9

161 16 27
                                    

Can Güngör- yalnız ölmek  dinleyin lutfen okurken.

Üçlü gece geç saatlerde serin sokaklarda yürüyordu, Peter, Tuğçe ve Domino. Wade onları kelimenin tam anlamıyla her şeyleriyle kapıya koymuştu, üzgünlerdi, buruklardı. Ama yaşamak zorundalardı, Tuğçe kulaklarındaki kulaklıktan gelen şarkıyla kafasını geriye attı, gözleri yaş doluydu.

"Yalnız ölmeyeceğim di'mi?" diye mırıldandı. Kafasına gelen şaplaktan habersizdi "Biz neyiz burada!" diye sitem etti Domino Tuğçe'ye, Peter da Domino'nun tarafındaydı "Eşek başı mıyız biz?"
Tuğçe aldığı tepkiyle gülerken gözlerindeki yaşlar süzülmeye başladı.
Domino burukça Tuğçe'nin yaşlarını sildi, Tuğçe sanki ağlamıyor gibi gülümsüyordu. Peter haline üzüldü Tuğçe'nin, onun da duyguları yokmuş gibiydi, çok ikonik birinin böyle ağlaması cidden derinden vurmuştu onu. Saçlarını okşadı Tuğçe'nin, ikisi de Tuğçe'nin yere yığılmasını beklemiyordu.
"İyiyim iyiyim, bir şey yok bacaklarım yoruldu sadece" dedikten sonra sessizce ağlamaya başladı. Peter ve Domino da onun yanına çöktüler sokağın ortasında. "İyiyim cidden bir şey yok"  bunları söylerken ağlamaya da devam ediyordu Tuğçik, Domino'nun gözünün önüne eski anılar geldi, Tuğçe hep böyleydi. Bir yara alıp ağrısından kıvransa da belli etmemeye çalışır, 'bir şey yok, bir şey yok' diye kendini sakinleştirmeye çalışırdı. Çoğu zaman işe yaramazdı bu.

"Sadece yardım etmek istemiştim" diye hıçkırdı Tuğçe, asla haksızlıklara gelemezdi. Kimseye nedensizce kötü davranmazdı da birine öyle davranması için bir sebebi olmalıydı.
"Biliyoruz, balım biliyoruz" diye onlarda Tuğçe'ye sarıldıklarında gözleri çoktan dolmuştu bile.
Bir anda kalktı sonra Tuğçik, "Ayy yeto ayol ne bu efkar?" kulaklığını çıkarıp hareketli bir şarkı açtı, Peter açılan şarkıyı duyunca "Senin be-" demeye kalmadan Tuğçe sesini biraz daha açtı ve söylemeye başladı bağıra bağıra, göz yaşları sanki buharlaşmış yüzünden aniden yok olmuş yerine aşırı mutlu enerjik bir Tuğçe gelmişti, "Ne zaferinden bahsediyorsun? Sen savaşla aşkı karıştırmışsın, çık o karanlıktan siperinden. Sen beni hep düşman varsaymışsın! Sen rekabet iste, ben buna bayılırım! Kadının gücünü hafife alma, erkeklik gururun vardır sanırım, perişan olup zor durumda kalma!"
Domino'nun kahkahaları müziğe karışırken Tuğçe konuştu,

"Yürüyün aşkolar! Savaş ilanıdır lan bu! Bizde kendi ekibimizi kurarız" diyip kendinden emince, hızlıca yürümeye başlayınca diğerleri arkasından bakakaldı. Şarkı hala çalıyordu ve Tuğçe'nin bir anda bu kadar ciddiyeti çok komikti...
"Hey bekle, nereye gidiyoruz?" diye sordu Peter, Domino ellerini cebine sokup kendinden emince yürüdü, "Sokak kızlarının her zaman çevresi geniştir unutma" dedi ve Tuğçe'nin arkasından daha da yavaş gitmeye başladı. Neler olduğunu anlamamıştı Peter ama onların peşinden gitmesi gerektiğinin farkındaydı.

Eski bir deponun önündeydiler, Tuğçe gururla kapıya doğru bakarken Domino da aynı şekildeydi, elleri hala cebindeydi.

"Burası neresi?" diye masumca sordu Peter, "Göreceksin" diye içeri girdi Tuğçe arkasından Dom. Derin bir nefes aldı Peter, o da girdi arkalarından. İçerisi kelimenin tam anlamıyla toz kokuyordu ama kimse bundan rahatsız değildi, içeride binbir türlü insan vardı kendi ortamlarını kurmuş gibilerdi hepsi, her yerde koltuklar onlara oturmuş konuşan, oyunlar oynayan, kendi kafalarında takılan insanlar vardı. İçeri girince herkes onlara baktı, sonra sağır edici sesler duyuldu.

"ANANI SİKEYİM NE? TUĞÇE? DOM? PİYASAYA GERİ Mİ DÖNDÜNÜZ? VAY ANASINI" gibi çeşitli sözlerdi bunlar, kızlar hepsine cevap verdikten sonra bir koltuğa yayılmış diğer bağırışlara katılmamış beyaz saçlı üzerinde elmaslar, çeşitli mücevherler olan bir kıza doğru ilerlediler. Kız onları görünce gülümsedi, boynundaki incili kolyeyi ısırdı, "Vay vay vay, Tuğçe ve Domino? Sizi buraya kim getirdi? Bir yakışıklı da varmış"

"Felicia Hardy hala devam mı profesyonel hırsızlığa, ha?" diyip alayla konuştu Tuğçe. Domino arkada sırıtıyordu.

"Ee gördüğün gibi herhalde" diyip üzerindeki takıları göstererek. Kızlar kendi aralarında kıkırdarken Peter'ın gözü Feli̇ci̇a'ydı, kız gerçekten çok güzeldi.
"Ee ne istiyorsunuz bakalım bunca yıl sonra?" diye direkt konuya girdi beyaz saçlı.

"Bazı şirketleri devirmek istiyorum" Tuğçe Dom ve Peter'a baktı, "İstiyoruz, ekip lazım bize."

ALTIN KATANA¦ bxb, spideypool Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin