Gerçekten mi ya? Şu karşımdakiler gerçek mi? Bende neden hiç şans yok. Ya Efkenle Baran Amcaya ne demeli? Niye söylemediler bana?
Karşımda Başer ve Akabey aşireti vardı, ha birde imam. Ananı.. Küfür etme Dilay. Bunlar imam nikahı mı kıydıracaklar? Kahretsin. Mutluluğumuzu yarı kestikleri yetmemiş gibi doğum günümde imam nikahım mı kıyılacak? Oysa benim ne hayallerim vardı. Yarın Efkenle avukatlarla görüşüp sonra da gün boyu eğlenecektik. Kahretsin ya. Bıktım ben. Yemin ederim bıktım artık.
Efkenin annesi kaynanam mı oluyordu? Kaynanam olacak kadın bana yaklaştı ve beşi bir yerdeyi boynuma taktı. Sonra da elini uzattı. Sakin ol Dilay ve elini öp. Uzattığı eli öpüp alnıma koydum.
"Hayırlı olsun gün ışığı kızım. Sonunda beklediğimiz gün geldi. Oğluma karı olabileceksin bunda sonra. Evlenin hemen. Belki de erkek torun gelir ha. Oğluma Mardine kadar dayanması için ikna ettim. Umarım bir şey olmamıştır Efken."
"Olmadı, sus ana."
"Haa anladım oğul. Kızımızın yarın doğum günü. Zaten saatte on ikiye yaklaştı. Yani doğum günü bugün oldu. Sizin imam nikahınızı bugüne denk getirelim dedik, hemde kızımıza doğum günü hediyesi olur. Doğum gününde sevdiğine kavuşacak. Dimi kızım."
"Evet anne." dedim ve kendi annemin gözlerine baktım. Özür diler gibi baktım anneme. O kadın asla benim annem olmayacak.
"Güzel kızım benim." dedi ve sarıldı. Ondan ayrıldıktan sonra anneme doğru yürüdüm ve sarıldım.
Kulağına "Her şey çok güzel olacak anne. Bunların hepsi rol. Biz güzel oynuyoruz biliyorsun. Bunu bana sen öğrettin annem. Benim senden başka hiç bir annem yok. Bunu unutma." dedim fısıldayarak.
"Sen mutlu ol bana yeter biriciğim."
Annemden ayrıldığımda bana uzun kollu ve ayağıma kadar gelen ince beyaz bir hırka giyindirdiler. Başıma da beyaz bir tülbent örttüler ve masaya oturduk. Herkes karşıdaki sandalyelere geçip oturdu. İmam sormaya başladı.
'Ettim, ettim, ettim.'
Artık Efken benim kocamdı. Saatte tam 12 ydi.
Ben tam 18 yaşımda evlendim. Reşit olduğum an bir adama bağlandım. Benim yaşımdan küçük kızlarda evlendiriliyor. Buna biri dur demeli. Bunu ben yapacağım. Allahım sana şükürler olsun ki bana Efken gibi bir insanı nasip ettin. Eğer Efken onlar gibi olsaydı ben şu an perişan bir halde oturuyor olacaktım bu sandalyede.
"Bende sizi Allahın huzurunda karı koca ilan ettim. Allah mutlu mesut etsin."
Herkes "Amin." dedi. Bende içimden amin dedim. İnşallah çok mutlu olurum.
Pasta getirdiler ve üflemem için beklediler. Tam üfleyecekken Baran Amca 'Dilek tut, öyle üfle Dilaycığım' dedi ve göz kırptı. Gülümsedim ve gözlerimi kapatıp 'İnşallah amacımıza ulaşırız ve bu acımasız töreler yüzünden bir kızın daha canı yanmaz' diye geçirdim. Sonra da herkes tebrik etti.
Bu gece Kocaelinde kalacaktık ve yarın sabah erkenden yola çıkacaktık. Yenildi, içildi, sohbetler edildi, düğün planları yapıldı ve herkes odasına çekildi. Bize de bir şey yaşanmaması için tembih edildi. İlk geceyi Mardinde Efkenin annesinin hazırlattığı konakta ve hazırlattığı yatakta geçirecektik, güya. Efkenin annesi şeytan gibi bizi bir araya getirmeye çalışmıştı ama Efken Dilay müsait zamanın da değil diyip şu anlık bizi bu durumdan kurtarmıştı. Şeytan kadın da 'Zaten kızımız şu an müsait değildi ne olduğu anlaşılmaz. Eğer yarın da müsait olmazsa müsait olduğu gün olacak geceniz, oğlum da az sabreder herhalde.' demişti. Mardine gidince herkes çarşaf bekleyip beni darlayacaklardı. Bu nasıl olacaktı bilmiyordum. Ne yapacaktık ki? Of, of.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel'in Mucizesi
Fiksi Remaja~~~ Bir insanın kaderini kendini adam sanan iki üç şeref yoksunu değiştirebilir mi? Evet burada öyle. Herkes kölelik kalktı sansa da kölelik hala devam ediyor bir nevi. Tek fark kölelerin sadece kadınlardan olması. Bu acımasız törelerin olduğu meml...