Fringed kasabası

58 20 57
                                    

Selamlarrr nabersiniz.

Bende iyiyim teşekkürler.

İyi okumalar umarım beğenirsiniz:)

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Yağmur yüklü kara bulutlar yere yaklaşmış, serin bir rüzgar esiyor, sessiz ormanın ıssız yolunda yürümeye başladık.

Kasvetli hava insanın içine korku salacak türden, ormandan gelen tuhaf sesler, hışırtı ve çıtırtı sesleri.

Kasaba görüş açımıza girdiğinde cübbenin beresini yüzüme indirip önümü kapattım.
Ben, Arthur, Sao ve Leona Fringed kasabasına gelmiştik.

Kasabanın girişine yetiştiğimizde eskimiş evlerin arasında, çamurlu toprak yolda kasaba meydanına doğru ilerledik.

Sessiz sakin yerlerde guruplaşmış serseriler, yol kenarlarında sızmış sarhoşlar, sessizlik derinden duyulan kahkaha ve çığlık sesleri.

Gustavus Flavius'un kaale almadığı bu kasaba tanrının, dostluğun ve iyiliğin de merhametinden mahrum kalmıştı.

Umut her bir bedeni terk etmiş yaralar en büyük dostları olmuş. Kasaba meydanına ilerlerken üstümüzde ki şüpheci ve tuhaf bakışları umursamamak zor.

Kasaba meydanına geldiğimizde insanların hepsi şuursuzca etrafta dolanıyor, bazıları içki şişelerini yudumluyordu.

Cübbenin beresini kaldırıp meydandaki yapılara baktım market, kıyafetçi, tamirci, ve bar.

Bara doğru yönelip küflü tahta kapıdan içeri girdik, yüksek desibelli gülüşme sesleri kulaklarımı tırmalamaya başlasa da umursamadan etrafa göz gezdirdim,

İçki içip.kemdinden geçenler, yiyişenler, bir köşede masaları parçalayarak kavga edenlerle doluydu.

Arsız kalabalığın arasından geçip bar tezgahının önündeki taburelere oturduk.
Siyah gözlü, sarı saçlı, cılız bir çocuk tezgahın diyet tarafından yaklaşıp ruhsuzca " ne içmek isterseniz " diye sordu.

Kollarımı tezgaha dayayıp başımı iyice öne eğdiğim sırada Sao " bana Lorvis'i çağır" dedi aynı ruhsuz tonda.

Çocuk bir süre bizi göz hapsi de aldıktan sonra " pekala kaçaklar" diye mırıldanarak uzaklaştı. Başımı çevirip Arthur'a baktığımda etrafı ciddiyetle süzüyordu.

Kısa sürede sarışın çocuk geri dönüp hiç kesilmemiş ruhsuz ses tonu ile " Lorvis üst katta ikinci locada sizi bekliyor." Diyip uzaklaştı.

yelerimizden kalkıp kalabalığın arasında ağır adımlarla üst kata çıkmaya başladık, merdivenlerden çıkarken iki sarhoş ellerindeki içki şişeleri ile bir birinin üstüne yürüyordu. Merdivenin sonunda geldiğimizde ardımızda kopan büyük gürültü ile başımı çevirdim iki ayyaştan biri diğerini itmiş ve aşağıdaki masalardan birinin üstüne düşürmüştü.
Bu insanlara ne olmuş böyle,

Geniş alanın kenar kısmında duran localara yöneldik ikinci locada iki kadın ile oturan orta boylu, göbekli, gri gözlü, gri saçlı adam elindeki sigara ağızlığını dudaklarına götürüp derince çektiğinde yanında durduk.

Bizi gören göbekli adam " aaa Sao uzun zaman oldu yine neye ihtiyacın var evlat." Dedi hırıltılı sesine çirkin kahkahası eşlik etti.

Yüzümü buruşturup adama baktım odak noktası Sao'du,
" Konuşmamız gereken şeyler var Lorvis." Diye yanıtladı Lorvis'i Arthur yanındaki kadınların gitmesini işaret ederek.

GELLA'NIN KAYIP ALFASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin