Fikir

476 39 48
                                    

"Efendim, biz bunu neden takip ediyoruz? Yani ne görmek istediğinizi bizlerle de paylaşmalısınız ki sizlere iyice herşeyi aktara bilelim. Ancak planınızı bilmiyoruz. Bu işimizi zorlaştırıyor. Onu takip etmekte amacımız ne? Ne görmek istiyorsunuz?"

Namjoon'un konuşması herkesi yaşlı adamın yerine ikna etmişti. Yaşlı bunak biraz düşündü.

"Doğru söylüyorsun, Namjoon. Hmm planım şu k- Lan! Sen bana emir mi veriyorsun!?" Adam birden bağırınca diğerleri yerinden sıçramıştı. Jin elini kalbine koyarak kısık sesle küfür etmiş, ardından konuşmuştu.

"Haşa efendim! Ne emiri!" J-Hope hemen etrafına baktı.

"Emir mi!? O da kim!? Yakışıklı mı!?" Yaşlı adam elini alnına vurdu.

"Bakın, veletler beni iyi dinleyin! Planım falan yok. Sadece Minho'nun nerde olduğunu bilmem lazım. Çünkü onu öldürmek istiyorum." Adamın rahatlıkla anlattığı şeylerle Tae kaşlarını çattı.

"Bunu neden yapmak istiyorsunuz?" Onun buz gibi çıkan sesi yaşlı adamı titretmişti. Adam yutkunarak konuştu.

"Ö-Öldürmeyeyim mi?" Dedi adam. Tae ona göz devirdi. Birden adam kendine geldi ve bağırdı.

"Beni etkin altına almayı kes bücürük! Söyleyeceklerim bu kadar. Bu gün Minho'nun işini bitirip, kıymetlimi yanıma alacağım. O benim yaşama kaynağım." Bu sefer tek göz deviren Tae değildi. Kıymetlisi olarak bahsettiği Felix'ti ve onun karaciğeri bu adama lazımdı. Onun karaciğerinde sorun vardı ve nedensizce nefret ettiği oğullarından bir şekilde kurtulmaya çalışıyordu.

"Anlaşıldı, efendim. Bizim bu günlük görevimiz bitti diye düşünüyorum? Yani bizi şimdiye bırakmanız gerekirdi." Adam başını sallayarak eli ile gitmelerini işaret etti. Yedisi de eğilerek oradan ayrıldı.

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

"Böyle işte kanka. Beni seviyormuş." Dedi Jisung eli ile oynarken. Seungmin çatık kaşlarını düzeltmeden konuştu.

"Hıh! Götümün aşığı. O salak kızla ne işi var peki? Nerden tanıyor onu? Kız okula geldiğinde neden onun kolundan tutarak peşinden sürükled-" Felix iç çekerek konuşmaya başladı.

"Sadece bir tanıdığı yani.. Bizim okul çok kötü bir okul olduğu için yalan haberler hemen yayılıyor ve o kızın elini tuttuğu için sinirlendim. E haliyle en yakın arkadaşlarımdan birinin intiharına sebep oluyordu neredeyse. Yani.. her ne olursa olsun Jisung'ta zaten abime aşık. Yani sevgili olun herşey bitsin! Bu mesele çok uzadı. Canımı sıkıyorsunuz artık amına koyayım." Felix'in isyanına Seungmin hiç katılmıyordu. Doğru, arkadaşının intiharına sebep oluyordu. 

"Hayır. Jisung ile Minho sevgili olamaz. O benim arkadaşımın canını çok yaktı." Jisung sadece ikilinin konuşmalarını dinliyordu. Hiç konuşmuyordu, yani ondan kimse birşey sormuyordu. Sabahtan beri sessizce kısık gözleri ile didişen ikiliye bakan Jeongin göz devirerek konuşmaya başladı.

"Birşey söyleyeceğim. Ben ikinize de hak veriyorum. Ne yapsak?" Seungmin elini Jisung'un omzuna koyarak konuşmaya başladı.

"Jisung beni dinleyecek, demi canım?" Seungmin yapmacık bir şekilde gülümsediğinde Jisung göz devirerek onun elini omzundan çekti.

"Birinizde diyin ki, Jisung sen ne düşünüyorsun? Ben burada neyim amına?" Jeongin başını salladı.

"Haklı bu arada. Bence Jisung hyung'a biraz zaman tanımalısınız. Kendi hayatının kararını kendisi versin. Hem çok belli değil mi Minho hyungun pişmanlığı? Hediye felan da almıştır demi Ji hyung?" Jeongin Jisung'a döndüğünde Jisung başını olumsuz anlamda salladı.

Wrong Post ~MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin