Flavius'un karanlık izleri

135 41 293
                                    

Selaaam bugün nasılsınız umarin iyisinizdir. Ben de iyiyim teşekkür ederim khkhhl

Neyse iyi okumalar canlarım :)

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Tanrı bana acımamıştı, ben de Gellalılara. Ama pişmanlık ruhuma demir kazık ile çizildi yaşattıklarım yüzünden. Tanrı da pişman mı peki? Bana yaşattıkları, ve yaşatacakları yüzünden? Hiç sanmıyorum!

Uzaktan duyduğum gülüşme seslerini kuş, ve dalga sesleri örtüyor. Huzursuzluğun içinde hayatımın en huzurlu sabahına uyanmam ne kadar mantıklı peki? Sıfır mı?

Şimdiki sorumluluğum savaştan önceki sorumluğumdan milyar kat fazla. Kazanmam gereken kaybedilmiş güvenler, yok etmem gereken kötülükten tünemiş güçler var.

Hala korkuyorum ama bu defa kaçmayacağım, derin nefes alarak yataktan kalktım. Bambu kamışları ile yapılmış, üzerinde ince bir sünger  bulunan yatak aşırı rahattı. Büyü ile yapılmış olmalı.

Oradaki üç beş eşyadan biri olan dolaba yöneldim, dolap varsa içi de doludur diye düşündüm, kapağını açtığımda yanıldığımı anladım neden boş bir dolap var ki.

Alt kata inerken merdivenlerden gelen gıcırdatma sesi içime tuhaf bir şekilde huzur tohumları ekiyor. Salona geldiğimde girişin yanında elinde kıyafetler ile bekleyen Arthur'u gördüm. Yanına gitmeden seslendim.
" Günaydın Arthur neden orada bekliyorsun içeri gel." Dedim.

Arthur sakin adımlarla yanıma gelip elindekileri uzattı.
" Günaydın Alfa bunlar bugün giymen için, büyücü Adolphus evini yaptığında kıyafet olmadığını söyledi dün akşam yorgun olduğun için rahatsız etmek istemedim." Diye açıklama yaptığında gülümsedim.

" Sorun değil kulübe çok kullanışlı ilk geldiğimde onu görmediğime emindim, yanılmamış olmam güzel ve bu arada bana Alfa deme sadece Lesita demen yeterli." Dedim. Arthur sözlerime karşılık tebessüm ettiğinde üzerimi değiştirmek için tekrar üst kata çıktım.

Yeni kıyafetleri giyinip aşağı indiğimde Arthur dalmış bir şekilde denizi izliyordu. Uzun ve yapılı bir vücudu, badem şeklinde mavi gözleri, hafif kemerli burnu, kahve tonlarında saçları ve sert yüz hatları var, yakışıklı bir adam.

Sessizce yanına geçip bir kaç saniye denizi izledim, sesi ve kokusu insanı ferahlatıyor. Derin bir nefes alıp hala geldiğimi fark etmeyen adama seslendim.

" Ne düşünüyorsun, çok dalgın görünüyorsun."

Arthur hafif irkilerek birkaç saniye benden tarafa döndü ardından tekrar denizi izlerken derince soluklandı.

" Geride bıraktıklarımı düşünüyorum, bırakmak zorunda olduklarımı." Dedi.

Neyden veya kimden bahsettiğini anladığında yakıcı his yine damarlarımda dolanmaya başladı.
Neler yaşatmış, yaşamalarına neden olmuştum? Sormak istediğim onlarca soru varken sormaya çekiniyorum. Benim yüzümden çektikleri acıların bağlanmamış kabukları var hala, o yaraları tekrar açmaya korkuyorum. Duyacaklarımdan, veya göreceklerimden.

" Özür dilerim. "

Diyebildim sessiz fısıltı gibi çıkan sesim ile duyduğundan bile emin değilim.
Kaçıncı iç çekişi olduğunu sayamadığım bir tür daha derin nefes alıp uzunca bıraktı.
Acıyla harmanlanmış gözlerini pişmanlık altında ezilen gözlerime çıkardı.

" Özür dileme Lesita, çünkü bu bana acı veriyor, yaşadıklarım, yaşadıklarımız pişman olman için değildi, telafi etmen gerekiyor pişman olman değil, kaybettiğin güvenler, kaybettiğin inançlar var ölmüş ruhlar ve kayıp bir Alfa var bulman gerekiyor, pişman olmam değil. " dedi.

GELLA'NIN KAYIP ALFASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin