13

102 9 23
                                    

Wade'den kurtulduklarını sanarken mutluydular Peter ve Tuğçe, radyodan gelen şarkıyı bağıra bağıra söylüyorlardı, keyifleri yerindeydi,

"Bazen istediğin gibi gitmez hiçbir şey hayatında, bulursun kendini bakarken boş boş kendine aynada. Kaçanın kovalandığı bu dünyada kovalayan olmayı kolay mı sandın!" Peter bir yandan direksiyona vura vura ritim tutuyordu, Tuğçe devam ettirdi şarkıyı, "Aşkın peşinde koşturacaksan çok çok hızlı olman lazım! Koş koş koş koş olana kadar, koş koş koş koş onu bulana kadar! Koş koş koş yakalayana kadar, koş peşinde aşkın ölene kadar! Hayatın hızla akıp geçerken yakışır mı hiç durmak sana? Kocaman bir dünya var dışarıda, başla artık yaşamaya!"
Şarkının nakaratı girdiğinde değişik değişik dans edip gülüyorlardı, dışarıdan onları görenler abi-kardeş olduklarını sanırdı. Şarkı bittiğinde Tuğçe kendini öne doğru itti,

"Teoman'dan Serseri açsana!" Peter güldü Tuğçe'nin bu heyecanı üzerine. "Şarkı zevkin güzelmiş!" Tuğçe bunun üzerine saçlarını geriye savurur gibi yaptı. Radyoyu biraz kurcalayınca buldu istediği şarkıyı, istediği şarkı başlayınca arkasına yaslandı ritim tutmaya başladı şarkıya göre.

"Bunlar güzel günlerimiz, daha beter olacak her şey, dünya zaten yalan dolan. Kaderden kaçamaz insan, vurulmuş kalbinin ortasından.. Aynaya bakmam! Kendimi bilmem! Hayat acıtınca dünyayı sevmem, ne yazık ki tek tabanca serseri doğdum serseri öleceğim!" bu sefer Peter susuyor ve kafasını sallıyordu, Tuğçe ise bağıra bağıra dans ede ede şarkıyı söylüyordu. Şarkıdaki gibiydi bunlar güzel günleriydi ve birazdan her şey daha beter bir hale gelecekti. Ama bunu nasıl bilebilirlerdi ki?

Peter bir araba motoru sesi duymuş ama hiçbir şey yapmamıştı normal herhangi biri sanmıştı ki o darbeyi alana kadar. Wade'den kurtulduklarını sanarken Wade arabasıyla gelmiş ve onlara arkadan çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle radyo kapanıp Peter kafasını direksiyona geçirirken Tuğçe ön ve arka olacak şekilde iki koltuğun arasında sıkışmıştı. Aldıkları darbeyle yoldan çıkmış, yolun kenarındaki ormana dalmış oradan bir ağaca çarpmışlardı. Bu da durmalarını sağladı. Peter da çok bir şey yoktu yarılan kaşı ve birkaç sıyrık dışında.
Tuğçe kafasına aldığı sert darbeyle bayılmıştı. Peter Tuğçe'ye seslendi ilk, cevap gelmesi umuduyla. Beklediği cevap gelmedi, asla hiçbir cevap gelmedi.

Peter panikleyip arabanın kapısını zorladı, açılmıyordu vuruşun sertliği yüzünden kitlenmişti belli ki. Dirseğini cama geçirdi, cam kırılmıştı ama canı da acımıştı. Camdan sürünerek çıktı etrafına baktı, kimse yoktu. Tuğçe'nin olduğu arka kapıya doğru ilerledi, o da kilitliydi. Kafası kanıyordu, baygındı Peter telaşla kapıyı açmaya çalışırken elleri titriyordu. Diğer kapıya doğru gitti ve o kapının camını girdi, içeri uzatıp kızı kucakladı ve dışarı çıkardı.
"Tuğçe!" dolu gözleri ve titrek sesiyle bağırdı kıza, hiçbir cevap gelmiyordu. "Hayır hayır hayır hayır" kendi kendine söyleyerek kızın kafasındaki yaraya bastırdı elini, siyah saçları kızıl kızıl parlıyordu kızın. Arabanın içerisine uzandı, telefonunu bulmak için. Buldu Domino'lara haber verecekti, birkaç defa aradı onu bildirim panelindeki 'sinyal yok' yazısını bile o telaşla görmeden. Bir gülüş sesi ve ayak sesleri onlara yaklaştığında Peter kızı sıkıca tuttu, Wade güle güle yanlarına indi.

"Aa ne oldu? Öldü mü minik arkadaşın? Bana ihanet edenlerin sonu böyle olur işte" elini kaldırıp sıktı, "Böyle!"
Peter'ın gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı, canı acıyordu üstüne bu adamı kesinlikle çekemezdi. Kızı yavaşça yere yatırıp Wade'e doğru yaklaştı en sert ifadesiyle yüzünde. "Cani orospu evladının tekisin"
Wade aldığı tepkiye şaşırdı ilk, sonra kahkahalara boğuldu.
"Haketti"

Peter bunu duyunca Wade'in yüzüne yumruğu çaktı. Kimse onun bu zor zamanında ona yardım eden kişilere laf edemezdi, ettirmezdi. Sinirliydi, Wade yediği yumruğun etkisiyle kanayan burnunu tutup gülümsedi, "Zayıfsın mal"
Bunun üzerine o da Peter'a yumruk attı, gözleri Peter'a ihanet edip kapanırken Peter'ın tek gördüğü şey yerde olduğuydu. Kalkmaya çalıştı iniltilerin arasından, bu sefer Wade yerde olan çocuğun yüzüne tekmeyi yapıştırdığında her yer karanlıktı.

"İkisini de arabaya bindirin" dedi boğuk sesiyle en son, başka hiçbir şey duyamadı Peter.

Insta:@miraculouspiderr_1

ALTIN KATANA¦ bxb, spideypool Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin