22.07.2023
Gözyaşlarının Yankısı
"Dışlanmışlık Hissi.."
"Dışlanmışlık hissi, insanın en karanlık ve umutsuz duygularını tetikleyen bir perdedir. Toplumun dışına itilmiş, kabul edilmemiş hissetmek, yüreği bir boşlukla doldurur. İnsanın iç dünyasında bir yabancı olmanın hüznü, gözyaşlarına dönüşür. Dışlanmak, kırılganlığımızı ve savunmasızlığımızı öyle bir noktaya taşır ki, ruhumuz ezilir, kalbimiz paramparça olur. Bu his, hayatın anlamını yitirme korkusuyla birleşir ve her nefes aldığımızda bizi daha da boğar.
Dışlanmışlık, yalnızlıkla iç içe yürüdüğümüz bir yoldur. Bize ait bir yerin olmadığını düşünür, bir yabancı gibi her adımda titreriz. Anlaşılmadığımızı, kimsenin gözleriyle görülmediğimizi hissetmek, içsel bir fırtına yaratır. Sözcükler yetmez, kalbinizin içindeki karanlıkla yüzleşmek zorundayız. Hüzün bir yol arkadaşı olur, umudumuz adeta solgun bir çiçeğe dönüşür.
Dışlanmışlık hissi, küçük bir çatlaktan başlar ve giderek kocaman bir uçurum yaratır. Kendimizi gölgelenmiş, görmezden gelinmiş hissetmek, yaralarımızı derinleştirir. Bu hüzünle yalnız başa çıkarken, sık sık sorgulamaya başlarız. "Neden ben?" diye düşündüğümüz o anlarda, içsel bir karanlık bizi sarmalar, ruhumuz hüzünle inler.
Dışlanmak, hissedilen bir tokat gibidir. İçsel nakışlarımızı gizler, özgüvenimizi birer birer soyan bir hüküm gibidir. Dış dünyanın yüzüne çarpılan yüzümüzde, yaralarımızın izleri belirir. Bu hüzün, zamanla bedenimize siner, ruhumuzun titremeleriyle vicdanımızı sarar.
Dışlanmışlık hissi, insanın yalnızca kendisiyle kalmaktan korktuğu bir hapishanedir. Yüreğimizdeki hüzün türküsü hiç susmaz, ruhumuzda yankılanan bir acıdır. Unutulmuş, itilmiş bir varlık olarak kendimizi görmek, her adımda daha da kırılan bir cam gibi içsel bir zulüm yaratır.
Bu hüzün, belki de içten içe kırılışımıza tanıklık eder. Ama unutmayın, dışlanmışlık hissi bizi tanımlamaz. İçsel gücümüzü keşfederek, içsel bir yangınla yeniden doğabiliriz. Hüzün, yaşamın bir parçası olan karanlıkla birleşir ve umutla dans eder. Ve belki de, dışlanmışlıkla yüzleşip, kendi hikayemizi yeniden yazdığımızda, o hüzün ruhumuzda derin bir iz bırakırken, güçlenerek aydınlığa doğru yürümeyi başarırız."
Dışlanmışlığın derin çizgileriyle yazıyorum,
Yalnızlığı, yabancılığı hissettiren dizelerle doluyum.
İçimde bir burukluk, dökülen gözyaşları,
Düşlerden uzak, kör bir sokakta yürüyorum.Bir topluluk içinde tek başına kalmanın acısı,
Yüzlerdeki yabancılık, içimdeki eksiklik hissi.
Kapıları kapatılan dostlukların buz gibi üşümesi,
Kendimi anlamamış, yanlış yerde hissetmemsi.Bir çemberin dışında kalan ben,
Gözlerdeki tuhaf bakışlar, hissettikçe yeniden yaralanırım.
Alışamamış, kabullenememiş biri olarak,
Kendimi kayıp, terkedilmiş bir gemi gibi hissederim.İhtimallerden uzakta, sınırlar çizilmiş hayatım,
Dışarıda gülen insanlar, içimde yaşayan bir sessizlik.
Sanki ait olduğum yer yokmuş gibi,
Sahip olamamışım, yalnızlıkla yakın bir ilişki.Ama içimde bir ışık var, asla sönmeyen umut,
Dışlanmışlıkla yazdığım bu dizelerle dosta varan bir sır.
Belki anlamazlar, belki de yargılarlar,
Ama ben kalbimdeki dışlanmışlığı haykırırım.Unutma, dışlanmakla güçlenir insan,
Kendine yol açar, içten gelen özgürlük duygusuyla.
Dışlanmışlıktan yaratılan bir şiirle,
Ben sesimi duyururum, paylaşırım kalbimin derinliklerini sana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarının Yankısı
Poetry"Gözyaşları aşkın içinde saklıdır, Kalbin diliyle anlatır sevginin değerini. Her bir damla bir hikaye, İçinde umut, acı ve sevinç bulunan. Şiirinle dökülen gözyaşlarının yankısını duyur, Ve insanlığın kalbine dokun."