Şüphe

136 13 0
                                    

Sabahın erken saatlerine kadar oturup Tomris' i düşündüm. Acaba neredeydi? Onun öz kardeşim olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Onuncu sınıfların en başarılı öğrencisiydi.

Şimdi ise benim öz kardeşimdi. Tomris gittikten sonra babamla kavga ettik gitmesine öylece göz yummuş ve bahane olarakta "yasal olarak vasisi değiliz." demişti.

Saçmalık 16 yaşında bir çocuk tek başına nereye gider, ne yapar? Tek ben mi düşünüyorum bunu ya!

Kapının tıklanmasıyla yatağımdan doğruldum.

"Girebilirsiniz." dediğimde içeri hizmetlimiz Seher Hanım girdi.

"Açelya Hanım yemek hazır sizi bekliyorlar." dedi.

Başımı 'tamam' anlamında sallayıp yemek odasına gittim.

Tam anlamıyla "herkes" burdaydı.

Azra ablam,ve Deniz ablam bile gelmişti.

"Ben o kadar çağırdım gelmediniz. Alındım gerçekten." diyerek yerime oturdum.

"Konu ciddi Açelya. Tomris' in bizim aileden olduğunu duymayan kalmamış. Onu kaçırıp zarar verebilirler. Deniz yasal işlemlerle ilgilenirken Pamir ve Demir abinde Tomris' in güvenliğiyle ilgilenicek. Bu yüzden tüm işimizi bırakıp geldik." dediğinde Duru biraz garip bir bakış attı.

"Kız aileye girmek bile istemiyor! Arkasını dönüp gitti. Neden hepiniz bu kadar ilgilisiniz ki?" dediğinde babam

"Kızım her ne olursa olsun Tomris bizim kan bağlı kızımız. Bizi istemiyor olmasının mantıklı bir sürü sebebi eminim ki vardır." diyerek karşılık verdi.

"Açık konuşmak gerekirse benim bazı şüphelerim var." dedi Deniz ablam. Devamını getirmeyip yemeğini yerken Duru ve benim bilmemi istemediğini anlamıştım.

"Tamam bu kadar yeter yemek soğuyor. Yemekten sonra konuşalım." diyen annemle kimsenin ağazından bir kelime dahi çıkmadı.

**********

Yemekten sonra evin büyükleri evin kütüphanesine bizde çalışma odasına gitmiştik. Yapmam gereken ödevleri yaparken Duru bir türlü yerinde durmamış başımda volta atıyordu.

Daha fazla dayanamadım "Ya! Duru başımda volta atmaya devam edersen seni Mert abinin odasına kovalarım." dediğimde çalışma masasının önündeki koltuğa oturdu.

"Abla sence Tomris' i buraya getirirler mi?" dediğinde derdini anladım.

"Büyük bir ihtimal her türlü buraya getirirler. Sonuçta o da senin, benim gibi bir Gürsoy. Elbette onuda yeri burası. Hem endişelenme sen, onu senden ayırmayacakları gibi senide ondan ayırmadan seveceğiz." dedim ve yanına oturup sıkıca sarıldım.

"Hadi git uyu yarın pazartesi okul var erken kalkmalıyız."

"Tamam." diyip odadan çıktı.

Dersimin başına geçip soruları çözmeye devam ederken bir süre sonra odanın kapısı çaldı. Ya sabır!

"Gel!"

Ah! Benim yaralı kalbim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin