Onur Bey refakatçi olarak
Tomris' in yanında bekliyordu. Doktorun sözleri kulaklarındaydı. Tomris' in vücudunundaki morluklar ve sayısız yara izi ihmal ve istismarın sonucuydu.Kolları ve bacakları sapa sağlam ama sırtı, göğüs kısmı ve karın bölgesinin durumu vahimdi.
Psikolojik olarakta iyi olmadığı geçirdiği nöbetten anlaşılıyordu.
Beste Hanım haklıydı. Hem Tomris' in hemde Duru' nun bir psikolojik danışmana ihtiyacı vardı.
Eli kısa kumral saçları şevkatle okşarken "Ah be kızım. Anlatsan ne olduğunu? Bir anlatsan. Sana o evde neler yaptıklarını." söyediği sözleri yarı uyanık olan Tomris duymuştu. Gözleri kapalı bir şekilde zar zor konuştu.
Mırıltı gibi çıkan sesiyle "Susadım." diyebilmişti.
Boğazı uyutmak için verilen narkozun ve uzun süredir uyuyor olmasından dolayı kupkuru olmuştu.
Onur Bey suyu Tomris' e içirmek için hamle yaptığında Tomris zorlan doğrulup suyu elinden alıp içmeye çalıştı ama Onur Bey bardağı çekip suyu kendisi içirdi.
"Ellerini uzun bir süre kullanmamalısın. Duvara monteli aynaya vurduğun için elinin durumu iyi değil." dedi.
"Ne kadar süredir uyuyorum." dedi. Ara tatilde olsalarda okula gitmesi gerekti.
"Nerdeyse 8 saat oldu. Okul için endişeleniyorsan ben konuştum bursun etkilenmeyecek. Ayrıca bir haftada raporlu olarak okula gitmeyeceksin." Onur Beyin sözlerine itiraz etmedi.
Edemezdi de zaten.
Onur Bey kalktığı koltuğa geri oturup "Sen uyuyorken bir arkadaşın geldi. Adı Selen-" derken Tomris sözünü kesti.
"Aile dostunuzun kızı biliyorum. Yakın arkadaşım değil sınıf başkanımız. Bugün gitmem gereken antremana katılmadığım için bakmaya gelmiştir." dedi.
"Emin misin? Senin için çok endişelenmiş gibi duruyordu. Hatta 3 saat boyunca uyanmanı bile bekledi. Fakat ben eve gitmesi için ısrar ettim." Onur Beyin sözleri nedensizce Tomris' i heyecanlandırmıştı.
Her zaman Selen' in sınıf öğretmeni istiyor diye kendisine yakın olmaya çalıştığını düşünmüştü.
"Hatta senin için bir hediye de bıraktı." diyerek koltuğun yanındaki karton poşeti Tomris' e uzattı.
Tam olarak oturur pozisyona gelip poşetin içine baktı. Bir not ve o gün onlarda film izlerken sarıldığı peluş ejderha vardı.
Notta şöyle yazıyordu:
"Duru ile aranda olanları tam olmasada Duru' dan öğrendim. Sana inanıyorum Tomris. Durduk yere birine bir şey yapmazsın. Ben sana inanıyorum. Kendini yalnız hissedersin diye bu peluşu sana hediye ediyorum. Umarım bir daha kendini yalnız ve öfkeli hissettiğinde kendine zarar vermek yerine buna sarılıp sakinleşirsin." notun sonunda üç tane alt alta kalp çizmişti.
Kalplerden biri pembe, ortadaki mor ve en sondaki lacivertti.
Selen' in en sevdiği renklerdi(.) Tomris içinden "acaba?" dedi. "Acaba Selen bana karşı bir şeyler mi hissediyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah! Benim yaralı kalbim.
Teen Fiction"Hastanede bir karışıklık olmuş. Doğduğun gün ordaki bebeklerden sorumu bir hemşire sen ve bir başka bebeği yanlışlıkla karıştırmış. Hasta yatağında hastaneyi arayıp her şeyi itiraf etti." dediğinde dualarımın kabul olduğuna sevinemedim bile. Bir i...