Merhabaa, uzun bir zamandır buralarda yoktum. Ama geri döndüm. Bir süredir yazamıyordum açıkçası. Düğün derken hem Ankara hem Çanakkale derken asla yazmaya odaklanamıyordum.
Şimdi ise bölüm ile buradayım. Bu bölümü aslında daha geç atacaktım ama canım arkadaşım Ecrin artık okumak istediğini söyledi ve bende onu daha fazla bekletmemek için zamanından ayırıp yazdım.
Bu bölümü ona ve ikizine ithaf ediyorum
İyi okumalar dilerim ve lütfen alttaki küçük yıldıza basar mısınız?? 🧸🧸
Bazen düşüncelerden uzaklaşmak gerekir. Düşüncelerine sebep olan şeylerden... Düşünüyorum da, onlar ya gerçekten yardım etmek istediyse ve ben yanlış yoldaysam? O zaman işler bir çığ gibi büyür. Güvenli değil artık evin dediler. Peki, bir insan evinde güvende değilse nerede güvendedir ki? Küçüklere derler ya hep 'Burası evin. Burada güvendesin.' diye. Yalan mı söylediniz? Belki, evet. Güvenli olmaması babam yüzünden mi? Hani babalar çocukların kahramanıydı? O da mı yalan? Evet, oda yalandı.
Ara ara dönmeyi düşünsem de bunu yapmadım. Belki her şeyi bırakabilirdim ama mezarlarını asla. Uzağa gidiyorduk ve onları nasıl ziyaret ederdim böyle bir durumda. Edemezdim. Bu yüzden dönmeyecektim.
"Nasıl kaçırıldın?" sorusu beni düşüncelerimden kurtardı. "Hatırlamıyorum. Tek bildiğim iğne." dedim. Arkadan çalan hafif müzik kulaklarımı doldurdu. Mırıldanmaya başladım. Melodi vardı sadece, söz yoktu.
İçim acıyor, nefes alamıyordum. Kalbime bir anda ağrı girdi. Ne olduğunu anlayamadan başım dönmeye başladı. "Şurada durabilir miyiz?" dedim elimle yol kenarını göstererek. "Başım dönüyor da." Yol kenarında durunca arabadan indim. Sağ tarafımız da ki otlar yemyeşil ve harika görünüyordu.
Dengemi kaybedip otların üzerine düştüm. Ayaklarımı öne doğru uzattım ve ellerimden destek alarak kafamı geriye attım. Derin derin nefesler almaya başladığımda gözyaşlarım bir iki demeden yanaklarımdan süzülmeye başladı. İçimdeki acı bir anda büyüdü ve tüm bedenimi kapladı. "Hayat iyi misin?" Dudaklarımı araladım ama konuşamadım. Evet,anlamında kafamı salladım.
Bazen, olur ya hani bir boşluk hissedersin. Sonra o boşluk gittikçe büyür. Büyümeye devam eder ve seni içine hapseder. Karanlığın içinde gittikçe kaybolursun ve önüne çıkan ilk ışığa sarılmak istersin. Sonra fark edersin ki o ışığa sarılmak yaptığın en büyük hata olur. Şuan öyle hissediyorum. Ya söz konusu hatayı çoktan yaptım ya da yapmak için yola çıktım.
"İyi değilsin, şekerim. Bir şey olmuş. Ne oldu?" Derin'e anne ve babamın öldüğünü söylemeli miydim? "Derin," Elimin altında olan çimenleri sıktım. Karşımda öldüresiye nefret ettiğim biri varmış gibi sıktım o çimenleri. Sonra fark ettim, beni incitenler yüzünden başkalarını incittiğimi. Ellerimi gevşettim. Sıktığım çimenleri bıraktım ve derin bir nefes aldım. "Annem ve babam" diyebildim sadece. "Ne oldu onlara?" diye sordu. "Annem ve babam öldü, Derin." Gözyaşlarım gittikçe hızlanıyordu. Etraf bulanıklaşmaya başladı. Hıçkırıklarım bana eşlik etti. Artık tamamen ağlıyordum.
Derin bir şey diyemiyor, hareket edemiyordu. Gözyaşlarım akmaya devam etti. Ellerimi kaldırdım ve tersiyle yüzümü sildim. "Beni mezarlığa götürür müsün?" Derin kafasını kaldırıp yüzüme baktı uzunca. "Tabi ki," dedi ilk önce. "Tabi ki götürürüm." Gülümsemeye çalıştım. Biraz bekledikten sonra dayanamadım ve sarıldım ona. "Teşekkür ederim."
Oturduğumuz yerden kalktım. Ellerimi birkaç kere birbirine vurarak temizlemeyi denedim. Sonra Derin'in de kalkması için elimi ona uzattım. Bana gülümsedi. Aradan onca yıl geçmemiş gibi bütün sıcaklığıyla gülümsedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/339754203-288-k728832.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanaldan Çalınanlar
Teen Fiction"Aşk, yanan bir ormanın ortasında dans etmek gibiydi. Ve biz o ormanda kül olmuştuk." 🧸🧸🧸 "Her şey çalınabilir. Eşyalar, hayaller, duygular ve düşünceler... Herkes bunları senden alabilir. Üzülürsün ama ne kadar sürer ki bu üzüntü? Bilemezsin. E...