5

1.2K 66 24
                                    

Hay ben korku treni diyen ağzımı...

Wooow sakin ol Nazlı sakin no küfür no haram.

Botan bey ve ben bir vagona, demir abi bir vagona binmişti. Ben ve demir abi korkudan bir yerlerimizi yırtarak bağırıyorken botan beyde ses yoktu.

"Bağırmayın lan artık kulaklarım kanadı." Onun ikazının hemen ardından demir abi yeniden çığlık atmıştı.

" lan at kafası çıkışa gel. Bak ne yapıyorum!" Demir abinin at kafası diye bağırdığı  şey ise kutsal pazartesi akşamında kurban edilen bir bebeğin kafasıymış.

Kutsal pazartesi ne amk?

Ne bilelim lan biz! Bizim cumamız bunların pazartesisi galiba.

Sikeyim senin beynini Nazlı bu nasıl tren lan tırstım bi hafiften.

Hee aynen eminim tırsmışsındır sadece.

"Madem korkuyorsun desene o zaman." Botan beyin sesiyle ile çığlık atmayı kesip ona döndüm. " Ne bilim ya düşünemedim ben." , " düşünsen şaşardım."

Sinirle ona bakmaya başlayınca çenemde tutup diğer tarafa çevirdi sırıtarak ve orada gördüğüm kanlı testere ve yukarıdan saçlarıma değen el ile yeniden bağırmaya başlayarak botan beye sarıldım.

Sarıldığım bedenin kaskatı kesildiğini hissetsemde umrumda değildi.

Canım söz konusu ayol.

Nihayet trenden indiğimizde demir abi yeri öpmüştü.

GERÇEKTEN YERİ ÖPMÜŞTÜ.

" Allahım sana inanmayının amk, senin sözün üstüne söz söyleyen orospu çocuklarının sülalesini sikeyim , ulan siz kimsiniz be , yarabbi şükür. Baba hadi eve gidelim yatsı okunmak üzere "

Botan beyin ve benim şok gözlerle onu izlememizi takmadan, ezo hanımın yanına gitmeye başladı. 

..........
Şimdi ise eve gidiyorduk. Nasıl yorulmuşsam uyuya kalmıştım. Birini beni dürtmesiyle kendime geldim.

Gözlerimi, kendi gözlerimle aynı olan mavilere diktim ve konuşmasını bekledim.

" Hadi, geldik in." Kendimi zar zor aşağı atmam ile esnemeye başladım.  Saat erken olsada bu bir kaç günde yaşadıklarım beni yormuş olmalıydı.

Demir abi, Ecrin kucağına almış konağa doğru ilerliyorken ezo hanım ve botan beyde hemen önümde el ele gidiyorlardı. 

Günün sonunda yeniden yanlız kalışım , vücuduma çarpan soğuk rüzgardan daha çok sarsmıştı beni.

Odama geçince uyuyamamıştım, uyanıp tekrar yatan bir tip değildim.
Bu yüzden elime gelen ilk kitabı alarak okumaya başlamıştım.

Saatler geçmişti ve  ben Kitabı hemen hemen bitirmek üzereyken odamın kapısı bir anda açıldı ve içeri Fırat olan abi girmişti.

Ne işi var bunun burda aq odaları mi karıştıdı acaba?

Hiç sanmıyorum Nazlı,  ayakta zor duruyor bu be.

"SENİN YÜZÜNDEN KARDEŞİM ÖLÜYOR ŞEYTAN!" Bir anda bağırarak, ellerini saçlarıma geçirmesi ile çığlığı basmıştım. 

Arkasından odaya giren ferman ve Anıl, saçlarımı ellerinden kurtarmak isteselerde başaramıyorlardı.

Göz yaşlarımın arasında olan biteni izlerken ferman bir anda firata yumruk atarak beni elinden almayı başarmıştı.

Fermanın, firatı zar zor dışarı çıkarması ile odada anıl ile tek kalmıştık fakat dışarıdan sesler geliyordu. Büyük ihtimalle uyuyan ev halkı Uyanmıştı ve şuan nedensizce utanıyordum. 

Ne demişti o? 'senin yüzünden kardeşim ölüyor.'

Hayır Nazlı sil onu şimdi onun sırası değil  sana şeytan dedi.

Hırsla gözlerimi anıla çevirerek nefretle bakmaya başladım.

" Defolun odadan." Lafımı ikiletmeden çıkmıştı fakat bu seferde demir girmişti ben daha ağzımı bile açamadan hızla gelip sarılmıştı ve şuan her ne kadar istemesemde kendimi daha fazla tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.

Neler oluyordu bana? Neler yaşıyordum böyle? Kimdi bu insanlar? Ve ben sesimi bile çıkaramıyorum. Bu daha çok zoruma gidiyordu galiba bir başkası olsa asla kabullenmeyeceğim şeyleri kendim yaşayınca susuyordum.

Diğerleri kapıdan ikimize bakıyorlar ve ses çıkarmıyorlardı.

.....

Odaya giren ışık ile gözlerimi açmıştım. Saçlarım terden yüzüme yapışırken yastığım nemliydi.

Welcome to Urfa Nazlı.

Dün gece demir benimle kalmış diğerleri dağılmıştı. Bir süre sonra firatın içtiğini ve kendinde olmadığını söyelyen demiri de kovmuştum odadan. Ezo hanım ve botan beyin ise haberi yoktu. Zaten orada olmayan bir botan bey bir ezo hanım birde ecrindi.

Fakat anlamadığım şey herkesin sesleri duyup gelmesiyle onlar nasıl gelmemişti.

Belkide başka bir mercimeği fırına veriyorlardır Nazlı.

Iyy sus be anne babamı öyle düşünmek bir garip geldi.

Anne baba?

Oflayarak yataktan kalktım  şort ve geniş tişörtümü giyerek odadan çıktım. 

Eğer Fırat bey bu yaptığının yanına kalacağını sanıyorsa çok yanılıyordu.

Aşağı indiğimde herkes masadaydı.

Ezo hanım gülümseyerek sandalyemi çekti.

Pek bir centilmen ablası.

Kes be.

"Günaydın kızım. Bende tam seni uyandırmaya gelecektim. " Dedi.
" sağolun ezo..." devamında ne diyeceğimi bilemediğim için durmuştum.
" Anne diyebilirsin" demesi ile rahatlamıştım.

Herkes kahvaltı yapmaya başladığında botan beye döndüm.

" Babacım, suyu uzatır mısın?" Dememle botan bey şiddetle öksürmekten başlamış. Ecrin ve demir de ne diye bagirmislardi.

NE?

Ve iç sesimim.

Senin dengeni sikeyim ben Nazlı.









Ne yazdığımı bilmiyorum valla owhspwjsoehx93hs93hd8dhd8d

2 güne bir bölüm daha atarım Hatta belkide yarın çünkü kısaydı bu.

İyi gecelerrr.

ÜVEY Mİ NE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin