Yetişkin

26 6 0
                                    

Eylül Aksoy'dan
Neredeyse bir saat önce araba durmuştu artık aylaklar yüzünden sallanmıyordu ve sesleride gelmiyordu. Zaman dilimini yitirmiştim burda karanlıkta dura dura. Elimdeki demir parçasına baktım, bununla nereye kadar ilerleyebilirdik!
Yemeğimiz ve suyumuz, Murat hocanın çantasında kalmıştı. Çok güzel..

"Eylül!"

"Hmm"

"Ne yapacağız?"

"İnsan bulacağız"

Yavaşça bagajın kapağını yukarıya ittirdim ve güneş ışınları ile gözlerimi kapattım. Gözlerim yavaş yavaş alışmaya başlayınca etrafı kontrol ettim ve bagajdan indim. Yerdeki bağırsakları ve organları gördükçe kaşlarım daha da çatılıyordu.. Durunun bagajdan inmesine yardım ettim. Demir parçasını elime aldım ve yürümeye başladık..

Çok acıkmıştım, "çok acıktım"

"Ben de"

Yolda gördüğüm kaplumbağaya hiç düşünmeden geçirdim demir parçasını. Ellerimle ayırdım derisini.

"E- Eylül ben yiyemem"

"Duru açlıktan ölmek mi istiyorsun?"

O kadar hissizdim ki. Rüzgarda savrulan içi boş poşet gibiydim şu an. Kaplumbağanın derisini ayırdıkça hislerim daha da bulanıklaşıyordu.

Ağzıma attığım kanlı parçayı zorla çiğnemeden yuttum. Bir diğer parçayı Duruya uzattım. O da benim gibi yaptı, ben neredeyse dördüncü parçayı yutarken Duru bir tane yemişti ve kenara çekilmişti.

Kendi bilir..

Neredeyse karnım doymuş sayılırdı, yanaklarım kan içindeydi ama suyumuz yoktu o yüzden su bulana kadar böyle duracaktım.

Dün neredeyse bizi yutacak sürü gittiğimiz tarafa gitmişti ve bizde o tarafa gidiyorduk. Geri dönemezdik şehirden çıkmıştık bi kere. Ayrıca buraya yürümeye başladığımıza göre Murat hocanın bir bildiği vardır.

Ellerimdeki kanı pantolonuma sürdüm, bok gibi kokuyordum!

"Duru ani bir sürü gelirse, bir aylak görürsen, her hangi bir şey olursa sakın ayrılmayalım. Lütfen."

Duru kafasını salladı.

İnsanlar böyle durumlarda şehri terk eder o yüzden herhangi bir insan belirtisi görmemiştik ama şu an her an insana rastlayabiliriz. Yan tarafda orman vardı ve diğer tarafta da orman vardı. Biz yolun ortasında gidiyorduk. Arabalar vardı, sürücü koltuğunda derisi erimiş aylaklar vardı.

"Aileni merak ediyor musun?"

Duruya bakmadan yürümeye devam ettim.

"Evet, sen?"

"Evet onları ölene kadar göremeyeceğim gibi hissediyorum ya da ölünce onlara kavuşacağım.."

Karşıdan gelen tırı görmemle ani bir şekilde ormanın içine koştum, Duruyu da peşimden sürükledim. Yere yattık sanırım bizi şu an göremezlerdi.. yani umarım.

Tır durdu ve kaslı bir adam indi elinde tüfek vardı. Hulk gibi uzun boylu ve kaslıydı tanrım bunu elimdeki pencereden koparılmış demirle öldüremezdim ya(!)

"Sizi gördük! Çıkın hemen ordan!"

Duru bana dönüp fısıldadı,

"İnsan arıyorduk! Bulduk hadi"

Tam hayır diyecektim ki Duru aniden ayağa kalkıp yanlarına koştu. APTAL! Kötü olabilirlerdi bize zarar verebilirlerdi! Saklandığım yerden onları izledim.

KAÇIŞ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin