Uyumak üzereydim ki odanın kapısı çaldı. yatakta oturur pozisyona geçip "Gir." dedim. Gelenin Duru olduğunu görünce şaşırmıştım. "Gelebilir miyim? Bir şey konuşmak istiyorum." dedi mırıldanır şekilde. Ne söylemek için geldiğini merak etmiştim.
"Geçen sefer ki gibi hakaret edeceksen baştan konuşayım yaralı olmam beni durdurmaz. Bu kez direkt yumruğu yersin." dediğimde sadece başını sallamakla yetindi. Oturduğum yatakta biraz yana kayıp "Gel o zaman." dedim.
Kapıyı kapatıp yanıma oturdu ve parmaklarıyla oynamaya başladı. "Ben... Ben sadece özür dilemek istedim. Sadece ben... senin buraya gelmene dayanamadım. Amacım sadece öz ailem hakkında bir şeyler öğrenmekti. E... Ben hakkında söylediğim söz içinde özür dilerim." dedi. Yüzüme dahi bakmadan özür diledi.
Şaşırmıştım. Böyle bir hareket beklemiyordum.
"Bende az daha suratını dağatıcağım için üzgünüm." dedim.
Ailesinin zoruyla özür dilemeye gelmiş gibiydi.
**********
Tomris söylediklerinin ardından odayı terk ettikten bir süre sonra içeri Azra ablam girdi.
"Duru kızım sen bize Tomris' in durduk yere sana bağırdığını söylemiştin." annemin sözleriyle başımı yere eğip tek kelime etmedim.
"Azra sen biliyor muydun?" diye sordu babam.
"Malesef size anlatıcaktım ama Tomris sinir krizi geçirince anlatmaya fırsat olmadı." dediğinde faka bastığımı anladım.
"Gidip özür dilemelisin Duru. Yaptığını haklı gösterecek hiç bir şey yok. Biz Tomris' i kazanmaya çalışıyorken senin onun özel alanına girip izinsiz eşyasını alıp üstüne hakaret etmen kabul edilemez." babamın haklı olduğunu bilsemde gidip ondan özür dilemek istemiyordum.
"Baba be-" Azra ablam sözümü keserek.
"Duru bahane anlatma. Yaptığın yanlışı kabul et ve özür dile." dediğinde gözüm doldu oturduğum yerden kalkıp odadan bir hışımla çıktım.
O gıcıktan özür dilemek istemiyordum. Fakat Azra ablamla ters düşmek istemiyordum. Semra ve Nida olayında ipin ucunu kaçırınca annem gilin kulağına gitmemesi için çok şey yaptı.
Tomris' in odasının önünde durdum ve derin bir nefes aldım. Kapıyı tıklattım.
'Gir.' dediğinde kapıyı açıp bir adım içeri girdim. Ne söyleyeceğimi biraz düşünseydim keşke. Beni görünce çok şaşırmıştı.
"Gelebilir miyim? Bir şey konuşmak istiyorum." dedim mırıldanır gibi. Üf hiç yapmak istemiyorum.
"Geçen sefer ki gibi hakaret edeceksen baştan konuşayım yaralı olmam beni durdurmaz. Bu kez direkt yumruğu yersin." dediğinde göz devirmemek için kendimi tuttum.
Egoist iyiki sadece sporcu bursu alıyorsun. Görende milli takımın yıldızı bokscusu sanacak.
Tepki göstermeye kendimi zorladım. Sadece başımı sallamakla yetindim.
"Gel o zaman." diyip bana oturmam için yer açtı. Lütfetti haspam. Sanki keyif olsun diye geldim. Yatağın üstüne oturdum ve bir süre sonra konuşmaya başladım. Ne söyliyeceğimi pek düşünmemiştim.
"Ben... Ben sadece özür dilemek istedim. Sadece ben... senin buraya gelmene dayanamadım. Amacım sadece öz ailem hakkında bir şeyler öğrenmekti. E... Ben hakkında söylediğim söz içinde özür dilerim." dediğimde şaşırmışdı.
Böyle bir şey beklemediği kesindi. Azra ablam olayı bilmiyor olsaydı gelmezdim ama neyse.
"Bende az daha suratını dağatıcağım için üzgünüm." dedi. Sanki yapabilecekmiş gibi.
"İyi ben gidiyorum." diyerek oturduğum yerden kalktım.
Odadan çıkacakken "Duru!" dedi.
Dönüp baktığımda ayağa kalkıp yanıma geldi. Tam önümde durunca boy farkından dolayı biraz başımı kaldırıp yüzüne baktım.
"Sana bir iyilik yapıcam." dedi ve bir adım daha yaklaştı. Kokusu burnuma gelicek kadar yakındık.
"Biolojik ailenden uzak dur. Onlar hakkında bir şey öğrenmeye çalışma." dediğinde garibime gitmişti.
"Neden. Beni senden daha çok sevmelerinden mi korkuyorsun?" dediğimde bir anlığına gülümser gibi oldu ama sonra yüzü eski donuk haline döndü.
"Hayır. Canın yansın istemiyorsan onlarla iletişim kurmaya kalkma. Hem onlar sadece benden değil tanımadıkları halde senden de nefret ediyorlar." dediğinde hiç bir şey söylemeden yanından ayrıldım.
Kendi odama geçip camın önündeki armutun üstüne kendimi bıraktım. Ne demek istedi şimdi bu ya?!
Bir süre hiç bir şey yapmadan armut koltuğun üstünde oturdum.
Çok olmasada biolojik ailemi merak ediyordum. Neden
Tomris' den nefret ediyorlar. O gün neden ona öyle bir şey söylediler. O gün yüzlerine çok dikkatli bakmamıştım ve merak ediyorum.Acaba benziyor muyuz?
Tomris annemin gençliğine çok benziyor.
Düşüncelerimde boğulurken kapı çaldı.
'Gel.' dememi beklemeden kapı açılınca gelenin Mert olduğunu anladım.
"Duru sana bir şey sorucam?" diyerek pat diye konuya daldı.
"Sen Tomris' in günlüğünün sayfalarını çektin mi?" dediğinde yerimden doğruldum.
"Evet ama Pamir abim hepsi sildi." dediğimde güldü.
"Bilgisayarını bana getir." dediğinde yerimden kalkıp laptopumu getirdim.
"Bak şimdi senin telefonundaki tüm resimleri yedeklerken bilgisayarını kullandık hatırlıyor musun? Eğer yanlış hatırlamıyorsam mail hesabın hala bilgisayarda açık ve telefonundaki fotoğrafları yedeklemesini yapıyor." dediğinde anlamıştım.
Telefonumdan silinsede bilgisayardan silinmemiş olabilir.
Bir kaç klasörü kurcaladıktan sonra bulduk.
"Tamam bulduk ama latin alfabesi kullanmamış ki nasıl okuyacağız." dedim.
"Bu semboller minecraft oyunundaki büyü masasında kullanılan büyü kitabı alfabesi." dediğinde "Yani okuyabilir misin?" dedim.
"Heralde kızım çok zor olmasa gerek." dedi.
"Mert sana bir şey sorucam." dedim.
"Sor."
"Sencede garip değil mi?" diyebildim.
"Ne garip? Anlamadım."
"Tomris' den özür diledim. Odadan çıkarken bana "Sana bir iyilik yapıcam. Biolojik ailenden uzak dur." dedi. Sencede garip değil mi? 16 sene beraber yaşadığı insanların onu terk etmesi umrundabile olmadı. Bence Tomris' in kafasında sorunlar var." dediğimde Mert bilgisayarı yatağın üstüne koydu.
"Duru anlatsana o gün Açelya' nın anlattığı gibi Tomris gizlice kütüphaneye girip orda mı kalmış tüm hafta sonu."
"Evet koruma Ahmet abi Tomris' i takip etmiş. O söylemiş
Açelya' ya. Öyle olmuş." dediğimde "Ben bu fotoğrafları alıcam okunucak hale gelince sana haber ederim." dedi."Tamam." dedim sadece. Odadan çıkınca bende çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah! Benim yaralı kalbim.
Teen Fiction"Hastanede bir karışıklık olmuş. Doğduğun gün ordaki bebeklerden sorumu bir hemşire sen ve bir başka bebeği yanlışlıkla karıştırmış. Hasta yatağında hastaneyi arayıp her şeyi itiraf etti." dediğinde dualarımın kabul olduğuna sevinemedim bile. Bir i...