-10.bölüm-
Şarkı: Azelia Banks, Ice Princess
Kadın kızaran gözleriyle birkaç parça kıyafeti çantaya yerleştirmeye başladı. Gözü bir an parmağındaki yüzüğe kayınca güldü ve ardından yutkundu. Yüzündeki gülüş acı doluydu.Her ne kadar oyun oynamış olsalarda çok kısa sürede alışmıştı bu adama.Gözünden akan bir damla yaşı elinin tersiyle sildiğinde, parmağındaki yüzüğü çıkarıp yatağa bıraktı. Geceden beri tek damla uyku girmemişti gözlerine. Adam onu yalnız bırakmak adına odaya gelmemişti. Burnunu içine çektiğinde saçını tepeden at kuyruğu yaptı ve üzerine hızlı bir şekilde bir kot pantolon geçirdiğinde yatağın üzerine bıraktığı yüzüğü alıp,sırtında çanta ile odadan çıktı. Merivenlerden inerken odaya son kez baktı ve gülümsedi. İyi, kötü anıları olmuşdu burada. Merdivenlerden indiğinde koltukta bira içen adamı gördü ve gözlerini yumdu. Adamın adem elması ağır ağır hareket ederken kadın bir süre onu izledi. Bu adam onun için ne çok uğraşmıştı. Çok kısa sürede bağlanmışlardı birbirlerine. Aralarındaki belki aşk olmayabilirdi ama, çok kuvvetli bir bağdı. Adamın gözleri bir an kadını bulunca kızaran gözlerine baktı. Gece ikisi için de geçmek bilmemişti. Sabaha kadar uyumamışlardı.
"Gidiyor musun?"dedi adam kızaran gözleriyle ve çantaya baktı. Kadın kafasını onaylarcasına salladığında konuşacak halde değildi. Adam çok içmişti. Kokusu buram,buram dolduruyordu kadının burnunu.
"Bu kadar içmen hiç İyi değil."diyebildi kadın sadece.
"Ne önemi var. Nereye gideceksin?"
"Asıl nereye gittiğimin ne önemi var?"
Adam inat, kadın çok inattı. Kadın adamın avucunu açtı ve ona ilk gün verdiği yüzüğü avuçları arasına bıraktı. Adam acı dolu bir gülüşle yüzüğü sıkıca kavradı ve avuçlarını sıktı.
"Gerçekten gidiyor musun?"dedi adam ve elindeki birayı dikti.
"Gidiyorum." Kadın güçlü görünmeye çalışıyordu. Giderken yıkılan sadece kendisi değildi. Arkasında büyük bir harabe bırakacaktı.
"Gitmemen için zorlamayacağım seni."dedi adam ve sehpanın üzerindeki zarfı eline alıp kadına uzattı."Ama giderken lütfen bunu kabul et."dedi adam. Herşeyi, istediği herşeyi, ister kolay isterse zor yolla elde eden Mesih Kayalar karşısındaki kadına lütfen diyordu.
"Olmaz Mesih. Çalışıp kendi paramı kazanacağım. Şimdilik Burakla olan evde kalacağım."dedi kadın kıpkırmızı olan gözleriyle.
"Lütfen,sadece bunu kabul et. Borç olsun. Çalışınca ödersin."
Kadının başka çaresi yoktu. Bir iş bulana kadar bir miktar paraya ihtiyacı olacaktı.
"Peki ama borç olsun."dediğinde gözleri adamın eline kaydı. Gece sinirle cama vurduğu için parçalanmış,kan üstünde kurmuştu.
"Hoşçakal Mesih. Ellerini sarmayı unutma. Doktorsun,daha doğrusu doktordun."dedi ve gülümsemeye çalışarak kapıya ilerledi. Gözünden akana yaşlarla son kez baktı evin içine. Çok güzel anılar biriktirmişti bu evde. Kapıyı kapattığı anda içerde bir yıkım başlatmıştı. Adam sinirle masanın üzerindeki herşeyi yere yıkmış, sağı solu dağıtmıştı.
Kadın önüne gelen ilk taksiyi durduğunda adam evden fırladı ona yetişmek için. Gitme diyecekti belki de. Fakat gecikmiş kadın gözden kaybolmuştu. Kadın takside elindeki zarfı açınca küçük gümüş bir künye çıktı paraların içinden. Şaşkınlıkla eline alıp baktığında künyenin üzerindeki 'IŞIK'yazısını görmesiyle içinde birşeyler koptu. Telefonunu eline aldı ve rehbere giriş 'Safir' yazısının üzerinde gezdi parmakları arayacaktı ama vazgeçti. Yapamadı. .
![](https://img.wattpad.com/cover/344978952-288-k862566.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNADINA AŞK
RomanceKadın yıkık paramparçaydı. Terk edilmiş terk edildiği gün öğrenmişti hamileliğini.Sonra bir adam geldi ilk parçasını kaldırdı.Tüm parçaları tamamlanmayana kadar durmayacağına sözler verdi.Bir bebek vardı ortada. Adam ne olursa olsun o bebeği koruya...