Evin alt kısmını ev sahibi ile gezmiştim. Alt kısmı gerçekten güzel dekore edilmişti ve ferahtı.
Üst kısma çıkarken içimde gereksiz bir ürperti vardı. Bir şeyler yanlıştı. içimden bir ses gitmemem gerektiğini eğer gidersem her şeyin değişeceğini söylüyordu.
Kulak asmadım,sonuçta evi görmem gerekiyordu.
Üst kattaki ilk iki odayı da dolaştıktan sonra sıra kahverengi eski bir kapıya geldi.
Ev sahibi diğer odada açılmayan cam ile ilgileniyordu sanırım ki beni farketmedi.
Elimi kapı koluna attım. Aşağı indiremedim kapı kolunu çünkü içimden bir ses yapma diyordu durmadan.
Neden yapmamalıydım? Ne vardı içerde?
Merakıma yenik düşüp kapı kolunu aşağı indirirken elimin üzerine bir el kapandı. Ev sahibi...
Dudakları ne kadar gülümsüyor gözükse de gözleri çok donuk bakıyordu şimdi. İlk başta beni otogardan alan kişi ile hiç benzemiyordu bu bakışları. Yanlış bir şey mi yapmıştım?
"O kapıyı açmanızı önermem,oda boş zaten sadece bir dolap var. Eski kullanmadığımız dolabı oraya kaldırdık."
Eli hâlâ elimin üzerindeydi. Kapıyı açmak istersem engellemek için hazırda bekliyordu sanırım. Yada ben çok saçmalıyordum, bilemiyorum...
Ama iyi hissetmiyordum.
"Tamam...anladım odaya bakmak istiyorum sadece merak ettim."
"Kapı kilitli zaten" diye atlayıverdi. Elimin üzerindeki baskısı arttı. Kapı kolunu beraber indirdik ama kapı açılmadı. Yavaşça elini çekti.
O kadar yavaş bir çekişti ki çok uzun bir zaman geçmiş gibiydi.
"Neden kilitli kapı?" Gözlerimin içine baktı. Uzun uzun, belki de yalan düşünüyordu." Eve gelen misafir çocukları oyun oynarken odaya kaçmasınlar diye. Dediğim gibi dolap eski üzerlerine düşebilir."
Yalan mıydı,gerçek miydi?
Anlamıyordum ki. Eve geldiğimden beri içimde bir his vardı zaten. Durduramıyordum kendimi.
"Anladım. Kapı kilidini alabilirim. Ev şuan bende olduğuna göre kilidi açmamda sakınca yoktur umarım?" Diye soru yönelttim. "tabiki de yok, hatta vereyim hemen" diye cebinden paslı siyah bir anahtar çıkarttı.
Anahtarın üst kısımlarında işlemeler vardı. Çiçek işlemesi...anahtar paslı olmasına rağmen o kadar güzel gözüküyordu ki hayran hayran bakmaktan alamadım kendimi. Ev sahibi farketmiş olacak ki ufak bir gülümseme bahşetti bana.
"Sevdin."
"Evet, anahtarın bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim."
"Alt tarafı bir anahtar,bu kadar hayran hayran bakma."
Anahtara onun deyimi ile hayran hayran bakmayı kestim. Kapıyı açtım yavaşça.
Dediği gibi sadece bir dolap vardı. Uzun kahverengi bir dolaptı. Odanın tam orta kısmına konulmuştu. Sanki bilerek konulmuş gibi.
Garipti. Çok garipti.
"E, ben sana her yeri gezdirdim. Gideyim artık karım bekler evde." Diye atıldı söze ev sahibi.
Çıkışa kadar eşlik ettim ona. Bir kaç gün burada kalıp sonra Eskişehir'e eşyalarımı almak için geri dönecektim.
Zaman geçmesi için kitap okudum,dizi izledim,sokak kedileri ve köpeklerini besledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİORANTİNA [BxB]
FantasyÜniversitesi için Eskişehir'den Mersin'e geçen Acar, Türkiye'de kazısı ve içine giren insanların geri dönememesiyle bilinen Tarsus'un gizemli evinde gizemli bir geçit açar.