27. Bölüm {FİNAL}

125 7 1
                                    

Selaaaammm

Nasılsınız??

Umarım beğenirsinizz 🤍

Oylarınız ve yorumlarınız çok önemliii😍✨

Keyifli okumalar 💞




6 SENE SONRA

Demir Ateş

Yataktaki sarsıntıyla gözlerimi açtım.
Melek yatakta zıplıyor aynı zamanda kulak çınlatırcasına bağırıyordu.
"BABA!"
"BABA!"
"BABA UYAAAAN!"
Tuttuğum gibi yatağa yatırdım ve gıdıklamaya başladım. İnce sesiyle kahkaha atmaya başladı.

"Ya baba dur!" Hâlâ kahkahalarla gülüyordu.
"Sen sabah sabah başımda bağırırken iyi ama demi eşşek sıpası."
"Ben eşşek sıpası değilim." Dedi sitemle,
"Allah Allah, neymişsin?"
"Prensesim ben." Dedi gülümseyerek, ben de güldüm. Yanağından öptüm,
"Prensessin tabi, benim prensesimsin sen."

İnce sesiyle kahkaha atıyordu.
"Baba tamam dur!" Dedi hâlâ gülmeye devam ederken, durdum. Yatakta gülümseyerek bana bakıyordu, yavaşça gülümsemesi yüzünde soldu.
"Baba," dedi ardından yutkundu.
"Efendim prensesim?"
"Annem yaşasaydı, o da bana prensesim der miydi?" Bu soru kalbime bıçak gibi saplanmıştı.

"Annem yaşasaydı..."

İki kelime beni ölmekten beter ediyordu. Yutkunamadım. Zorla gülümsemeye çalıştım.
"Derdi tabi kızım, demez miydi? Derdi. O seni çok severdi. Seviyor da. Seni görüyor bir yerlerden." Dedim, yatakta oturur pozisyona geçti.
"Baba annemle fotoğraflarınızı gösterir misiin?" Dedi tebessümle, telefonumu aldım masanın üzerinden.

Yatağa sırtımı dayadım. Kolumu açtım gelmesi için,
"Gösteririm. Gel." Kolumun altına girdi ve telefonu dikkatlice izledi. Telefonu açıp galeriye girdim. Vera'yla olan bir tane fotoğrafımıza tıkladım. Melek,
"Annem çok güzelmiş değil mi baba?" Dedi sevinçle,
"Evet. Çok güzeldi annen." Dedim, yutkundum.
Başka bir fotoğrafa tıkladım. Evde herhangi bir anda çekilmiş bir gülümserken bir fotoğraftı.
"Çok güzel gülmüş annem burda." Dedi Melek, başımı salladım.

"Evet. Gülüşü, bakışı herşeyi çok güzeldi annenin." Burnuna dokundum,
"Tıpkı senin gibi." Güldü.
"Anneme benziyor muyum?" Diye sordu,
"Tabii ki." Dedim, kapı çaldı.
"Gir." Yardımcı kapıyı açtı,
"Demir bey Nalan hanım geldi. Aşağıda sizi bekliyor." Dedi,
"Tamam iniyoruz şimdi. Sağol." Dedim, tam gidecekken durdurdum.

"He Sevim dur."
"Buyrun efendim?"
"Melek'i de al ben de üstümü değiştirip ineyim." Dedim, Sevim kafasını salladı.
"Tabi efendim. Melekcim hadi gel güzelim anneannenin yanına gidelim." Melek koşarak gidip Sevim'in elini tuttu ve aşağı indi. Son kez fotoğrafa bakıp telefonu kapattım. Yataktan kalkıp dolabı açtım, siyah pantolon yakalı tişört çıkartıp yatağın üzerine koydum. Ardından duşa girdim.

Kısa bir duştan sonra çıktım ve üstümü giyinip aşağı indim. Melek ve Nalan hanım oynuyorlardı.
"Hoşgeldiniz Nalan hanım." Dedim, gülümsedi,
"Hoşbulduk. Torunumu özledim çıktım geldim." Dedi samimi bir ses tonuyla, koltuğa otururken cevap verdim.
"İyi yapmışsın."

Kahvaltı ettikten sonra bahçede oturmuş kahve içiyorduk. Melek ise odasında bakıcısıyla birlikteydi. Nalan hanım sessizliği bozdu.
"Demir," gözlerimi ona çevirdim, devam etti.
"Vera'nın bugün-" sözünü kestim. Kafamı önüme eğdim.
"Ölüm yıl dönümü." Sevdiğim kadınla birlikte ölüşümün 6. Yıl dönümüydü bugün.

"Bugün," diyerek söze girdim.
"Melek, sabah ilk defa annesiyle olan fotoğraflarımıza bakmak istedi." Yutkundum,
"Ben Melek'e hep ne diye sesleniyorum?" Gözlerimi yeniden Nalan hanıma çevirdim. Gözleri dolmuştu,
"Prensesim." Diyerek cevap verdi.
"Bugün bana yatakta oynarken ne sordu biliyor musun? 'Baba annem yaşasaydı'..." Durakladım, bu iki kelime nefesimi kesmeye yetiyordu.

" 'Annem yaşasaydı o da bana prensesim der miydi' dedi." Nalan hanımın gözünden bir damla yaş düştü.
"Bugün ölüm yıl dönümü olduğunu biliyor mu?"
"Biliyor." Arkadan Melek'in neşeli sesini duydum.
"Baba!" Koşarak yanıma geldi ve kucağıma oturdu.
"Birşey mi oldu babacım?" Diye sordum,
"Hayır canım sıkıldı odada ben de sizin yanınıza geldim." Dedi ince naif ses tonuyla, gülümsedim. Yanağına küçük bir öpücük bıraktım.
"İyi yapmışsın güzelim."

Gözlerini anneaannesine çevirdi.
"Anneanne, sen ağladın mı?" Diye sordu, Nalan hanım kafasını sağa sola salladı.
"Hayır kuzucum. Gözüme toz kaçtı biraz." Dedi boğazını temizledikten sonra, Melek,
"Bugün ben annemi rüyamda gördüm biliyor musunuz?" Dedi, saçını okşadım.
"Nasıl gördün?" Diye sorduğumda tebessüm etti. Sırtını bana yasladı.

"Bana sarıldı, bide beni çok sevdiğini söyledi." Nalan hanım hızla kalkıp içeri girdi. Ağladığını Melek'in görmesini istemiyordu. Gözlerimin dolduğunu hissettiğim an kendimi toparladım.
"Ee başka?" Diye sordum,
"Sonra niye beni bıraktığını sordum. 'Mecburdum' dedi." Dedi alt dudağını büzerek,
"Pişt" gözlerini bana çevirdi,
"Özledin mi anneni?" Gözleri dolu dolu başını salladı.

Yanağını okşadım,
"Şşt, ağlamak yok. Ben de çok özledim. Annen seni böyle görmesin, üzülür. Hadi annene gidelim mi?"
İki parmağının arkasıyla gözlerini sildikten sonra
"Gidelim." Dedi,
"Tamam hadi koş Sevim ablan seni giydirsin. Anneannenle arabanın yanında bekleyeceğiz biz seni." Dedim, kafasını sallayıp içeri koştu.

Anlamı sıvazladım. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve ön bahçeye Nalan hanımın olduğu tarafa gittim. Nalan hanım ağlıyordu. Yavaşça elimi omuzuna koydum.
"Nalan hanım, iyi misiniz?" Göz yaşlarını silip kafasını aşağı yukarı salladı.
"Vera'nın yanına gidiyoruz. Geliyor musunuz?"
"Gelicem."

                            🤍🌚

Arabadan inip mezara doğru yürümeye başladık. Mezar görünür olduğunda Melek o tarafa doğru koşmaya başladı.
Bizden önce varmıştı.
"Anne ben geldim!" Dedi neşeli sesiyle,
"Beni özledin mi anne?" Nalan hanıma baktım tekrardan gözleri dolmuştu.
"Özledi tabi ki kuzucum özlemez mi?" Diye cevapladı Nalan hanım Melek'in sorusu havada kalmasın diye.

15 dakika durup dualarını okuyup bizi baş başa bırakmışlardı. Duamı okuyup mezar taşının kenarına oturdum.
"Sevgilim..." Yutkundum.
"Bugün 6 yıl oldu sensiz kalalı. Seni çok özlüyorum, ama belli edemiyorum. Çünkü yıkıldığımı belli edersem Melek toparlanamaz. Melek olmasa bir dakika beklemem yanına gelmek için. Boğazım düğümleniyor Vera. Yutkunamıyorum nefes alamıyorum. Birşey nefesimi kesiyor, bir el boğazımı sıkıyor. Sensiz bu hayat bana çok dar geliyor. Dayanamayacak gibi oluyorum bazen, sonra Melek geliyor. O olmasa yaşayacak sebebim yok. Melek 6 yıldır soğuk mezar taşına anne diyor. Çok canım yanıyor Vera." Sesim titremeye başlamıştı.

Elimi kalbime koydum.
"Şura cayır cayır yanıyor. Beni yavaş yavaş tüketiyor. Çok korkuyorum bir gün bütün gücüm biterse, bu ateş beni kül ederse diye çok korkuyorum. Ben bitersem Melek de biter. Seni koruyamadım," nefesim kesilmeye başlıyordu. Zorlukla yutkundum.
"Melek'i de koruyamazsam sonum olur."

"İçimdeki yangın nasıl geçer bilmiyorum. Ne zaman geçer bilmiyorum. Sanırım yanına gelene kadar da geçmeyecek.
En kötüsü de ne biliyor musun? Ben..." Gözümden bir damla yaş aktı,
"Ben senin kokunu unutuyorum galiba. O mis kokunu, eşi benzeri olmayan kokunu unutmak çok koyuyor. Gülüşünü, öpüşünü, sesini, kokunu, bana aşkla bakan gözlerini, ellerini, dokunuşunu, o güzel tenini, yüzünü unutmak bana çok koyuyor." Ayağa kalktım.

"Ama ne olursa olsun seni sevmekten vazgeçmeyeceğim. Ne unutursam unutayım anılarımız dün gibi aklımda kalacak. Seni hep seviyor olacağım. Ne olursa olsun."
"Hoşçakal sevgilim."










Bir hikayenin daha sonuna geldikk

Umarım bütün bölümleri severek okumuşsunuzdur❤️

Sizi çok seviyorumm 😻

Ateş ve Kor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin