"Günaydın!"
"Günaydın Jisung"
Sınıfa girdiğimde dersin başlamasına 5 dakika kalmıştı. Gecikmemiştim bu sefer.
"Bugün büyük gün ha Jisung?"
"Ne gibi Seungmincim?"
"Minho ile teke tek basketbol maçı işte"
Diyip göz kırptığında bende göz devirdim.
"İzlemeye gelecek misiniz?"
"Gönül ister sizi tek bırakalım ama Minho'nun ne yapacağı belli olmaz"
"Niye lan?"
"Chan ile konuşurken Minho'dan bahsetmişti. Normalde sinirli, kavgacı bir çocuk dedi"
"Hiç öyle birine benzemiyor"
"Çünkü sana o yönünü henüz göstermiyor"
Felix'in yanımıza gelirken söylediği cümleye şaşırmıştım.
"Yok ya ben öyle düşünmüyorum"
"İzle ve gör"
Açıkçası Seungmin'in böyle demesi biraz korkutmuştu.
----------------------------
Öğle arası geldiğinde kantine inmiştik. Chan bize el salladığında oturdukları masaya gittik. Hepimiz oturduğumuzda Minho konuştu.
"Bugün çıkışta maçımız var Jisung unutmadın değil mi?"
"Hiç unutur muyum?"
"Biz de geliyoruz seyirci olarak heralde değil mi?"
"Ayıpsın Hyunjin tabii geleceksiniz"
"İşte yüce basketbol tanrısı Jisung"
Dediğine güldüğümde Minho'nun bana baktığını farkettim. Bakışlarında bir nefret bir hüzün yoktu. Sadece öyle bana bakıyordu.
"Minho?"
"Ha efendim?"
"İyi misin?"
"İyiyim iyiyim gözüm dalmış uykumu alamadım da tam"
"Kaçta yatıyorsun?"
"Değişiyor genellikle pek uyuyamıyorum gece 3-4 de anca dalabiliyorum uykuya"
"Oha 2 saatlik uykuyla okula geliyorsun resmen"
"Maalesef"
Öylece otururken Hyunjin birden bir soru sordu.
"Hiç sarhoş oldunuz mu siz?"
Üçümüze yöneltmişti sorusunu.
"Hayır tabiki de"
Seungmin bizim yerimize cevapladığında Minho Hyunjin'e öldürecek gibi bakıyordu.
Geçen sefer de tam konusu açıldığında böyle olmuştu.
"Sarhoş olmaktan da korkuyorum ben"
"Niye ki?"
Minho sormuştu.
"Sarhoşken insanlar içinden geçenleri söylermiş ya saçma sapan şeyler söylerim diye korkuyorum"
"Aman boşver bir kere geliyoruz dünyaya"
