Dört Element Büyücüsü

34 13 0
                                    

Sabah şiş gözlerle ve boğaz ağrısıyla uyandım. Sonbahar'da olmamıza rağmen pencerenin önünde kanepede uyumuştum.

Belki biraz da ağlamıştım ama en sonunda kimsenin umrumda olmadığını defalarca kez tekrar ederken Açlık Oyunları'nı izlemiştim.

Uykusuzluktan ölüyordum, boğazım ağrıyordu ayrıca depresyona girmiştim sanırım.

Ama okul idaresi depresyon'u geçerli bir sebep olarak kabul etmediğinden, istemeye istemeye duş alıp hazırlanmaya başladım.

Siyah kot pantolumun üstüne salaş gri t-shirt giymiştim. Saçlarımı at kuyruğu yapmak için toplarken gözlerim bileğime kaydı.

Bileklik.

Anka kuşu bilekliğim yoktu.

Annemle babamın hediyesi.

Önce resimleri unutmuştum şimdi de bilekliğim kaybolmuştu. Ve ben gerçekten depresyona şimdi giriyordum. Okula gitmem gerekiyordu. O yüzden önce okula gidip sonra dün geçtiğim yerlerde bilekliği arardım.

Terry'e mesaj yazdım. Hala resimlerimi getirmemişi ve artık ona güvenmediğimden açıp bakmasından korkuyordum.

Hey, Geçen bodrumda bıraktığım çantamı bugün okula getirebilir misin? Sende olduğunu söylemiştin..

Bende Tess, dün getirmiştim aslında ama gelmedin sanırım. Biraz fazla içmiştim, geldiysen de görmemişim. Bugün yine getiririm okula. Okulda görüşürüz. Love U 💙

Cevap yazmayıp konuşmadan çıktım. Ayağıma siyah postallarımı geçirirken yine geç kalma tehlikesiyle baş başaydım.

Arabayı son hız sürmüştüm ve yetişmiştim.

"Sürekli zamanla yarışmaya çalışmaz mısın Tess?"

Uykuyu sevmek suçsa assınlar beni John.

Çantamın içinde öğrenci kimlik kartımı ararken kafamı duvara çarptım. Bugün sakarlık günüm olsa gerek.

Güvenliğe kimliğimi gösterdikten sonra geniş bahçede ilerlemeye başladım. Dedikoducu kız grubu her zamanki gibi tam mesai yapıyordu. Kafa kafaya vermişler hararetle konuşuyorlardı.

Genelde ben bahçeye girince bana tip tip bakarlardı. Ama bugün geldiğimi bile fark etmemiş gibilerdi. Tanrıya şükür.

Hızlı adımlarla bahçeyi geçip merdivenlerden çıkarken okulun önündeki Terry'i gördüm ve yanına ilerledim. Yanındaki kızla konuşuyordu. Ve beni yine fark etmemişti.

"Hey.." dedim soğuk bir tavırla. Ama Terry'nin ona karşı normalden soğuk olduğumu anlayacağını sanmıyordum çünkü dediği gibi, ben hep böyleydim işte.

"Selam Tess! Biraz daha gelmeseydin sensiz derse girecektim. Bu arada..." çantamı diğer omzundan çıkarıp bana uzattı. "1 haftadır bir türlü veremedim 3l koymuş gibi oldum ama..." dedi mahcup bir ifadeyle.

Mahcup olması gereken başka şeyler vardı.

"Önemli değil. Teşekkür ederim. Ben lavaboya gidiyorum." Dedim. Aslında gitmiyordum. Sadece onunla birlikte drrse girmek veya oturmak istemiyordum.

Hızlı adımlarla dersliğe geldim. Birazdan ders başlayacaktı. O yüzden kalabalıktı. Terry'nin bana dikkat etmeyeceğini biliyordum çünkü inek arkadaşları da burada, en önlerdeydi.

Melez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin