KALPTEN KALBE -13-

999 53 41
                                    

Aysel ablanın yüzüne bakakalırken beynim olduğundan daha hızlı çalışarak hemen bir şeyler uydurdu. İmam olan babam yalan söylememi tasvip etmezdi ama mahalleye dedikodu malzemesi olmamı daha bir istemez gibiydi. 

'Sevgili Aysel ablacım, beyefendi mahallede ki marangoz da çalışan beyefendi. Camiden dolayı tanıdığı için görünce selam verip babama selam söyledi.' dedim, fazla sallamak istemediğim için minimal doğal akışta olabilecek bir yalan uydurmak zorunda kaldım. 

Aysel abla aldığı cevaptan dedikodu malzemesi çıkmayacağı için pek tatmin kalmayarak dudaklarını büzse de kafasını sallayarak konuştu 'Anladım canım.' 

İyi akşamlar dileyerek Aysel ablanın yanından geçtim ve asansöre binerek eve çıktım. 'Selamünaleyküm' dedim eve girip ayakkabılarımı portmantoya koyarken. 'Aleykümselam kızım.' dedi annem muhtemelen salondan.

Bacaklarıma salona hedef göstererek adımladım ufak ufak. Salona girdiğim de annem elinde şişleriyle oturmuş örgü örüyordu. 'Sultanım bu sefer ne örüyorsun?' 

Koltukta yanına oturup, yanağından öptüm. 'Geçen bahsetmiştim ya komşunun gelininin torunu olacakmış. Kış bebeği olacak dediler ona patik örüyorum.' dedi, annem örgüden gözlerini ayırmadan. Örgü işlerini epey seviyordu. Benim kışlık hırkalarım, ev patiklerim hatta iki tane de örgü çantamı annem örmüştü. Komşuların torununa da yapmaya bayılıyordu böyle minik hediyeler. Kendi torunu olsa düşünemiyordum nasıl bir şov yapacağını.

'İyi yapmışsın annem.' dedim, aslında babam gelmeden ona anlatmadığım Tunahan'ı anlatmayı ve yine sırsız zamanlarımıza dönmeyi istiyordum ama şuan bütün dikkatini örgüsüne vermişken bölmekte istemiyordum. Çünkü biliyordum ki dikkatinin dağıtılmasını asla sevmiyordu, sadece örgü yaparken.

Öylece koltuğun bir köşesinde bacaklarımı totomun altında der top edip oturmuş telefonla uğraşırken annem elindekileri bırakarak bana döndü. 'Anlat bakalım bana anlatmayı ertelediğin şu mevzuyu.' dedi. 

Annemin neden  buraya tünediğimi kavraması çok uzun sürmemişti anlaşılan. Yönümü anneme çevirip koltuğun koluna yasladım sırtımı. 'Şimdi şöyle ki hoşlandığım bey efendi vardı bir tane, bahsetmiştim. Hatırladın mı?' dedim, hatırlamasını söylemesi için de kısa bir es verdim. Böylece burnumdan derin bir soluk almayı da başardım. 

'Evet hatırlıyorum, geçen yıl yaz ayında bahsetmiştin.' 

'Heh öncelikle o kişi bizim camiye de gelen mahallede de esnaflık yapan bir kişi. Adı Tunahan.' dedim, şimdi de anneme marangoz Tunahan'ı hatırlaması için zaman tanımak için susacaktım ki annem ayaklarının sallamasını durdurup 'Gerçekten mi?' dedi. Sesinde sevinç mi seziyordum bana mı öyle geliyordu?

'Gerçekten anne. Geçen ay cami de ihtiyaç olmuştu da birisi bana numarasını verip sen hallet demişti ya. Numarası öyle elime geçti. Tabii kendimden değil Arap'ın telefonundan mesaj yazıp bilgi verdik. Neyse Arap'ta beni gaza getirdi, benim de gaza gelesim varmış ki Tunahan'a yazdım ismimi vermeden.' dedim, annem hiih diyerek eliyle ağzını kapatarak kocaman gözlerle baktı. Onun sevimli haline gülümsedim ve devam ettim. 'Ben ona yazdım fakat o bana kalbinde birisi olduğunu ama o hanıma söylemeden adını ortalık yerde anamayacağını söyledi.' dedim, annem kaşlarını çatmış ve benim başlamadan biten aşk hayatıma üzgün gözlerle bakıyordu. 

'Annem, üzülme hemen. Benle konuşmak istemedi başta ama hani iki hafta önce bir müşterisiyle kavga etmişti ya, mahalleli bahsediyordu. Heh işte onu kafasına takmaması için yazdım ve o günden beri belli bir mesafe eşliğinde günlük hal hatır sorma maksadında konuşuyordu.' dedim, annem ise heyecanlı heyecanlı dizi izlerken araya reklam girdiğinde ki ruh haliyle dizime bir tokat atıp 'Eeee kızım anlat artık ne oldu?' dedi.

KALP SIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin