5. Bölüm: Denizci Sözü

223 26 43
                                    

İyi okumalar!

...

 Yan yana duran iki gemi, sanki hayat da durmuş gibi bir sessizliği doğurmuştu denizin ortasında. Cahit gözyaşları içerisinde dizleri üzerine çöktüğü yerde, şok içinde yere bakıyor Murat ise ne yaşadıklarını anlamaya çalışarak arkadaşının sessizliğine ortak oluyordu. Ancak Barbaros, her şeyin aksine, istediğini elde etmenin hırsıyla dolarak dümeni bırakmış, kapıya doğru büyük adımlarla ilerlemişti.

 Kapının yanındaki sandalyeden aldığı ceketi omuzlarına atıp aynı büyük adımlarıyla güverteye çıktı, kendisi gibi yeni gelen İdris'e ismiyle seslenip bir eliyle gelmeleri gerektiğini işaret etti. Diğer gemiden kendilerini izleyen, dağınık kıyafetler içerisindeki insanları süze süze ayak seslerini duymaya başladığı tayfaya ''Halatları gönderin!'' diye emretti. Ancak kendilerinden önce, diğer gemiden gönderilen halatları görüp duraksadı, geri çekilmeden nefesini verip güldü.

 Duraksayan gemicilere dönüp ''Hadi, hadi!'' diye eliyle durmamaları gerektiğini işaret etti Barbaros. ''Şunları da sıkıca bağlayın,'' diye diğer gemiden gönderilen halatları işaret etti, cümlesi biter bitmez küpeştenin demirine ayağını yaslayıp kendini yukarı kaldırdı, İdris ve Murat'ın uyarılarını duymazdan gelerek diğer gemininkine atladı ve güverteye ayak basar basmaz kendine her an saldıracakmış gibi duran insanları süzüp geminin kaptanını bulmaya çalıştı.

 İdris ve Murat da hemen arkasından gelince aramayı bıraktı, bir elini rastgele öne uzatıp ''Barbaros Özkara!'' diye bağırarak kendini tanıttı. İngilizce olarak devam etti. ''Tüm mürettebatınızın da canını yok sayarak, canına kastetmek üzere olduğunuz geminin kaptanıyım. Bu durumun sorumlusu olarak kimi muhattap almalıyım?'' 

 Barbaros, aynı bakışlardan başka bir yanıt alamayınca sırıttı, ''Öyle olsun,'' diye elini indirmeden önce ekledi. ''Herkesle tek tek de konuşuruz evelallah.'' 

 Ancak inen eli, bir anda sertçe kavranınca bu sefer memnunca gülümseyip hemen karşısında dikilen esmer kadınla bakıştı kaptan; simsiyah gözlerindeki hin ifadeyi dolgun dudaklarına da indirmiş, kendinden korkmadıklarını göstermek ister gibi gülüyordu.

 ''Ramona Silva,'' deyip gemisini işaret etmek ister gibi çizmesinin topuğunu sertçe yere vurdu kadın. ''Bu hatunu kucaklayabilecek tek kadın benim.'' Kavradığı eli sertçe sıkıp aşağı çekti, diğer eliyle de Barbaros'un yakasını tutup kaptanı kendine doğru çekti. Çenesini kaldırıp yüzünü yüzüne yaklaştırarak ''Sen de, şu,'' diyerek çenesini hafifçe yana savurdu, arkasındaki adamları işaret etti. ''Kölelere katılma niyetiyle gelmediysen ayaklarını sevgilimin üzerinden çek. Yoksa hepsini kesip avladığım balıklara yem olarak kullanırım, kaptan.''

 Dudaklarına çarpan sıcak nefeslerin sonlanmasıyla bir süre bekledi Barbaros. Burası kesinlikle normal bir gemi değildi; gemi de içindekiler de kaçak olmalıydı. Üstelik tehdidindeki balıkların hamsi olmadığını anlaması da başına gelenleri tazelemişti. Gemisini de mürettebatını da sağ salim buradan kurtarmak, hiçbirine bulaşmamak en sağlıklısı olacaktı. Tabii, bunun için biraz geç kaldığını da yeni fark ediyordu.

 Hala dibinde olan dudaklara hafif bir gülümsemeyle karşılık verip geri çekildi Barbaros. Ramona da gerileyince tuttuğu eli bırakmasına müsaade etmedi, kadının eli üzerine, gemideki herkesi hareketlendirecek, bakıştığı kara gözleri ise iyice gözler önüne serecek şekilde bir öpücük kondurdu, öyle bıraktı.

 ''Memnun oldum, Kaptan Ramona. Bizim de kaybedecek fazla vaktimiz yok. Üstelik fark ettiğiniz üzere gemimizi de bir an önce en yakın limana ulaştırmamız gerekiyor. Malum, okyanus bu, yaralıya acımaz. Belli ki telsizlerinizde bir sorun oluştu, biz de hızımızı ayarlayamadık. Kabul ederseniz sizin zararınızı da tamamen biz karşılayacağız ama merak ediyorum... bu kadar aceleyle nereye gidiyordunuz da önünüze çıkan hiçbir şeyi göremediniz?'' Tekrar sırıtıp çenesiyle arkasındaki gemiyi işaret etti. ''Malum, benim hatun da pek küçük sayılmaz.''

BİR OKYANUS ŞARKISI - BLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin