Dört ay önce
İnsan korkularıyla karşı karşıya geldiğinde çıkmaza girerdi ve güçsüzleşirdi. Yani iki çaresizlik, bunları aynı anda hissediyordum. Hissettiklerim içimde çığ gibi büyüyor ve kalbime baskı yapıp nefes almamı zorlaştırıyordu.
Karanlık; en büyük korkularımdan biriydi. Kimine göre basit bir şey gibi görünse de benim için ölümden farksızdı.
İçimdeki hisler büyüdükçe daralıyordum. Kırık pencereden içeri sızan soğuk hava iyice kendimi kötü hissetmeme sebep oluyordu.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Kitap almak için geldiğim bu iğrenç yerde kendimi kilitli bulmuştum. Tabii ki bunu kimin yaptığını biliyordum ama yinede nereden öğrenmiştiler ki?Daha önce korkularımdan bahsetmemiştim. Gerek sınıfta olsun, ya da konuşurken, bana zorbalık yaptıklarında bile belli etmemiştim.
Oturduğum duvara sinmiş, nefes almaya çalışırken aklımda binlerce soru dönüyor ama cevap bulamıyordum. Onlar beni buradan asla çıkarmazdı. Buraya gelen kimse bile olmazdı, sadece hocalar eski kitapları buraya koyardı ya da okulun önceki yıllarından kalan sıralar olurdu. Kapının açılması için ya bir hocanın kitap istemesi ya da hizmetlilerden birinin gelmesi gerekirdi ancak ikisi de uzak ihtimaldi.
Çaresizlik, bedenime yüklendiğinde tekrardan gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı. Korkudan oturduğum yerden kalkamıyor, kafamı dizimden kaldıramıyordum.
Soğuk hava bedenimi geriyor, adrenalin adeta beni hapsediyordu. Duyduğum tek ses rüzgardı. Uğultusu kulağıma geliyor, tüylerimi diken diken ediyordu. Kapı tarafına sürünerek vardığımda, kolunu bulmaya çalıştım. Kolu kavradığımda çektim buranın genelde anahtarı olmazdi ama belliki dışarıdan bir şey dayamışlardı. Çünkü aşağı çektikçe ses geliyordu. Nefesimi düzenleyip bağırmak için dudaklarımı araladım.
"Kimse var mı?" Boğazım ağladığım için şişmiş olmalıydı çünkü sesim pürüzlü çıkıyordu. Öksürüp tekrar denedim.
"Sesimi duyan var mı?" Tekrar tekrar denedim ancak ne bir hareketlilik ne de bir ses geliyordu.Tekrar yere çöküp, kafamı dizlerime yasladım ve ağlamaya başladım. Karanlık tekrardan kendini belli ediyordu. Sanki bir alan vardı ve korkum yükseldikçe, o alan daralıyordu. Tek bir ışık süzmesinin olmaması iyice doldurmuştu gözlerimi. Bağırmaya başladım tekrar tekrar ağladım ancak hala ses yoktu.
🖤
Gözlerimi araladığımda korkunç karanlık hala hükmünü sürdüyordu. Uyuyakalmıştım. Karanlıkta nasıl uyumuştum ki? Boğazımda ve belimde belirsiz ama kendini hissettiren keskin bir ağrı vardı. Gözlerim karanlığa alıştığı için acıyordu. Rüzgar hala kendini hissettirdiği için bedenim de buzdan farklı değildi. Bedenim yerde durmaktan uyuşmuştu.
Ayağa kalktım ve tekrar kapıya yaklaştım. Muhtemelen saatler geçmişti. Gece miydi? Saat kaçtı? Bu gibi sorular hala beynime baskı yaparken, ağrılar ve korkum hala benimle birlikteydi.
Biraz daha burada kalırsam muhtemelen ölecektim. Ve bunu yapan bir avuç aptal kızın olması benim için bir yenilgiydi. Derken birden diğer sesleri susturan bir ses duydum. Ayak sesleri..
Adım attıkça daha çok yaklaştığını hissediyordum. Belli ki sonunda birileri buraya geliyordu. Sesleri daha dikkatli dinlediğimde tek kişi olduğunu anlamıştım.
Karanlıktan ağrıyan gözlerim iyice sızlarken, boğazımı ovalayıp kapı kulpunu kavradıktan sonra bağırdım. " Orada kimse var mı?" Kahretsin! Boğazım çok acıyordu. Ben bile duymamıştım ki...
Bir kere daha denedim. "Yardım eder misiniz? Burada kilitli kaldım." İyice karanlık beni hapsetmişti. Beni duyan olmalıydı! Ayak seslerini duyduğuma emindim. Beynimin bir oyunu değildi, hayır duymuştum gerçekten!
Bekledim. Yabancının geri dönmesini beni kurtarmasını...Uzaklaşan adımlar duyuyordum. Hayır, gitmemeliydi, beni kurtarmalıydı!
"Gitme!" Ağrıyan boğazıma rağmen tekrar tekrar bağırdım.Ayaklarım uyuştuğu için daha fazla ayakta kalamadım. Ayak bileğim sızlarken yere düştüğüm için baş dönmem artmıştı. Karanlık çok fazlaydı, acı etrafımı sararken bir şey oldu. Kapı yavaşça açıldı. Beyaz ışık görme alanıma girdiğinde gözlerim renkleri ayırt etmeye çalışıyordu. Daha fazla görmek istedim ancak tekrar gözlerim karanlığa teslin olmuştu. Tek duyduğum ses ise "Buldum seni..." olmuştu.
Bölüm sonu...
Bu arada instagram hesabı olarak
Denizkabuklarii hesabını takip edebilirsinizz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KABUKLARI
Teen FictionRüzgar saçlarımı savururken, onun bakışlarını üzerimde hissediyordum. Yavaşça ona doğru döndüm. Burnumu çekerek, titreyen ellerimle göz yaşlarımı sildim. "Ağlamamalısın." Sesini duyduğumda dolu gözlerimle ona baktım. "Bu durumda gülmeli miyim?"Kısık...