Yeni tohum

22 5 0
                                    

Eylül Aksoy'dan
Akşam olmuştu ve dışarıya ateş yakmıştık et yiyorduk. Cengiz öldürmüştü bu geyiği.

"Siz nereye gidiyordunuz? Yani kaldığınız bir yer yok mu?"

Eylem parmaklarını yalayıp konuştu,

"Tam dört farklı mekanda kaldık. Kamplar, ev, okullar.. hepsinin de sonu geldi. Büyük bir sürü geliyor ve her şeyi ezip geçiyor. Bizde Cengizle Tır da yaşamaya karar verdik ve insan arıyoruz. Ne kadar kalabalık olursak o kadar güçlüyüz, bizim görevimiz bu zor durumda kalan insanlara yardım ediyoruz. Ben askerim, insanlara yardım etmek benim görevim. Kısacası gittiğimiz bir yer yoktu öyle gidiyorduk sadece.."

Duru, et yemeye devam ediyordu.

Cengiz konuştu,

"Şimdiye kadar yalnız mıydınız? İkiniz yalnız başınıza"

Duru bir anda durdu ve bana baktı gözleri dolmuştu.

"Biz okuldaydık. Hocamız vardı şimdiye kadar yanımızda.."

Gökay öksürdü ve konuştu,

"Dur tahmin edeyim sizi korumak için öldü mü?"

Hızla ona döndüm ve Cengiz, Gökayı uyardı. Gökay gözlerini devirdi ve etini yemeye devam etti.

"Bizi arabanın bagajına sakladı ve aylaklar onu ısırdı"

Durunun göz yaşları akmaya başlamıştı çoktan.. derin bir nefes aldım ve etimi yemeye devam ettim. Duygulu olmalıydık ama duygusal olmamalıydık!

Gece olmuştu herkes tırda uyuyordu bense hava almak için dışarıya çıkmıştım. Ormana doğru yürüdüm elimde fener vardı. Sadece yürümek istiyordum, korkmuyordum..

Ölümden korkanların hepsi ölecekti ama ölümden korkmayan acizler sonuna kadar yaşayacak. Acaba annem yaşıyor muydu? Abim onu korumuştur ama korumak yeterli olmuyordu artık. Babamı düşündüm, annem ve abim her zaman babamın öldüğünü söylemişti ama ikisi konuşurken duymuştumki yaşıyormuş.. bizi terk ettiğini o zaman öğrenmiştim. Öldü diye üzüldüğüm adam gitmiş yerine ailesini terk eden alkolik bir adam gelmişti. Muhtemelen salgından sonra ölmüştür.

Arkamda duyduğum çıtırtı ile hızla arkamı döndüm karşımda Cengiz abiyi görmemle derin bir nefes aldım.

"Napıyorsun burada?"

"Yürüyüş"

"Bu saatte!"

Elinde bira vardı ve şu an bana kızıyordu kendime engel olamadım güldüm.

"Özür dilerim babacım(!)"

Bir anda yüzü düştü ve elindeki birayı yere attı bana sinirle baktı.

Cengizin arkasından bir aylağın gelmesi ile yerden taş aldım ve hemen Cengizi itip aylağın kafasına geçirdim yere düşünce bende üstüne düştüm ve taşla kafasına ard arda vurdum, son gücümle, tüm nefretim ve biriken kinim ile..

Aylağın kafası resmen artık yoktu..

Cengiz hızla kolumdan tuttu ve ayağa kaldırdı bana hayretle bakıyordu. Az önce ölen bir insanın kafasını taşla ezmiştim. Tırın olduğu yola doğru sürüklemeye başladı. Yüzüm kan olmuştu ellerim kandı.

"Yüzünü yıka sonra biraz konuşalım"

Kaşlarımı çatıp bir matara aldım ve yüzümü yıkadım, yanına gidip oturdum.

"Gördüğün her aylağı öldürmek zorunda değilsin. Ufak bir yanlış hareketinde seni ısırabilirler Eylül"

"Ben onu öldürmezsem o başka birini öldürecek. Korumasız ufak bir çocuk mesela"

KAÇIŞ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin