6

1K 55 7
                                    

    Lütfen beğeni ve yorum atın :)

  Eski zamanlar anne babalar çocuklarına o kadar ilgisiz ve sevgisiz davranırmış ki. Şuan bile günümüzde bunu hissediyoruz. Haketmediğim şeyleri sırf annem babam ailesinden gördükleri için bana uyguluyorlardı. Onlar da sevilmedi. Ama ben de sevilmedim. Bunu bana, bize yansıtmak zorundalar mıydı? En kötüsü... Bunun farkında olmamaları.

   "Herkes hazır mı?"

Kulaklıktan ilk önce cızırtı geldi. Sonra Pamir'in otoriter sesi.

   "Hazırız."

  Evin etrafı sarılmıştı. Aram'ın el işareti ile ilk önce kapıdan içeri girildi. Alt kattaki adamlar tek tek etrafı kontrol ederek bahçedeki adamları öldürürlerken Aram çok rahat bir şekilde kilidi açıp eve girdi.

  "Sağ."

  Evi ezbere biliyordu resmen. İşinde her zaman planlı ve profesyoneldi. Ne olursa olsun.

  Merdivenlerden çıkarken önlerine çıkan iki adamı da etkisiz hâle getirdiler.

  Arda "Yatak odasında kilit var. Hallediyorum."

  Herkes dikkatle işini yaparken Aram ve Yusuf hızla en üst kattaki çalışma odasına çıktılar.

  Silahı sıkıca tutup kapıya doğrulttu ve ayağıyla tekmeledi. Kapı açılıp duvara çarptığında odadaki yaşlı adam gözlerini kocaman açtı. Hazırlıksız yakalanmıştı.

  Kaçacak yer ararken Aram soğuk sesiyle konuştu. "Yerinde dur."

  Yusuf'un işaretiyle içeri birkaç adam girip adamı tuttular. Adam titrek sesiyle konuştu.

  "Siz kimsiniz?"

  Aram pis gülüşünü attı.

"Öğrenirsin."

  Odadan çıkarken diğerleri de peşinden geliyordu.

  "Bırakın beni. Bu yaptığınızın bedelini çok ağır ödersiniz!"

  Yusuf "Kes sesini!"

  Evden çıktıklarında herkes arabalara geçti.

   Aram'da kendi aracına bindiğinde Yusuf, Pamir ve Arda peşinden bindi.

Pamir "Ne yapacağız bu iti?"

Yusuf "Depoda tutsak yeter."

Aram elindeki silahı temizlerken başını salladı.

  "Fazla kolay oldu."

  Arda gülümsedi.

  "Bilseydim uyumaya devam ederdim."

  Kendi aralarında gülüştüklerinde Pamir bir anda Yusuf'a vurdu.

  "Lan şerefsiz! İçeri girerken niye götümü elliyon!?"

  *********

    Anahtarı cebinden çıkarıp deliğe soktu. Kafası hafif dönüyordu ama sarhoş değildi. Adımları koridorda ses çıkarırken salona geçti. Kimse yoktu. Mutfağa bakındı. Orada da yoktu. Sabah saat beşti. Kaşlarını çattı.

  "Uyuyor olmalı."

   Gerçi bu saatte uyanık olsa ona kızardı. Salona ilerleyip masadaki bardağı eline aldı ve cam dolaptan viski çıkardı. Yavaşça viskiyi doldurup koltuklardan birine geçtiğinde nefes verdi.

SuskunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin