3. bölüm

599 90 71
                                    



Kaçmıştım..

Yengemin de yardımıyla ailemden kaçmıştım. Neredeyse iki gündür bu ormanda yürüyor, Park sürüsüne ulaşmaya çalışıyordum.

Çok acıkmış ve susamıştım da, neyse ki yengemin verdiği küçük çantada yiyecek ve su vardı da onlarla idare ediyordum. Çok yorulmuştum ama dinlenmek demek geç kalmak demekti.

Ailem evde olmadığımı anlarsa ve peşime düşerse beni bulurdu. O yüzden bir an önce sürüye varmam gerekiyordu. Onlar beni aileme vermezdi. En azından ben öyle düşünüyordum. Gündüz işler kolay olabilirdi ama geceler benim gibi narin ve ürkek bir omega için hiç iyi değildi..

Tamam narin olabilirdim ama pek de ürkek sayılmazdım yani.

Omega olduğum için her şeyden geri bırakılmıştım ama ben pes etmeyip kendimi geliştirmek için çok çalışmıştım. Çabalarımın işe yaradığını ise geçen sene beni zorla öpmeye çalışan Min-ho'nun kaşını, gözünü bir güzel yararak fark etmiştim.

Çok da iyi yapmıştım. Zaten bu yüzden sidikli Min-ho işi inada bindirip onunla evlenmem için elinden geleni yapmıştı. Ben ki alfa'sını bekleyen bir omega'ydım, masum ruhum ve saf bedenime ondan başkası dokunamazdı.

Siktir! Kimi kandırıyorum, ben alfa'lardan nefret ederim.. kendini üstün gören işe yaramaz alfalar.

"Lanet olsun! Ne zaman bitecek bu yol ya"

İki gündür yürüyordum, ayaklarımda derman kalmamıştı ve yengemin söylediği Park sürüsünün sınırlarına yeni ulaşmıştım. Yerim öğrenilmesin diye telefonumu da yanıma alamamıştım. Sanırım bu ağaçları geçtikten sonra Park sürüsüne varacaktım.

.

.

.

.

(Jimin)

"Taehyung, senin ben elinin ayarını sikim."

Park sürüsünde her hafta yapılan av etkinliğinde olduğu gibi yine hep beraber toplanmış, ormana gelmiştik. Aslında tam da av sayılmazdı, çünkü çoğu zaman avlamazdık bile, hiçbir canlıya zarar vermek istemezdik ama kurt olduğumuz için arada geyik yada tavşan da avlardık.

Yine o günlerden biriydi ve bulduğumuz geyiği Taehyung elinden kaçırmıştı. Sinirlensem de elimden birşey gelmediği için iç çekip elimdeki yay ve ok'la yürümeye devam etmiştim. Ağaçların arkasından gelen çatırtı sesleri üzerine o yöne bakmak için başımı çevirmiştim ki...

"AHH!"

Min Yoongi. yine önüne bakmadan hedefi görmeden atış yapmıştı. Benim bu iki aptaldan çektiğim neydi?

"Ya siz iki salağın benimle derdi ne? Bu sakarlıkla ruh eşi olmanız kaçınılmazdı zaten."

Çok değerli ve sevgili arkadaşlarıma göz devirip sesin geldiği yöne doğru yürümüştüm. Yaklaştıkça gelen acı dolu inleme sesleri kurdumu rahatsız ederken ben sakin adımlarla yerde dizleri üzerine oturmuş, ok saplanan ve kanayan omzunu tutan naif genci görmüştüm.

"Hey sen? İyi misin?"

Yanında dizlerim üzerine çökerken sormuştum. Sorunun saçmalığının farkındaydım, iyi değildi ve acı çekiyordu ama ben, yanına yaklaştıkça ve nar çiçeği kokusunu soludukça ne sormam gerektiğini unutmuştum.

Tabi öfke ve acı dolu bakışları anında beni bulmuştu.

"Ordan bakınca iyi gibi mi görünüyorum seni aptal!"

FORLORN-JİKOOK (Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin