♪Yüzük♪

255 36 72
                                    

"Abla, yardıma gelir misin?"
Hoseok yatağında bağdaş kurarak oturmuş, ablasını bekliyordu.

Bugün Alfayla yüzük bakmaya gideceklerdi, özenli giyinmeliydi.

"Efendim çiçeğim?"
Ablasının sesiyle gülümsedi.

"Kıyafet için, yardım eder misin? Hava soğuk, şık olmak istiyorum"
Jiwoo'nun parmakları yanaklarını sıkarken gülümsedi.

"Oyş oyş benim kardeşim büyümüşte alfasına güzel mi görünmek istiyormuş?"
Elmacıkları anında kızardı, utanarak ablasının ellerini itti.

"Abla ya!"
Onun sitem dolu sesiyle gülüp saçını karıştırdı Jiwoo.

"Tamam tamam, demedim bir şey"
Dolabın başına geçip karıştırmaya başladı sonrasında.

"Abla...yakışıyor muyuz?"
Hoseok'un çekingen sesiyle tebessüm edip ona döndü.

"Çok yakışıyorsunuz çiçeğim"

Heyecanla daha dik oturdu Hoseok.
"Ya, cidden mi! Nasıl peki? Sanırım biraz kısa, yan yana gelince soluklarının değdiği yerden anladım, kokusu da çok hoş, kahve gibi kokuyor. Sonra, sonra sesi de çok derin! Acaba yüz hatları nasıl? Keşke dokunup öğrenebilsem, keskin mi yumuşak mı? Küçük mü büyük mü? Teni pürüzsüz mü yoksa yaraları mı var? Saçları nasıldır acaba"

Burukça gülümsedi Jiwoo.
'Lütfen Tanrım, bir mucize ver güzel kardeşime, kendi güzelliğini de, etrafındaki güzellikleri de görebilmesi için. O çok temiz kalpli birisi Tanrım. Lütfen.'

"Yumuşak yüz hatları var bebeğim, ve evet senden birkaç santim kısa, çok değil ama, bugün söyle, belki yüzünü dokunarak keşfetmene izin verir"

"Utanırım ki"

"Hiii Hoseok, sen ilk birliktelikte ne yapacaksın o zaman"
Tekrar kızaran elmacık kemikleriyle uzanıp yastığını aldı ve ablasının sesinin geldiği yere fırlattı Hoseok.
"Abla ya!"

Iskalamıştı, yine de bozuntuya vermedi Jiwoo.
"Ya tamam ya, yavaş at biraz öküz"

Gülerek eliyle ağzını kapadı Hoseok.
Iskaladığını biliyordu, yastığın yere düştüğünde çıkardığı sesi duymuştu.
Ama o da ablası gibi bozuntuya vermeden devam etti.

"Sende yardım et o zaman"

"Bugün yamur yağmayacak, hmmm şunlar fazla mı ince olur?"

"Aman abla, zaten dışarı çıkma iznim yok, Yoongi annemle kavga ederek zar zor izin aldı, hasta olursam hiç çıkamam bir daha"
Derin bir nefes alıp devam etti Hoseok.
"İlk defa dışarı çıkacağım, hep hastaneye gitmek için çıkıyorduk, çok heyecanlıyım"

Yumruğunu sıktı Jiwoo.
Annesinden nefret ediyordu.

Kahverengi baskılı bir sweatshirt ve diz kısımlarında yırtık olan bol mavi bir pantolon çıkardı. (Medya) Hoseok'un yanına gidip verdi.
"Sen giyin, bende saçını yapayım."

Hoseok kafa salladı, gözünü kapatan kumaşa dikkat ederek giyindi üzerini.

O kumaşı çıkarması yasaktı, banyo ederken bile çıkaramıyordu, küçüklüğünden beri hem de.
Eğer kirlenir yada kokmaya başlarsa annesi gelir, kumaşı çıkardığı gibi eliyle gözlerini kapatarak takardı yenisini.

"Giyindim!"

Ablası yavaşça arkasına geçti ve güzelce yaptı kardeşinin saçını, öptü alnını, eli kumaşa gitti.

"Yenisini takalım dur"

Çekmeceyi açtı, aynı kumaşın diğerini aldı ve elini Hoseok'un gözünü saran kumaşa koydu, Hoseok elini tuttu.

"Dur, annem geliyor, kızacak"
Duymuştu ayak seslerini.

"Hemen yenisini takacağım, bir şey demez"

Ve düğümü çözmeye çalışırken kapı sertçe açıldı.
"NE YAPIYORSUN SEN"

Annelerinin sinirli sesi duyuldu, kadın kızını saçından tuttuğu gibi attı yere, Hoseok sadece ablasının çığlığını duyuyor, bir şey yapamıyordu.

"BEN SANA DEMEDİM Mİ O GÖZ BAĞI AÇILMAYACAK DİYE"

"Sadece yenisini takacaktım"

"SANA MI KALDI!"

Tokat sesini de duyunca ayaklanıp annesinin elini tuttu Hoseok.

"Anne dur, yalvarırım dur"

"Sen bir kes be, özürlü, bir işe yaradığında yok. Bak. Ablan senin yüzünden dayak yedi mutlu musun? Sen istedin dimi? Sakat, aptal"

Sadece yutkundu Hoseok.
Alışamıyordu bir türlü bu laflara.

Annesi yataktaki kumaşı aldı ve Hoseok'un gözünü tek eliyle kapatıp çözdü kumaşı, sonra yeni kumaşı takıp sertçe sıkıp düğümledi.

Zilin çalmasıyla Hoseok'un içindeki kara dumanlar dağıldı, önce ablasının gidip kapıyı açtığını duydu, sonra burnuna alfanın heyecandan yaydığı koku geldi, daha sonraysa alfanın sesini duydu.

"Çok güzel olmuşsun omegam"

Sesin geldiği yöne, kapıya doğru yürüdü, heyecanlıydı.

"Teşekkürler alfa"

Yoongi'nin nazikçe elini kavrayan elini hissetti, yutkundu.

'Elleri çok zarif ve biçimli, üstelik damarları da var'

Merak ediyordu, alfanın neye benzediğini merak ediyordu.

Alfanın bir anda elini bırakmasıyla boşluğa düşmüş gibi hissetti, elini öylece boşluğa bıraktı.

Yoongi ise eğildi, Hoseok'a ait olan spor ayakkabıları aldı, omeganın bileğini nazikçe tutarak giydirdi ayakkabıyı, bağcıkları bağladı, diğer ayakkabısını da giydirip ayaklandı ve omeganın güzel yüzüne baktı.

Kızarmıştı güzel omegası.

Koluna girdi, çıkardı evden, asansöre gidip düğmeye bastığında omeganın korkudan ağırlaşmış kokusu doldu burnuna.

"Neyin var omegam?"

"Ben...ilk defa dışarı çıkacağım"

Elini nazikçe yanağına koyup okşadı.
"Korkma omegam, yanındayım, her zaman da burada olup seni koruyacağım"

Eyes / SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin