Bu bölüm genel olarak kahramanı tanıtmak amaçlı olduğu için çok fazla diyalog olmadı. Kitabı bu bölümle yargılamayın lütfen.
Göz kırpmak saniye dahi almazken, benim 1 hafta önce yaşadığım anlamsız ama hayatımı değiştiren olaya ne demeli?
...
1 hafta önce...
Tek başına yaşamanın da artıları var elbette. Ama benim en büyük sorunum yalnızlık... Koca ev annem ve babam öldüğü günden beri bomboş geliyor.Küçüklüğümü özlüyorum, belki de o yüzdendir çocuk gibi davranışlarım. Bilemiyorum.
Sana çocuk diyen çocuk olsun be Tessa.
Evet, size henüz kendimi bile tanıştırmadım ama işte iç sesim, John (Asıl ismi Johanna ama kız olmadığı konusunda hâlâ direniyor bakmayın siz ona.)
Düşündüğün her şeyi duyduğumun farkında mısın Tess?
Herneyse. Biraz kendimden bahsedeyim size. Ben Teresa Gwen. 25 yaşındayım, pilotaj okuyorum, evet en büyük hayalim pilot olmak.
Annen ve babanın hayaliydi o tess, senin hayalin şarkıcı olmak. Ama bu yalnızlıkla o da pilotaj kadar zor tabii.
Acaba sesini kısabiliyor muyuz bu iç ses denen şeyin?
Sen demek ben demek salak şey.
NEYSE. Devam ediyorum sus artık. Ailem uçak kazasında öldü. Biricik kızlarının da pilot olacak olması ne kadar da manidar, öyle değil mi?
"Nerede kaldın Tessa? Eğer bu dersi de kaçırırsak profesör bizi kulaklarımızdan tavana asacak?!"
Ve evet tanıtmayı unuttum, başımın belası Terry, benim en yakın arkadaşım.
"Geliyorum be beynimi ütüledin! Alt tarafı bir tuvalete girdik."
Kısa siyah saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım ve aynadaki yansımama baktım. Buz mavisi gözlerim ve göz altlarımdaki uykusuzluktan oluşan mor çizgiler. Harika, tam bir ucube gibi görünüyorum.
Düşüncelerime son verip tuvalet kapısını açtım. Terry siyah kot pantolonu, çizgili mavi siyah kazağı ve turuncu kıvırcık saçlarıyla kesinlikle küçük bir çocuk gibi görünüyor.
Gözlerimi yeşil gözlerine diktim. "Gidelim." Diye mırıldandım. Arkamdan homurdanırken sınıfa doğru ilerledim.
Beyefendinin inek imajı bozulsun istemezdim(!) O yüzden kapıyı yavaşça açtım ve arka sıralardan Profesörü görebileceğim, ama onun çok dikkat etmeyeceği bir tarafa oturdum.
Terry yanıma otururken tek düşünebildiğim bu sıkıcı günün nasıl geçeceğiydi. Aksiyon dolu bir hayata düşeceğimi bilseydim böyle düşünmezdim.
✈✈
Üniversitenden akşamüstü çıkarken hava yavaş yavaş soğumaya, gün yerini geceye bırakmaya başlamıştı.
Kulağıma kulaklığımı takıp yayalar için yeşil yanmasını büyük bir sabırla bekliyordum. Sabrım sonuç verdi ve sonunda yeşil yandı. Hızlı adımlarla karşıya geçmeye başladım ki, sokakta bir motor sesi duyuldu.
Başımı o yöne çevirince gözleri yarı yarıya kapalı, son hız araba süren bir adam gördüm.Adım atmaya çalıştım ama panik atak krizim tam şu an baş göstermeye karar vermişti.
Etraf benim için yavaş yavaş kararırken, araba bana çarpmak üzereydi. İlk önce Deniz kokusu aldım, ardından bana sarılan kolları hissettim.
Sanırım sonunda öldün Tess, yoksa sana çarpmak üzere olan o arabadan kurtulamazsın zaten.
🌊✈
Gözlerimi zorlukla araladım. Başım sanırım çatlıyor. Her sabah uyandığımda her zaman karşımda olan yıldızlı tavanıma baktım.
Ve olaylar bir bir aklıma geldi. Keşke gelmeseydi.
Yanılmıyorsam şu an bir ruh veya hayalet olman lazım Tess.
Yataktan hızla doğruldum ve odada volta atmaya başladım. Sanırım rüya görmüştüm. Evet evet rüya. Hayır kâbus. Hayır gerçekti. Bilmiyordum. Ama rüya olduğuna inanmak en mantıklısıydı.
Gözlerim kararmadan önce mavi bir ışık da görmüştüm, o da far ışığı falan olmalı.
Odadan temkinli bir şekilde çıktım ve sırf John rahat etsin diye evin tüm odalarını kontrol ettim.
Ben korkmuyorum Tess. Sen iyi misin? Paranoyak oldun sanki biraz.
Paranoyak falan olmamıştım. Az önce bana hayalet diyen bendim galiba.
Kafamı dağıtmak için yemek yapmaya başladım. Derken zil çaldı.
Benim kimsem yoktu ki? Terry de akşamki partide olacaktı. Her ne kadar inek olsa da sosyal biri olduğunu inkâr edemem.
Kapıyı açtım, açmamla gözlerimin fal taşı gibi açılması ve içeri doğru kaçmaya çalışmam bir oldu. Kapının önünde yaralı bir kurt vardı.
'☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez
FantasyEve girerken gözlerim açık kalmış pencereye kaydı. Perdeler rüzgârda uçuşuyordu. Yalnız hissettiğim zamanlar rüzgâr eserdi. ~~~