tanışma

127 13 0
                                    

Sınıftan çıkıp pansiyona doğru yavaş yavaş giderken kendimi daha da kötü hissetmeye başlamıştım. Eczaneden soğuk algınlığı için ilaç almak üzere yolumu değiştirdim.

Birazda hızlanmıştım.

"Tomris!" ismimi duymamla durup arkamı döndüm.

Hastanede gördüğüm kızdı. Ağlayan kardeşini sakinleştiren kızdı.

Yanıma gelip karşımda durdu. "Konuşmak için geldim." durduğu yerin biraz ilerisinde siyah bir Honda HR-V model araba vardı.
İçi silik bir şekilde gördünüyordu.

"Adımı nerden biliyorsunuz?" dedim. Çocukça ama tanımamazlıktan gelecektim.

"Beni hatırlamadın mı?" dedi.

"Üzgünüm şimdi hatırladım. Sen geçen sene bana okul için yardımcı olan üst sınıfsın." dedim.

Onu müdür odasında gördüğümden beri hatırlıyorum geçen sene bana okulu gezdirmişti.

"Yapma böyle Tomris. Beni hatırladığını biliyorum. Senle konuşmak istiyorum. Eğer müsaitsen bugün bizimle yemek ye hem tanışırız olmaz mı?" ılımlı yaklaşıyordu ama içimden bir ses deilcesine onu reddetmemi söylüyordu.

Ve ben hayatım boyunca o sesi Yani aklımı dinledim ve "hayır! Olmaz müsait değilim. Yapıcak önemli işlerim var. İyi akşamlar size." kesin bir dille reddettim.

Tam gidecekken koluma atıldı. Ani gelişen bir refleksle bileğinden yakaladım.

"Bak Gürsoy ben pek kibar ve sakin biri değilim. Hâlâ sakin ve kibarken annenle babanın yaptığını yap bu olay hiç olmamış gibi davran." arkamı döndüğüm an duyduklarımla beynimden vurulmuşa döndüm.

"Kara ailesinden velayetini aldılar. İstediğin kadar kaç ama cumartesi günü pansiyon seni ailenin evine gitmen için yolladığında dışarıda değil, 'bizim' gerçek ailenin yanında kalıcaksın." arkamı dönmeden cevapladım onu.

"Tabi hayatınızın en berbat hafta sonunu yaşamak istiyorsanız neden olmasın. Paylaştığımız hiç bir şey yok, buna soyadı da dahil." eczane biraz ilerdeydi. Hızla içeri girdim.

Peşimden geldi. "Neden buraya geldin, neyin var, hasta mısın? Seni hastaneye götürelim." en iyi şeyi yaptığım şeyi yaptım.

Görmezden geldim. Çantamdan cüzdanımı çıkartırken "ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaç alacağım." dedim.

Kız bana "Reçeteniz var mı?" dedi.

Benden önce Duru' nun ablası atladı. "Hayır yok. İlaca gerekte yok. Şimdi hastaneye gidip ilaç yazdırıcaz." dediğinde.

Çantamdan ilaç kabı çıkardım. Düşük dozlu bir ilaçtı. Regle döneminde ateşim ve ağrım düşsün diye içiyordum. Bir soğuk algınlığı ilacıydı. Tabi çok düşük dozlu olanından.

"Bundan alıcam reçeteye gerek yok diye biliyorum ama." kız kafası karışmış bir şekilde "reçetesiz ücretsiz, reçeteli 20tl." dedi.

"Tomris kafana göre ilaç içemezsin hastaneye gidelim." yine görmezden geldim. Kızda olaya dahil olarak "arkadaşınız haklı hastaneye gitmeniz daha sağlık olur." dediğinde.

"Hasta değilim regl olmama az kaldı. Onun için almak istiyorum." dedim ve Duru' nun ablasına dönüp.

"Sende bir kez daha benim işime burnunu sokarsan veya ablacılık oynarsan sana karşı kibar olmam." dedim. Kız ilacı poşetlediğinde ödemeyi yapıp orayı terk ettim.

Aptal kız, aptal aile. Sadece beni rahat bıraksanız olmuyor mu?

Yine peşimden geldiğini anladığımda adımlarımı hızlandıdım. Oda hızlandı. Normalde çok yiyen ben bugün hiç bir şey yememenin ve soğuk almanında etkisiyle başım dönüp tökezledim.

Ah! Benim yaralı kalbim.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin