2. Bölüm

650 26 0
                                    

İyi okumalarr

Oy verir ve yorum yaparsanız çok sevinirim ❤️

Sabah erkenden yangından mal kaçırır gibi evlenmiş ve işimizi bitirip Demir'in evine gidiyorduk. Arabada ben, Demir ve onun en yakını, kuzeni Murat vardı. Hiç konuşmadan camdan dışarı izliyordum.
Demir ve Murat kendi aralarında işle alakalı birşeyler konuşuyorlardı. Murat,
"Aga ben acıktım ya" dedi, Demir,
"Söyle Kemal'e güzel bir yerde dursun yiyelim." Dedi, Murat arkasını döndü.

Şoföre birşeyler dedi ve yeniden bize döndü. Demir,
"Vera" Demir bana seslenince gözlerimi yavaşça ona döndürdüm.
"Gitmek istediğin bir restoran varsa söyle gidelim." Dedi,
"Yok." Dedim sadece,
"Ne zaman eve gidicez?" Diye sordum,
"Birşeyler yedikten sonra." Yeniden cama çevirdim bakışlarımı.

20 dakika sonra bir restoranın önünde durduk. Demir ve Murat arabadan inerken benim kapımı ise şoför açtı.
"Teşekkür ederim" diyip tebessüm ettim.
Demir yanıma geldiğinde elini uzattı tutmam için, eline çevirdim bakışlarımı. Tabi ki tutmayacaktım.
"Elini tutmadan da yürüyebilirim bence." Dedim ve restorana doğru yürümeye başladım.

Arkamdan onlar gelirken ilk önce ben girdim. Alelade bir yere oturdum. Demir yanımı otururken Murat da karşımıza geçmişti. Garson geldiğinde ilk Demir'e ardından bize gülümseyerek baktı.
"Hoşgeldiniz efendim. Ne arzu edersiniz?" Dedi tane tane konuşarak, Demir konuşmaya başladı.
"3 kişilik kahvaltı" dedi, garson başını aşağı yukarı salladı yavaşça.
"Başka birşey ister misiniz?" Diye sordu, Demir tekrar tok ses tonuyla,
"Hayır, teşekkürler." Dedi ve garson gitti.

Murat kendi kendine kıkırdadı. Demir kolunu oturduğum sandalyenin arkasına atarken gözlerini kısıp,
"Hayırdır?" Dedi Murat'a, Murat,
"Herşeyi geçtim de, böyle bakınca yakışıyorsunuz aslında ha" dedi sırıtarak, ikimizde cevap vermedik. Hatta ben göz devirdim. Garson arada önümüze birkaç kahvaltılık koyup gidiyordu.

Neredeyse 20-25 dakikaya yakın hepimiz sus pus oturduk. Murat,
"Sohbetinize de doyum olmuyor anasını satayım maşallah." Dedi alayla, Demir,
"Ne bekliyorsun Murat? Sanki beni bilmiyorsun?" Dedi ciddi bir şekilde, Murat gözlerini bana çevirdi. Tam konuşacaktı ki telefonu çaldı. Telefonu kulağına koydu.
"Söyle." Birkaç dakika karşıdaki kişiyi dinledi.
"Ya sokucam yapacağınız işe!" Dedi anlık sinirle, ardından,
"Geliyorum." Dedi ve kapattı.

Demir gözlerini Murat'a çevirdi. Murat,
"Bizim şu işte biraz terslik çıkmış. Ben gidip bakayım" dedi, demir kafasını olumlu salladı. Murat telefonunu ve ceketini alıp,
"Size afiyet olsun." Dedi ve gitti. Kahvaltımızı etmeye devam ederken ikimizde konuşmuyorduk. Demir bu sessizliği bozdu.
"Hadi sor." Dedi, neyi der gibi kafamı salladım.
"İçinden gelen bütün soruları, sor." Dedi.

Çayımdan bir yudum alıp masaya geri koydum.
"Sormak istediğim birşey yok."
"Emin misin?"
"Evet."
"İyi, sen bilirsin." Dedi ve garsonu çağırdı. Hesabı istedikten sonra garson bir dakika içinde hesabı getirdi.
Demir ücreti ödeyip ayağa kalktı. Ben de onunla birlikte ayaklandım.

Ayağa kalktığım an dengemi kuramayıp sendelediğimde Demir belimden tutarak beni destekledi.
"İyi misin?" Diye sordu, kafamı salladım.
"İyiyim." Dedim ve toparlanıp yeniden önden yürüyerek restorandan çıktım. Şoför bizi gördüğünde benim kapımı açtı ve bindim. Ardından Demir'in kapısı açtığında o da bindi ve yeniden yola devam ettik.

                             🌚🤍

Araba büyük bir bahçede durdu. Demir arabadan inip bir de benim kapımı açtı.  
Arabadan inip eve baktım. Büyük bir villaydı. Bahçede büyük bir havuz ve bir köpek kulübesi vardı. Demir gür sesiyle bağırdı.
"Baran!" Ardından takım elbiseli bir adam hızlı adımlarla bize yaklaştı.
"Buyur abi." Dedi, adını yeni öğrendiğim koruma gözlerini bana çevirdi. Kafasıyla selam verip,
"Hoşgeldin yenge." Dedi kibar bir şekilde,
"Hoşbuldum" dedim karşılık vererek, Demir,
"Arabada valiz var. Onu odama çıkar." Odama.

Ateş ve Kor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin