim herkesi topladım, eski evime, depoma. Plan şuydu, Wade'den o çok sevdiği şeyi alacak ve bütün her şeyini yerle bir edecektim. Şöhreti, en sevdiği şey buydu şöhretiydi. İkincisi ise güçüydü, onu da alacaktım. Ondan her şeyini alacaktım ta ki tahdına ben oturuncaya dek, 17 yaşında, kendimden emin ergen bir kızdım bundan başka neye ihtiyacım vardı ki? Ergen kızlar cehennemdir lafını duyduysanız eğer neyi kastettiğimi bilirsiniz, benden başka kimse o tahda oturma cesaretinde değildi, bu da benim işime geliyordu. Kendimden emindim, o tahtın yeni sahibi kesinlikle ben olacaktım, en genç yaştaki mafya olarak. Adımı Wade'in kanıyla, en güçlü mafyanın kanıyla tarihe yazdıracaktım, hiç düşmemek üzere. Kelimenin tam anlamıyla Wade'in hiçbir şey yapamamasını sağlamak, elini kolunu bağlamak zorundaydık anlıyor musun? Birçok adamı vardı, sayılarına göre çok azdık ama en yetenekli olan da bizlerdik. Normal askerler değildik, Domino. Onun özel bir nişan yeteneği vardı, her türlü silah kullanabilirdi ve yakın dövüşler de iyiydi. Colossus, adam kromdan ve devdi var mı ötesi? Yukio, Japan kökenli kadın bir ninjaydı, birçok gücü var telekinezi bla bla bla, gidin bakın Google'dan anlatamam şimdi, ama en önemli gücü kılıç kullanma da ustaydı. Felicia, üstün cazibesi ve profesyonel hırsızlığıyla gerçekten beyaz bir bombaydı. Negasonic Teenage Warhead, of bunu cidden söylemem gerekiyor mu? Dünyanın en uzun ismi-

ALTIN KATANA¦ bxb, spideypool Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin