4. Magical Light

19 4 29
                                    

  Şuan bu durum gerçek miydi?

Karşıma durmuş bana bakan Anemon Kralı mıydı?

Ben daha olayı kavrayamadan Felix atağa geçmişti bile. Beni hemen kendi arkasına alıp kabzasından hızlıca çıkardığı kılıcını Dean Douglas Belenus'un boynuna tutmuştu.

  Ancak Dean sadece gülmüştü. Yavaş yavaş gülümsemesi solarken Felix'te de bir değişiklik oluyordu acı çekiyor gibi sesler çıkarıyordu. Dean'a baktığımda ise normalde buz mavisi olan kısılmış gözleri sarı olmuştu ve etrafı siyah puslu ışıklarla doluydu.
  "Beni mi öldüreceksin Duine*? Oh... Yerinde olsam bunu yapmam, baban gibi olmak istemezsin herhalde?"

(Duine: İrlanda dilinde insan demek.)

Felix'in acı çeken hırıltıları yükselince kolundan tutup onu kendime çektim. Sanki uzun süre nefes alamıyormuş gibi derin bir nefes almıştı ve öksürerek yere çökmüştü. Yere düşen kılıcı ise kulaklarımızı sağır edip ortamı iyice germişti.

Anemon Kralı Dean'a dönüp, "Bu yaptığınızın hesabını vereceksiniz. Hem de 'baban gibi olmak istemezsin' de ne demek?" demiştim.

Dean ise gülümseyip gizemli tavrıyla, "Yakında öğreneceksin Banphrionsa." ve ekledi. "Ayrıca boynuna kılıç tutulan o değil, benim. Ben sadece barış için geldim."

Eh bir nebze de olsa haklıydı. Felix aceleci davranmamalıydı. O değil de, ben neden bu adamın bir Elf olduğuna çabuk alışmıştım ki? Belki de hayalimdeki gibi korkutucu olmadığı içindir. Hayalimdeki yaratıklar, oldukça korkunç keskin pençeleri olan kocaman insan dışı yaratıklardı. Ama bu adama bakınca tek farkımız onun büyü yapıyor olması ve kulakları uzun olması.

Aslında şirin bir şeydi ha. Dedi içimdeki kelebek.

Ne şirini gerizekalı adam seksiliğin abidesi gibi, şu keskin yüz hatlarına bak. Dedi içimdeki arsız...

  NE DİYORSUN SEN ASHLEY. KENDİNE GEL. Ve dedi içimdeki tek zeki...

  "Bu arada Banrosa da neyin nesi?"

  Bu sefer Dean adeta kahkaha atmıştı. Bu kadar komik olan neydi ki? Fakat gülmesi içimi ısıtmıştı. Nedense bu adamdan kötü bir enerji alamıyordum. Ancak bir şeyler sakladığı belliydi, bir gizemli ve tehlikeli havası vardı. Fakat dediğim gibi, bunun enerjisi bana geçmiyordu.

  "Öncelikle o Banrosa değil, Banphrionsa. Anemon Vadisinde 'Prenses' olarak kullanıyoruz. Bizim Krallığın Prenses'i ölünce, hiç kimse kullanmıyordu bu kelimeyi. Fakat şimdi bunu size söylemekten gurur duyuyorum."

Taaaamam. Bu biraz garip hissettirmişti. Gerçekten garip hissettirmişti.

  Bir şey diyememiştim. Sadece hizmetçilerden birisine dönüp, "Kral Dean için bir oda hazırlayın. Rahatı yerinde olacağından emin olun." diye emir verdim.

  Tam Dean bana teşekkür ettiği an bizim Kral'ın bağırmasını duymuştum. "BU ADAM BURADA KALAMAZ!!"

"Şimdi sırası değil." diyip Hizmetçilere komut vermeye devam ettim.

"Şimdi, tam sırası. Sen de duydun Anemon Kralıyım diyor."

"Evet evet doğru duydunuz, öyleyimdir." Dean'a dönüp işaret parmağımı dudağıma götürüp susmasını işaret ettim. Bu nasıl Kraldı böyle?

"Siz dinlenmek için odanıza çıkın. Daha sonra sizinle ayrıntılı konuşacağız."

  Hiçbir şey söylemeden ve mimik oynatmadan hizmetçileri takip etti. Ancak Madeline'in yanından geçerken ona gülümsediğini fark ettim. Bunu Maddy ile konuşmam gerekiyordu.
Fakat şimdi sırası değildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝐆ö𝐥𝐠𝐞𝐥𝐞𝐫 𝐕𝐚𝐝𝐢𝐬𝐢 //𝐕𝐚𝐥𝐥𝐞𝐲 𝐎𝐟 𝐒𝐡𝐚𝐝𝐨𝐰𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin