𝗲𝗸𝘀̧ı𝗻(𝗮𝗰𝘁𝗶𝗼𝗻)¹²

1.9K 254 119
                                    

Bebislerim bu bölüm kısa olabilir yazmaya useniyorum ama sizin icin yazicam💪🏿😼💋

Bu arada fic 1,88K olmusss🥺😭😭😭💗💗💗💗💗💗💗💗

Duyduğumuz ses ile yerimizden sıçramamız bir oldu. Hemen en yakınımızdaki oyun makinelerinin yanına gittik ve saklanacak yer bulamayınca arkasına girdik. Arkasında gerçekten geniş ama göze batmayan bir yer vardı. İkimiz de zar zor sığıştık ve birbirimize sarılarak bedenlerimizi birleştirdik.

Minho paşanın keyfi yerindeydi.

"Çay kahve ister misin?" Dedim fısıldayarak.

"Şunları atlatalım sonra isterim. Ama sadece çay kahve değil, dudaklarını da."

Kaşlarımı çatıp sert yumruğumla(sert olduğunu düşündüğüm yumruğumla*) koluna vurdum. Gülmemek için kendini zor tutuyordu. Bedenimi onunkinden ayırıp ondan uzaklaşmaya çalışırken kollarıyla vücudumu kavradı ve beni yeniden kollarına sardı.

"Yakalanmak mı istiyorsun?"

"Yakalanmak istemiyorum ama senin gıcıklıklarını da istemiyorum!"

"Özür dilerim ya, sakin ol!"

Sessiz konuşmamızın ardından dışarıdaki sesler azaldı ve yavaşça bitti. Ayırt edebildiğim sesler şunlardı;

"Burada birisi yok!"

"Burası da boş!"

"Burada kimse yok!"

"Biz mi yanlış duyduk acaba?"

"E ama ışıklar açık!"

"Hadi kapatıp çıkalım o zaman. Boş işlerle vakit kaybetmeyelim."

"Tamam!"

Minho da duyuyor mu diye baktığımda bana "zafer bizim" der gibi bakıyordu. Dudakarı öne doğru kıvrıldığında ufak bir buse bıraktım. Gülümsedi.

Sesler tamamen kesilince ve ışıklar kapanınca oradan çıktık ve derin nefesler aldık. İçerisi biz girince daralmıştı ve orada kötü hissetmiştim. Neyse ki Minho yanımdaydı.

"Aç mısın? Ben acıktım."

Minho sadece 3 saatte yeniden acıkmıştı. Ben aç değildim ama ona eşlik edecektim.

"Sana eşlik ederim. Ne yersin?"

"Seni?"

İlk okul cringe aşk dizisi falan mı çekiyorduk? Göz devirdim.

"Ne yersin?"

"Bilmem. Sen ne yersin?"

"Bilmem. Sen ne yersin?"

"Bilmem. Sen ne yersin?"

"Lan adam akıllı söylesene ben de bilmiyorum işte a-aa! Sana eşlik edeceğim diyorum sen ne yersen ben de onu yiyeceğim!"

Minho bu halime gülüp işaret parmağını dudağına koyarak düşünürmüş gibi yaptı.

"Şuradaki mini markete girelim oradan bir şeyler bakarız." dedim bir şey bulamadığını anladığımda.

Minho başını salladı ve çaprazımızdaki mini markete girip bir şeylere bakmaya başladı.

İki tane bardakta samyang carbo buldak aldı ve yanıma geldi.

"Sever misin?"

Başımı olumlu anlamda salladım ve Minho elindeki noodle'lar ile mini marketteki sıcak su sebilinin yanına gitti. Su koyacaktı.

*******

Beraber yedik ve kalkıp ışıkları açmaya gittik. Biz ışığı açar açmaz yeniden geldiler. Az rahat bırakın amına koyayım.

"BİRİSİ VAR DEMİŞTİM İŞTE SİZE! EN AZ BİR SAAT ATAYIN BURAYI!"

Koşarak saklanma yerimize girdik.

Yaklaşık yarım saat sonra bir görevli saklanma yerimizin önündeydi..

"Buraya girmiş olamaz, burada değildir" diye konuştu kendi kendine ve gitti. O gider gitmez Minho kahkaha patlatacaktı ama elimle ağzını kapattım. Elimi ağzından çekti.

"Elinle değil dudaklarınla kapatsaydın daha iyi olurdu, hiç yakışmadı!"

"Azgınlığını sikeceğim Minho! Sırası değil, sus!"

"Siksene"

Sert bakışlarımdan ona gönderdiğimde eliyle dudağına hayali bir fermuar çekerek sustu. Gülümsedim.

Bu halleri tatlıydı. Her hali tatlıydı ama böyleyken bırakmadan öpesim geliyordu. Yapmadım tabii ki.

Sesler kesildiğinde dışarı çıktık, çıkmamızla iki adamın ikimizi de yakalaması bir oldu.

"Hassiktir!"

"Boku yedik şimdi sıvazlamamız lazım Minho!"

***********

Bir saatimizi bu gerizekalılara her şeyi anlatmakla geçirdik ve kanıtlamak için telefondan merkez sahibini aradık. Bizi bıraktılar ve kahkaha atarak merkezden çıktılar. Bir heyecanının kalmadığını anlayıp biz de eşyalarımızı alarak ve aldığımız şeylerin parasını kasalara koyarak merkezden çıktık. Biz çıktıktan sonra ışıkları kapatıp her yeri kilitlediler.

Keşke starcourt savaşı çıksaydı.

Kocam // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin