İyi okumalar!
...
''Herhangi bir konuda olumlu ya da olumsuz önyargılarımız varsa, en basit gerçeklerden yaptığımız çıkarımlara bile tamamen güvenemeyiz.''
- Nantucketli Arthur Gordon Pym'in Öyküsü, Edgar Allan Poe
...
Gömleğinin kollarını dirseklerine kadar sıyırırken özlem dolu mavilerini, özlemi olan diğer mavilere kavuşturdu Barbaros. Fazla ayrı kaldıkları da yoktu oysaki, aylardır da birlikte olacaklardı ama insan sevdiğini özlüyordu işte.
Bir limana daha teslimatları bırakmışlar, kolundaki yaranın pansumanı için şehre inmişlerdi. Fazla acısı olduğu söylenemezdi ancak zaman zaman kanaması oluyor, tahmin ettiklerinden daha çok sağlık ekipmanı harcamak zorunda kalıyorlardı. Gemilerinde ise genellikle bu tür kazalar olmadığı için gerektiği kadardan fazla ekipman bulunmuyordu. Hem eksilenleri tamamlamak hem de diğer ihtiyaçları gidermek için Maracaibo'da biraz fazla zaman geçirmişlerdi.
Geminin deniz üzerinde bıraktığı köpüklerden gözlerini alıp, bir defa daha yüzüne çarpan havanın tuzlu kokusunu derin derin içine çekti, ardından yürümeye devam etti. Gözleri, ileride güverte reisi ile konuşan İdris'inkilerle birkaç saniye birleşince bir gözünü kırpıp durumu sordu. İdris ise gözlerini kendinden ayırmadan konuşmaya devam edip başıyla her şeyin yolunda olduğunu anlatınca içi rahat şekilde devam etti. Konu iş olunca, normalde haylaz çocuklar gibi davranan arkadaşları bir anda ciddileşirdi. Bu yüzden iş konusunda hepsine güveni tamdı.
Kaptan köşküne gelince kapıyı açmak üzere elini uzattı Barbaros ancak her zamanki gibi, aralık olduğunu görünce gözlerini devirip gülümseyerek ittirdi. Herkes bir yandan işiyle ilgilenirken geldiğini görünce kendine bir selam vermiş, Murat ise sırıta sırıta kendi kendine mırıldandığı şarkıyı biraz daha yüksek sesle söylemeye başlamıştı.
''Hoş geldin kaptanım,'' diye şarkısını bölüp oturduğu yerden ayaklandı, üzerindeki gömleği düzeltmeye koyuldu Murat. Başıyla denizi işaret etti. ''Hiç merak etmeyin son sürat yoldayız. Hiç kimseye Barbaros kaptan geç kalmış dedirtmeyiz!''
Barbaros sanki azarlarcasına ağır ağır başını salladı, hepsinin bir şekilde suçunu telafi etmeye çalıştığını biliyordu. Bu yüzden yapabilecekleri her şeyi fazlasıyla yapıyorlardı ancak hiçbirine durup da aferin demiyordu. Yoksa affedildiklerini bile düşünebilirlerdi. ''Son sürat değil, güvenle gidelim Murat.''
Kalkış sonrası her şeyi zaten kontrol etmişti ancak hızlıca tekrar kontrol edip içi rahat şekilde koltuğa oturdu. Murat'ın yeni bir şarkıya giriş yapmasıyla ise içine bir ağırlık çökmüş gibi hissetti, bakışlarını refleksle denize çevirdi. Sanki duyduğu başka bir melodi vardı, deniz kendine bir şarkı söylüyordu. Ama bu şarkı, sevdiğine baktığında içinde oluşan heyecandan gelmiyordu da deniz gerçekten dile gelmiş, kendine şarkı söylüyor gibiydi.
''Murat,'' diye seslenip bakışlarını da arkadaşına çevirmek istedi Barbaros ancak bedeni büyülenmişçesine bunu yapmasına izin vermiyordu. Bu yüzden arkadaşına dönmedi, Murat'ın şarkısını durdurup ''Buyur kaptanım?'' demesiyle ise irkilip bir anda bedenini tekrar kontrol altına aldı, arkadaşına döndü. Çünkü Murat susunca, duyduğunu sandığı şarkı daha net duyulmaya başlamıştı.
Yüzündeki şaşkın-dehşet ifadesini gören arkadaşları anında merakla kaşlarını havalandırırken artık şarkıyı duyamayan Barbaros da hepsiyle teker teker bakışıp düzensizleşmek üzere olan nefesini toparladı. Onlara da duyup duymadıklarını sormayı düşünmüştü bir an ama yüzünü sertçe sıvazlayıp kendi kendine vazgeçti, boğazını temizleyip ''Yeter be oğlum,'' diye sakince hiçbir şey olmamışçasına konuşmaya başladı. ''Seviyorsun eyvallah da, biz de insanız, her saat maruz kalıyoruz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR OKYANUS ŞARKISI - BL
FantasyBir damla yaş düştü denizcinin gözünden; okyanus ürperdi, dalgalarla teselli etti. Bir inci düştü denizcinin seyir defterinden, kalbi ürperdi, büyüleyici bir şarkı duyuldu. Sevdiği ağlıyordu, okyanus iç çekiyordu ama denizci teselli edemiyordu; Çünk...