'kendi şansımızı kendimiz yarattık."

454 39 38
                                    

Jongin'den

Bazı duygular vardır, bazı durumlar. İçinden çıkılmaz zannedilen o anlar. İşte o anları asla unutmayın çünkü öyle hissettiğimiz anlar, bize sadece birer anı olarak kalır, hayatta çaresi olmayan tek şey ölümdür.

Bu yüzden ölmeden önce, yapmanız gereken her şeyi yapın. Neden daha önceden yapmadım diye kendinize eziyet etmeyin. Benim gibi.

Eskiden en yakın arkadaşım, şimdi ise hakkında hiç bir şey bilmediğim ama bir şeyler hissettiğim bir yabancı olan adamın çalıştığı okulun önünde duruyordum. Buraya gelirken neredeyse 3 kere durdum ve bunun iyi bir fikir olmadığını düşündüm.

Geri dönmeyi ve bunun için hazır olmadığımı. Ama onu düşündüğümde, bunu hak etmediğini hatırlıyorum, benim bunu hak etmediğimi, bizim bunu hak etmediğimizi.

İstemeden edindiğiniz duygular, size bazen yanlış gelebilir. Nefret, aşk, üzüntü, mutluluk ve dahası. İnsanlar duygularımızı kontrol edebileceğimizi söylüyorlar. Ama bu tam olarak doğru değil.

Dışarıya karşı duygularımızı dizginlemek, onları kontrol edebildiğimiz anlamına gelmez. İçinde fırtınalar koparken, nefret ettiğin o kişiye gülümseyebiliyorsun.

Veya âşık olduğun bir insana, ona sadece bir arkadaşınmış gibi davranabiliyorsun. Günlerce, haftalarca, aylarca, hatta yıllarca.

İşte bende böyleyim. Yıllarca arkadaşına âşık ama içindeki duyguyu kendisi bile kabul edememiş ve arkadaşını kaybetmemek için o duyguyu bastırmış birisiyim.

Zil çaldığı gibi içimdeki kıpırtı daha da büyüyordu. Öğrenciler teker teker dışarı çıkıyorlardı.

"Tamam, kaç yıllık arkadaşınla konuşacaksın, evet tam 7 yıldır konuşmadığın bir arkadaş ama sorun değil. Bu zor, ama başarabilirsin."

Kendi kendimi motive ederken onun çıktığını görmüştüm. Çantasına kitapları koyarken bir yandan da çocuğun birisiyle konuşuyordu.

Çıkışa doğru ilerlemeden, sadece çocuğu kenara çekip konuşmalarına devam ediyordu.

Bekleyecektim. Bu sefer kaçmak yoktu. Onu bekleyecektim.

Taehyung'tan

"Evet çocuklar, şimdi çıkabilirsiniz."

Çantamı alıp sınıftan çıkmıştım. Meslektaşlarıma konuşarak okuldan çıkacakken arkamdan koşturarak birisi gelmişti.

"Hocam, kitaplarınız."

Bu Taewoo'ydu. Sınavlarına çalışması için ona kitaplarımı ödünç vermiştim. Elinden kitapları alıp çantama koyarken okuldan çıkmıştık.

"Teşekkür ederim Taewoo. Nasılsın?"

Taewoo gülümsemeye çalışmış ve öksürmüştü.

"İyi olmak istiyorum."

Durup ona bakmıştım. Bu cümle beni fazlasıyla etkilemişti.

"Gel, şurada konuşalım."

Okulun yanına doğru gitmiştik ve ona dönmüştüm.

"Seni dinliyorum."

"Ben, öncelikle size karşı olan davranışlarımdan ötürü özür dilemek istiyorum. Siz benim için uğraşırken ben size bağırıp çağırdım. O kadar şeyden sonra yüzüme bile bakmak istemediğinizi düşünürken siz bana çalışmam için kitaplarınızı verdiniz. Bunu neden yaptığınızı sorabilir miyim?"

Gülümsemiştim. Bu çocuk madde bağımlısıydı. Ama sesini duyunca, insanın sabaha kadar dinleyesi geliyordu.

"Bazı şeyler için sebep aranmaz Taewoo. Sen tanımadığın, başı dertte olan bir insanı kurtarırken ben bunu neden yapıyorum diyor musun? Ya da tanımadığın birisi için hiç üzülmedin mi? İşte, bu da onun gibi bir şey."

Soulless Prince | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin