Aşık mı oldum?

866 88 75
                                    

Jisung'dan

Hemen Chan'ın numarasını tuşlayarak ona mesaj attım. Minho'yu gerçekten çok özlemiştim.


Siz

Merhaba Chan hyung


64******

Özür dilerim fakat kim olduğunuzu anlayamadım?


Siz

Benim Jisung.

Bunu yazdıktan sonra onun ismini Chan hyung olarak değiştirmiştim.


Chan hyung

Ah merhaba Jisung! Ne için yazmıştın?


Siz

Hyung Minhonun nerde oldugunu biliyor musun acaba?


Chan hyung

Siktir/

Ah evet o şeyde.. İşi var yani gelecek sen merak etme. Derslerine odaklan Jisung kaç aydır okula gitmiyordun zaten

----------

Off ondanda olumlu bir cevap alamadım! Artık Minho'yu gerçekten çok özlemiştim. Yüzünü zarzor görür olmuştum. Derin bir iç çektikten sonra masamdan kalkarak kendime kahvaltı hazırlamak adına aşağıya indim. Mutfaktaki yemek dolabını açtığımda sadece ramen vardı. Yapacak birşey yoktu, ramen yiyecektim. Daha sonra alışverişe gidecektim.

Ramenimin suyunuda içine döktükten sonra masama oturarak başımı elime yasladım ve dışarıyı izlemeye başladım. Bu sıradada ailemi düşünmeye başladım. Annem böyle değildi. O, evde birşey biter bitmez hemen alışverişe çıkardı. Babamda ona çok şey aldığı için söylensede annem onu takmazdı. Ailemin birden bire bu şekilde dağılacağını nerden bile bilirdim ki? Artık üzüldüğümde beni hiç yargılamadan dinleyen bir babam, düştüğümde söylensede beni kaldıran bir annem yoktu..

Bunları düşünürken ne ara 6 dakikanın geçerek gözlerimin dolduğunu, belli belirsiz bir acı gülümsemem olduğunu anlayamamıştım. Gözlerimdeki yaşları elimin tersi ile sildim. İç çekerek ayağa kalktım ve hazır olan yemeğimi tabağıma koyarak yemeye başladım. Yedikten sonra masamı topladım ve hazırlanarak alışverişe gitmek adına yola koyuldum.

=====================

Minho'dan

Sürekli Jisung'un ailesini öldüren piç hakkında araştırma yapmıştım. Bunu neden yapıyordum? Jisung için neden eski halime geri dönmüştüm? Jisung için neden Lee Know'a geri dönmüştüm? Bilmiyordum. Bu soruların anahtarı zaman olacaktı. Belkide.. Jisung'dan hoşlanmayı, bir erkekten hoşlanmayı kendime yediremiyordum. Bilirsiniz, sadece hoşlantı. Belkide hoşlantıda değil sadece Felix'in arkadaşı olduğu için böyle yapıyordum.

Seungmin olsa bunu yaparmıydım? Hayır? Peki ya Jeongin? Mmm.. Hayır?

Dediğim gibi sürekli araştırma yapmıştım. Ve onun kim olduğunu sonunda bulmuştum. Önümde kolları ve bacakları bağlı olan çocuğun önüne masa koyarak onu inceliyordum. O'da bana bakıyordu korku ile.

"Bunu neden yaptın?" Dedim elimdeki silahı inceleyerek. Anlamamış olacak ki, bana 'Ne?' der gibi bakıyordu. Yüzümdeki düz çizgiyi bozmadan silahı sertçe sağımdaki masaya vurmuştum. Yerinde korku ile sıçramıştı.

"G-gerçekten n-neyden bahs ettiğini b-bilmiyorum bayım.." Dediği şey ile başımı yana yatırarak gülümsedim.

"Öldürdüğün karı kocadan bahs ediyorum." Dediğim şey ile gözlerinin içi korku ile parlamıştı. Ağzımdan güçük bir 'Hah' çıktığında ayağa kalktım. Onun önüne gelerek kendi yüzüm ile onun yüzünü aynı hizaya getirdim. Daha sonra silahın ucunu onun boğazına yaslayarak başını yukarı kaldırdım. Yüzümü onun hizasından çektim, aynı şekilde silahıda. Sinirle güldüm.

"Neden.. Neden yaptın sikik herif!" Diye bağırdığımda ağladığını anladım.

"Beynini patlatmamam için bana bir neden söyle!" Dediğim şey ile birde titremesi eklenirken hala cevap yoktu. Bu beni dahada sinirlendirirken silahı masaya koydum ve hızlı adımlarla onun yanına giderek yüzüne güçlü bir yumruk attım. Bağlı olması onu masa ile birlikte yere düşmesini sağlamıştı.

Üzerine çıkarak ardı ardına yumruklar attım yüzüne. Bir yandanda tüm bildiğim küfürleri başından aşağıya yağdırıyordum. Sonunda sinirim azaldığında üzerinden kalkarak dağılmış suratına baktım. Baş parmağım ile dudağıma sıçrayan kanı sildim ve yerde baygınca yatan adama son kez bakarak odadan çıktım. Kapının yanında duran adamlarıma başım ile içeriyi işaret etmiştim. 

"Ben yarın sabah tekrardan gelene kadar onu hazırlayın. İşkence görecek." Dediğimde beni onaylayarak içeriye gitmişlerdi. Diğer adamım ise hemen bana yeni bir takım elbise verdiğinde üzerimdeki sweat'i çıkararak yere attım.

Adamım bana giymekte yardım ettiğinde dışarıya doğru adımladım. Ardından eski binadan dışarıya çıkmıştım. Yanıma gelen umutsuz vaka kişisi ile yine birşey olduğunu anladım. Bıkkınca nefes vererek ona döndüm.

"Yine ne oldu Ryujin?" Dedim elimdeki kanı bir bezle silerken.

"Minho sana birşey diyeceğim. Jisung.." Dedi kaşlarını çatıp eline telefonunu alarak. Benim ise duyduğum isim ile birlikte tüm dikkatim ona kaymıştı.

"Ne olmuş ona? O iyi, değil mi?" Dediğimde yüzünü buruşturarak bana baktı.

"Ahh. Birşey yok herkesten seni soruyormuş. Bende kötü birisi sandım. Neyse ben Yeji'min yanına gidiyorum. Görüşürüz Lee!" Bana el sallayarak gittiğinde yüzümdeki gülümsemeyi sonradan fark etmiştim. Hemen boğazımı temizleyerek yüzümdeki gülümsemeyi sildim ve arabama binerek eve doğru yol aldım. 

Yolda giderken sürekli nedensizce Jisung'u düşündüm. Onu düşününce hayatımda hiç tatmadığım duyguları tadıyor, kendimi aptal gibi gülümserken buluyordum. Bu çocuk bana ne yaptı böyle? Ben bu zamana kadar sadece kızlarla çıkmıştım. Ama onlardada Jisung gibi hiss etmemiştim. Onları düşünürken yüzümde bir gülümseme yerine tatsız bir ifade oluşuyor, çevremdekilerde bunu fark ederek benimle alay ediyordular eskiden. 

Jisung.. O, herkesten başka gibi. Her ne kadar kabullenmek istemesemde gerçekten tatlı ve güzel bir yüzü vardı. Buda ne! Ben neden onun güzel olduğunu söylüyorum? Unutun onu tatlı falanda değil! Yoksa ben.. Aşık mı oldum?

Ayayaya son zamanlar bölümlerimi beğeniyorum🍸 Peki ya siz beğeniyormusunuz aşkolar?💐 Bu arada bana sövenleriniz varsa lütfen yapmayın! Çünkü ben bu hikayeyi ilk baştan beri düşünmüş, ve Minho'nun böyle olacağına karar vermiştim. Bb👋



Wrong Post ~MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin