3.Kabuk

18 4 135
                                    

Beynimde ki ağırlık artmış sürekli baskı yapıyordu. Bir günde yaşanan bu olaylar bünyeme fazla gelmişti. Ben bunlara alışkın değildim ki.

Benim gayet sakin, okuldan eve, evden okula rahat bir hayatım vardı. Hayatımdaki tek akrabam babaannem ise benim her şeyimdi.

Annem, ben küçükken beni terk etmişti. Bu sorumluluk ona fazla gelmiş olmalıydı. Anneme bu zamana kadar asla kızmamıştım. Bir gün geri geleceğine, beni seveceğine ve bana sımsıkı sarılıp, 'kızım! ' diyeceğine inanıyordum. Belki boş bir hayaldi ama inandığım tek hayalimdi. Olmasını istediğim.

Anne özlemim çok büyüktü. Ama yinede babaannem bu zamana kadar bana bakmış, beni büyütmüştü. Onunla yaşamak güzeldi. Çünkü o beni her zaman anlardı. Problemim olduğunu anlar, mutsuz olduğum da bunu hisseder ve beni güldürmek için uğraşırdı.

Yatağımdan ağır ağır kalkarak, salona doğru ilerledim. Televizyon açıktı ve ekranda oynayan bir dizi vardı. Babannem ise sanırım televizyona bakarken uyuyakalmıştı.

Yavaşça yaklaşarak elinden kumandayı aldım. Odasına gittim ve ince bir örtü alıp geri döndüm. Üstüne bırakarak, yanağına da bir öpücük kondurdum. Televizyonu kapattım ve telefonu alarak koltuğa uzandım.

Gizli numaraya attığım mesaja hala cevap gelmemişti. Ayrıca o her kimse günlüğüm de muhtemelen ondaydı. Acaba okumuş mudur? Okumamış olsundu. O günlüğü açmamış olsundu. 'Keşke günlüğü asla okula götürmeseydim' diye geçirdim içimden.

Düşünürken birden telefonuma bildirim geldi. Bildirim, gizli numaradandı. Sonunda cevap gelmişti.

Bilinmeyen Numara: Sana tavsiyem daha dikkatli olman ve sana ait eşyaları ortalıkta bırakmaman. Kendine iyi bak. Ve bi dahakine asla bodrum kata inme. Orası senin için iyi olmasa gerek...

Kumsal: Sen de kimsin? Günlüğümün sende ne işi var?

Bilinmeyen Numara: Merak ettiysen söyleyeyim günlüğünü okumadım. Kim olduğumla ilgili soruya gelirsek, bir tahminin olsa gerek.

Adama bak ya, hem günlüğüm ondaydı hem de benimle şifreli konuşuyordu! Neyse ki günlüğümü okumamıştı.

'𝘠𝘢 𝘰𝘬𝘶𝘥𝘶𝘺𝘴𝘢... " dedi birden içimdeki ses. İçime düşen şüpheyle mesaj yazmaya başladım.

Kumsal: Madem günlüğümü okumadın bana ait olduğunu nereden biliyorsun? Beni nereden tanıyorsun?

Bilinmeyen Numara: Zeki kız. Seni tanıyorum Kumsal. Seni o karanlıktan kurtaran da, Ece'den günlüğünü alan da benim.

Okuduğum mesajla, şaşkınlık vücudumu sarmıştı. Ece! Günlüğümü alan oydu! Buna nasıl cesaret edebilirdi?

Kumsal: Artık kim olduğunu söylesen diyorum.

Bilinmeyen Numara: Meraklı kız. Sabret. Öğrenirsin yakında...

Kumsal: Benimle oyun oynama! Kim olduğunu söyle artık. Sıkıldım.

Bilinmeyen Numara: Pekala ismimi bilmen de sakınca yok. Aras ben. Aras Baysal.

Kumsal: İsmini daha önce duymadım. Kimsin sen? Okuldan mısın?

Bilinmeyen Numara: Bundan sonra çok duyacaksın. Kendine dikkat et. Kimseye güvenme. Bu tavsiyemi de dinle ve uygula.

Kumsal: Sen bana emir mi veriyorsun? Pardon da sen kimsin?

Bilinmeyen Numara: Sakin ol. Bu uyarıydı ve senin iyiliğini düşünüyorum. Karanlıktan korktuğunu düşünüyordum. Yoksa öyle değil mi Peri Kızı?

Peri Kızı mı? Karanlıktan beni kurtaran oydu bunu anlamıştım ama neden yaptığını anlamamıştım.

Kumsal: Sendin değil mi? Beni kurtaran da hastaneye götüren de sendin. Babaanneme gelip ona yalan söyleyen de sendin!

Bilinmeyen Numara: Zeki kız. Ama insan bir teşekkür eder. Babaannene gerçekleri söylesem de kadın kalpten gitse miydi? Sana iyilik de yapılmıyor ama alındım kırıldım.

Kumsal: Benimle dalga mı geçiyorsun? Neden beni kurtardın? Beni nereden tanıyorsun?

Bilinmeyen Numara: İyilik yaramıyor sana gerçekten Peri Kızı. Sabret sadece sabret. Yakında görüşürüz...

Daha da cevap yazmadım ve öylece oturmaya devam ettim. Aras. Aras Baysal. Kimsin? Neden beni kurtardın? Sorular çoktu ama cevaplar yoktu. Belirsizlikler kafa yorardı. Baş ağrıtırdı. Saatin geç olduğunu fark ettiğimde odama geçtim. Dolabı açtım ve kıyafetlerimi çıkarıp, pijamalarımı giydim. Yatağa uzanarak, düşünmemeye çalıştım.Gözlerimi kapattım ve uyumayı bekledim.

                                🖤

Sabah uyandığım da elimi yüzümü yıkayıp, okul kıyafetlerimi giydim. Salona geçtim ve üstün körü bir şeyler atıştırdım. Babaannem mutfağa girdiğinde, beni gördü. Gülümseyerek: "Günaydın kızım. Güzelce kahvaltı etseydin böyle her zaman aç gidiyorsun okula."

Son olarak peynirden de ağzıma attım ve babaanneme döndüm. "Günaydın sultanım. Biliyorsun sabahları çok fazla yiyemiyorum sonra okulda atıştırıyorum zaten. Daha fazla geç kalmadan çıkayım ben."

Babaanneme sarıldım ve öptüm. Odamdan çantamı aldım ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Kulaklıklarımı takarak durağa yürümeye başladım. Okula gittiğimde bahçede büyük bir kalabalık olduğunu gördüm. Ne olduğunu merak ederek, oraya doğru ilerledim. İnsanlar sürekli fısıldaşıyordu.

'Okula böyle girmek. Bu zenginlerin havası da ayrı be.'

'Kim acaba?'

'Görmedin mi?Motoru çok havalıydı.'

'Hangi sınıftaydı bu çocuk?'

İleriye baktığımda ise, motor ve üzerinde duran birini gördüm. Kaskını çıkardığında, dalgalı siyah saçlarını sallayarak eliyle düzeltti. Kalabalıkta gözlerini gezdirdi. Açık kahve gözleri beni bulduğunda gülümsedi ve bana doğru gelmeye başladı. Ne? Ama ben tanımıyordum ki. Tam karşında durduğun da elini uzattı.

"Aras ben. Şimdi tanıştık Peri kızı." İşte şimdi gerçekten şaşırmıştım.

Bölüm sonu...
                                 

DENİZ KABUKLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin