GELLA'NIN KAYIP ALFASI

Su kubbesi

Merhaba nasılsınız umarım iyisinizdir.

Bu bölümlerde çok fazla Aksiyon geçmeye bilir ama eğlenceli bölümler emin olun.

İyi okumalar.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Başarmanın sevinci ile gözlerimi kapattım başımı havaya kaldırdım. Eski korkularım, hatalarım, pişmanlıklarım görevime engel olmayacak bu defa. Eskiden yaptıklarım, yaşadıklarım ve yaşattıklarım benim seçeneğim değildi ama şimdi yapacaklarım benim seçeneğim ve ben Gella'nın mağdurlarına yardım edeceğim.

Owen ile uzun bir süre daha sessizce oturmaya devam ettik, aklıma gelen soru ile Owen'a döndüm.
" Neden toplantılarda yoktun." Dedim, büyücü Adolphus'tan sonra en güçlü oysa orada olması gerekiyordu çünkü büyücü Adolphus'un olayı farklıydı.

Owen kaşlarını hafifçe çatıp.
" Başka bir iş ile meşguldüm, bundan sonra toplantılarda olacağım." Diye mırıldandı zorla duyduğum bir sesle.
Ne işle meşgul olduğunu merak etsem de sormadım, bu doğru olmayabilirdi.

Yine sessizlik olduğunda bu defa Owen konuştu.
" Yarın eğitim var geç oldu uyuman gerekiyor." Dedi, haklıydı. Deniz manzarası, temiz hava beni mayıştırmıştı. Derin bir nefes alarak ayağa kalktım.
" Haklısın kulübeye dönmezsem burada uyuya kalağım." Dedim gülerek.

Owen tebessüm ederek yerinden doğruldu, sahil boyu yürüyüp kulübenin yanında ayrıldık.
Kapısı olmayan kulübeden içeri girip holde ki iki kişilik koyu renkli kanepeye oturdum.

Gustavus kara elf kitabını kullandı, ama ne için, kara elf kitabını kullanmak bu kadar güç gerekiyorsa basit şeyler için kullanmıyor olmalı.
Otros yumurtasının yerini bulmamız gerekiyor, endişelerim hala var.

Kanepeden kalkıp üst katta çıktım, daha dakikalar önce yoğun bir uyku ihtiyacım varken şuan çok canlı hissediyorum.

Terasa çıktım, geniş boş terasta sağ tarafta küçük bir masa ve bir sandalye vardı. Geniş aralıklarla koyulmuş tahta direklere halat bağlanıp bariyer oluşturulmuştu. Sandalyeyi terasın en uç kısmına çekip oturdum, başımı arkaya atıp gözlerimi kapattım. Derinden duyduğum sesler ile gözlerimi açıp sesin geldiği yöne baktım.

Sahil kenarında bir gurup ateş yakıp etrafında toplanmıştı. Yedi kişilik gurupta dört kız üç erkek vardı, iki kız iki erkek sarılmış gülüşüyordu diğerleri de bir şeyler anlatıyordu.

Derin bir nefes çektim içime, umutsuzluğun içinde yaşamaya çalışıyorlardı, benlikleri, ve hayalleri tek destekçileriydi. Hayallerini gerçekleştireceğim er yada geç hatalarımı telafi edecek kaybettiklerini özgürlükleri ile özelleştireceğim.

Uzun bir süre gençler ateş etrafında eğlendikten sonra dağıldılar, onların gidişinden sonra hala yanan ateşi sönene kadar izledim. Gün doğumuna az bir süre kala yerimden kalkıp yatağa yattım.

Annem Freydis ve babam Harald hatalarım sonucunda hayatlarından olmuştu, diğer herkesten çok farklı, korkularımın ve endişelerimin temellerinde onlar vardı şimdiye kadar.
Yorgunluk üstüme çöktüğünde gözlerimi karanlığa kapattım.

Sabah Leona'nın sesi ile uyandım bir kaç saatlik yetersiz uyku yüzünden başımda derin bir sancı vardı. Leona'nın getirdiği kıyafetleri giyinip kulübeden çıktık, kıyafet olayına çözüm bulmam gerekiyor.

Leona'yı takip ederek adanın öte tarafında uçurumun başına geldik, uzaktan duyduğum seslere taraf döndüğümde küçücük görünen birkaç kişi uçurumdan uzak sahilde bize doğru bağırıp el sallıyordu.