16.

339 81 13
                                    

-16.bölüm-

Şarkı: Model, Pembe mezarlık

Bazen hayatınız öyle bir noktaya sürüklenir ki siz bile farkına varmazsınız. Hayat karşınıza seçimler sunar,daha sonra öyle bir şaşırtır ki sizi ne olduğunu bile anlayamazsınız.

"Biliyor musun?"kadın korkuyla gözlerini irice açtığında Pelin "Bayağı bir vakit oldu. Mesih herşeyini bana anlatır. Biliyorum." dedi.

Kadının içine ister istemez bir korku düştü. Ya bebeğin Mesih'in olmadığını herkes öğrenirse diye.

"Kimseye söylemezsin değil mi?"

"Öyle birşey yapmam Miray."dedi Pelin ve elini sıktı."İşte bu yüzden seni en çok ben sevdim bu evde. Sen tıpkı bana benziyorsun,benim yaşadığım şeyleri sende yaşadın."dediğinde ikisininde gözleri dolmuştu.

"Pelin çok teşekkür ederim."Miray ayağa kalktığında Pelin kalkıp hiç beklemediği anda sarıldı ona. Kollarında anne sıcaklığı anne şevkati vardı.

"Ama bunu bana senin söylemeni çok isterdim."dedi Pelin ve gülümsedi.

"Söyleyemezdim."dedi kadın. Ardından sesli bir soluk aldı."Ben artık gideyim." Miray sırtını döndüğünde Pelin "Mesih'i sakın bırakma olur mu?"diye sordu.

Acaba birgün Mesih'i bırakır mıydı? Hayat bazen sürprizlerini sunabiliyordu insana. Miray'ı ,Mesih'i bırakmaya zorlar mıydı?

Kadın gülümsedi ve "Bırakmam."diyerek ilerledi. Bu sırlarını bir kişinin daha biliyor olması bir yandan canını sıkarken, diğer yandan kendini rahatlamış hissediyordu. Peki Mesih neden söylememişti Pelin'in bildiğini?

Odaya çıktığında gömleğinin düğmelerini ilikleyen Mesih'i gördü.

"Nereye gidiyorsun?"diye sorduğunda "Şimdi değil akşam gideceğim."dedi Mesih.

"Nereye?"

"Sonra güzelim sonra. Bir süre gitmem gerekecek."

Mesih odadan çıktığında kadın yalnız başına kalmıştı. Nereye gidecekti acaba? diye düşündü kendi kendine. Ardından kendini soğuk suyun kucağına bırakıp temiz bir duş aldı. Duşun ardından siyah beyaz desenli pileli mini eteğini giyip üzerine siyah bir tişört geçirdi. Yatağa uzanıp yatağın yanında duran 'Uğultulu Tepeler 'adlı kitabı eline aldı.

Rastgele bir sayfa açtığında bir sözün altı çizilmiş ve üzerine birşeyler yazılmıştı.

'Kötüleri cezalandırmak Tanrı'nın işi; biz bağışlamayı öğrenmeliyiz.'

Altına Mesih'in kendi el yazısıyla bir söz eklenmişti.

'Tanrı cezalandırmadığı müddetçe cezayı kendi ellerimle keseceğim. Bu Tanrı'nın işine karışmak değil kendi hesabımı sormak olacaktır.'

Kadın şaşkınlıkla kaşlarını çattığında başka bir sayfayı açtı.

'Ruhum mezardayken bedenim yaşamış, ne yapayım?'

'Bedenimi öldürmeyi denedim defalarca. İstersem yapardım ama ben yaşamayı seçtim.'

Mesih Kayalar intihar etmeyi mi denemişti? Bunun bir sebebi olmalıydı. Kadın daha fazla okumak istemediğini farkına varıp kitabı bıraktı ve ayağa kalktı. Mesih Kayalar'ın sert ve güçlü görünümünün altında nasıl bir geçmiş yatıyordu?

İNADINA AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin