#6

297 23 9
                                    


Mutfaktan gelen ses ile gözlerimi araladım. Yere bir şey düşmüştü ve ardından gelen takırtılar beni uyandırmaya yetmişti. Karanlık yatak odamda yatağın içinde öylece mıhlanmış bir şekilde bekliyordum, tek bir ses daha duymak için kulağımı derince odakladım mutfağa. Ardından içeri odaya geçen adım sesleri, evimde bir yabancının olduğunu gösteriyordu. Hemen yatakta doğrularak korku içerisinde şarjdaki telefonu aldım elime. Tam o sıra odadan çok güçlü bir yıkılma sesi gelmişti, ellerim o kadar çok titriyorduki rehberdeki ilk kişiyi arayarak telefonu kulağıma tuttum.

Uzunca çalan telefon son anda açıldı.

"Nare?"

Sesi uykudan uyanmış ve hafif hırıltılı geliyordu. Affan'ın sesini duyunca afallayarak ekrana doğru baktım. Kaşlarımı çatarak, gözlerimi sıkıca kapatarak sol elimi başıma vurdum. Hızla alıp verdiğim kısa soluklanmalar yüzünden bu saatte bir sorun olduğunu anlamış olacak ki uykulu sesi şimdi biraz daha ciddileşmiş geliyordu.

"Nare?, bir sorun mu var? İyimisin?"

Korku içerisinde olabildiğince sessiz bir şekilde fısıldadım.

"Aff..an... evimde.. bi.. biri var..."

Şimdi ses tonu tam olarak ciddiydi ve o da endişelenmişti.

"Tamam, tamam Nare, şimdi neredesin?"

"O.. odamdayım."

"O nerede?"

"Sa.. sanırım içeri odada."

"Tamam şimdi sessiz ve hızlı bir şekilde ayağa kalkarak kapıyı kilitle, tamam mı?"

Dediklerini yaparak ayağa kalktım ve kapımı sessizce kapatarak kilitledim. Korku içerisinde tekrar kapıdan uzaklaşarak telefonun başına gittim.

"Kilitledim..."

"Tamam polisi aradın değilmi?"

"Hayır, hayır aramadım."

"Ne!? Neden ilk polisi aramadın Nare?"

"Bilmiyorum!..."

Bir an fazla bağırdığımı hem ben, hem Affan, hemde evdeki yabancı fark etmişti. Korku içerisinde titreyerek sadece içerideki seslere kulak kesildim. Sesler bir anlığına dursada çok geçmeden tekrar duyulmuştu, şimdi adım sesleri odağını değiştirmiş gibi benim odama yaklaşıyordu. Korku içerisinde tekrar sessiz bir çığlık attım ve kollarımı başıma sardım.

"Nare? Nare oradamısın?"

"Affan, Affan buraya geliyor, odama doğru geliyor."

Affan'da çağresizce, sinirle bağırdı. Yataktan hızla ayağa kalktığını bende duyabiliyordum. Korku içerisinde sızlanırken yavaş yavaş ağlamaya başlamıştım.

"Şşş sakin ol Nare, sakin olman lazım..."

Ağladığımı fark etmiş ve üzülmüştü, sesinden bunu anlayabiliyordum.

"Dinle Nare... Evin çok mu yüksek yoksa, atlayabileceğin bir alçaklıkta mı?"

Yatağımdan titreye titreye kalkarak camın başında durdum. Aşşağısı çok yüksek görünüyordu çünkü ikinci katta oturuyordum. Neredeyse on, on bir metre vardı.

"Be.. ben buradan atlayamam, çok yüksek..."

Sıkıntılı bir nefes vererek sessizce bekledi. Tam o an odamın kolunun oynadığını gördüğümde gözlerim sanki oraya öylece kilitlenmişti. Kapıyı iki kere zorlayarak açmaya çalıştı ancak üçüncüde kilitli olduğunu anlayarak sert darbelerle kapıya tekme ve omuzlar atmaya başladı. Bir anda kopan çığlıklarımı Affan'da dahil saldırgan da duymuştu.

"Affan... Ben ne yapıcam? Bitti... Her şey bitti... Öldürücek beni..."

"Ah! Sikiyim!"

"Sakın kapatma telefonu, lütfen kapatma..."

Yalvarırcasına korkudan söylediğim cümleyle beraber o da konuşmaya atıldı.

"Hiç bir şeyi kapatmıyorum güzelim, sakin ol, hiç bir şey olmayacak, söz veriyorum sana hiç bir şey olmayacak."

Güven dolu sözleri beni nedense kendine inandırmıştı, şu haldeyken bile. Bu sırada saldırgan hâlâ kapıyı açmak için canla başla uğraşıyordu.

"Şimdi beni iyi dinle tamam mı?"

Kafamı sallayarak "Tamam" dedim.

"Dolabın büyükmü?"

"Evet, evet büyük."

"İp gibi uzun kalın bir şey varmı?"

"...Yatağımın altında beş metrelik bir uzatma kablosu var."

"Tamam güzel, şimdi o uzatma kablosunu yatağının bacağından birine bağla sonra yatağı cama doğru ittir ve camı aç. Daha sonra kabloyu camdan aşşağı sarkıt ve eline sert bir şey alarak dolabın içine gir. Sakın sesini çıkarma beni duydunmu?"

Kafamı sallayarak sanki yanımdaymış gibi tepki vermiştim.

"Ta.. tamam duydum, anladım..."

Aynen dediği gibi yaparak kabloyu sarkıtmış, elime beyzbol sopamı alarak dolabın içine girmiştim. Şimdi sessizce dolabın içinde bekliyorduk. O da telefonun başında sessizce bekliyordu. Soluklarımı düzenlemeye çalıştım. Saldırgan sonunda kapımı şiddetli bir darbe ile son kez güç uyguladığında kapım açılarak duvara çarpmıştı, elimle ağzımı sıkıca kapatarak sessiz olmaya çalıştım.

Saldırgan içerideki manzarayı görünce biraz duraksadı, umarım tuzağı yutardı. Bağırarak bir küfür savurdu ve muhtemelen camdan aşşağı doğru bakmaya gitti ardından da koşarak odadan çıktı. Emin olmak için sessizce bekledim, ayak sesleri koştuğu için çok gürültülü geliyordu.

Evden çıktığından emin olduktan sonra bende dolaptan çıktım.

"Nare... İyimisin, gittimi?"

Donuk bir şekilde cama doğru yöneldim ve elimdeki beyzbol sopasını düşürdüm. Camdan aşşağa bakarak, evden uzaklaşan saldırganı izledim.

"İyiyim... Evet gitti"

#
Çok garip bir bölümdü
Benim içinde sizin içinde
Asıl olay şimdi başlıyor
  :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 02, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

"Telefonun Bende" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin