2

1.1K 75 26
                                    

Kız konuşunca Peter yavaşça kafasını salladı, kız artık buradan çıkması gerektiğini söyleyince Peter özür dileyip labdan çıktı. Kızda peşinden kapıyı kilitleyip çıktı, grubun olduğu laba ilerlediler. İçeriye girdiklerinde bir kaç kişi dönüp onlara bakmıştı, kız onlara bakanları umursamadan tabletine baktı, grubun gitmesine yaklaşık on dakika kalmıştı. Sonrasında kendisi de çıkabilecek ve evine geri dönebilecekti. Kafasını kaldırınca karşısında duran kişiye baktı, çocuk elindeki kartı ona uzattı. Kız uzatılan kartı eline alınca üzerinde numara yazdığını gördü.

"Bu ne tam olarak?"

Kız sakin kalmaya çalışarak konuşunca önündeki Pietro gülümsedi, kız yine tableti suratına yapıştırma istediğini bastırmaya çalıştı, buraya gelmiş ona numarasını veriyordu, üstelik istememesine rağmen.

"Benim numaram."

Pietro sırıtarak konuşunca kız onun gözlerinin içine baktı, gerçekten şu an bununla uğraşıyor olamazdı. Pietro'nun dediğini görmezden gelerek bir şeylerle uğraşan gruba döndü.

"Vaktimiz doldu, artık eşyaları bırakabilirsiniz."

Grup eşyaları bıraktıktan sonra bir araya toplandılar, kız çıkmaları gerektiğini söyleyince laboratuvardan çıktılar. Geldikleri yoldan geri aşağıya inerken Harry onlara katılmıştı.

"Sinir krizi geçirmeden bugünü bitirdin yani."

Harry ellerinde cebindeyken alayla konuşunca kız onun omzuna vurdu, olgunlaşamamış ergenlerle uğraşmak zor oluyordu.

"Dayak istiyorsun galiba."

Kız konuşunca Harry kahkaha attı, bu cümleyi Harry yurtdışı gezisinde öğrenmişti, sürekli bunu söyleyip gülüyorlardı. Girişe geldiklerinde holdingin önünde grubun servisi bekliyordu, grup dışarı çıkarken bir kaç kişi kalmıştı.

"Harry?"

Harry ve Daisy duyduğu sesle arkalarına döndüler.

"Peter?"

Harry konuştuktan sonra hızla birbirlerine sarıldılar, Daisy ve diğerleri şaşkınlıkla onları izliyordu.

"Dostum, çok uzun zaman oldu."

Peter konuşunca Harry ondan uzaklaşıp kafasını sallamıştı. Bakışlarını Daisy'e çevirip elini ona doğru uzatıp onu tanıttı.

"Bu Daisy, liseden arkadaşım."
"Bizimle mi yaşıt?"

Kate konuşunca Daisy bakışlarını ona çevirdi, Harry güldü ve kafasını salladı.

"Evet, üniversiteden iki yıl önce mezun oldu."
"Bu çok... Vay canına."

Peter konuşunca Daisy güldü, bunu genellikle büyük iş insanlarıyla konuşurdu, kendi yaşıtlarıyla değil.

"Seni bu akşam partide görmeyi bekliyordum, burada olduğunu bilmiyordum."
"Okulun buraya gezi düzenlediğini öğrenince şansımı deniyeyim dedim."

Pietro arkadan Peter'a vurunca çocuk ona doğru döndü, tanıştırması gerektiği aklına gelince Harry'e döndü.

"Bunlar benim arkadaşlarım Pietro, Wanda ve Kate."
"Memnun oldum."

Harry gülümseyerek konuşunca arkada duran grupta gülümsemişti. Daisy bir adım yana kayıp Harry'e yaklaştı ve konuşmaya başladı.

"Benim gitmem gerekiyor."

Harry kafasını sallayınca kız bakışlarını gruba çevirdi.

"Tanıştığıma memnun oldum."

Konuştuktan sonra holdingden çıktı, vale arabasının anahtarını ve labında bıraktığı çantasını uzatınca anahtarı aldı ve arabasına bindi, eşyalarını yan koltuğa koyup arabayı çalıştırdı ve gaza yüklenip anayola çıktı. Radyodan yüksek sesli müzik dinlerken telefonu çaldı, arabadaki ekrana tıklayıp aramayı cevapladı.

"Evet?"

Karşı taraftan ses gelmeyince kaşlarını çattı, kırmızı ışığa gelmemek için gaza dahada yüklenirken tekrar konuştu.

"Kimsiniz?"

Kız tekrar konuşunca bu sefer hışırtı sesleri gelmişti, evinin önüne gelince bahçenin kapısı açıldı ve içeriye sürdü.

"Nerede olduğunu biliyorum."

Ses geldikten sonra arama kapanmıştı, kız arabadan inip telefonunu eline aldı, aramanın nereden geldiğine bakmak için kendi kullandığı uygulamaya girdi. Arama bilgilerini girdikten sonra evine girdi.

"Atbıa, anne eve geldi."
"Hoş geldiniz Mrs. Johnson."
"Telefonuma kaydettiğim bilgileri takip edebilir misin?"

Kız gözlüğünü takıp laboratuvara ilerlerken yapay zeka araştıracağını söylemişti, sandalyeye oturup kendini büyük masaya itti.

"Quantumla ilgili işler nasıl gidiyor?"

Masada oluşan hologramı incelemeye başladı, yapay zekadan cevap vermesini bekliyordu.

"Hala üzerinde çalışıyorum efendim."
"Güzel, sen araştırmaya devam et ben hazırlanacağım."

Yapay zeka tamam dediğinde labından çıkıp koridorda biraz ilerleyip amerikan mutfağa ilerledi, tezgahın üzerinde duran yeşil elmayı aldı ve yemeye başladı, mutfaktan çıkıp üst kata odasına çıkarken konuşmaya başladı.

"Sence bu akşam hangi renk giymeliyim?"
"Efendim bence mavi giymelisiniz."

Yapay zeka konuşunca kız elindeki elmadan büyük bir ısırık aldı. Üst kata çıktığında odasına göz gezdirdi, evet üst katta sadece bir oda vardı ve o da kızın yatak odasıydı. Yapay zekanın fikrini beğenmemiş gibi bir ses çıkardı.

"Siyah giysem?"
"İki önceki parti içinde aynısını söylemiştiniz."

Kız yatağa otururken yarısını yediği elmadan bir ısırık daha alıp yatağın yanındaki masaya koydu, yapay zeka dolabın kapaklarını açarken kız dolapta göz gezdirdi.

"Ama siyah elbise giydiğim zaman beyaz tenim ortaya çıkıyor ve kahverengi gözlerim siyah gibi duruyor."
"Siz bilirsiniz efendim."

Kız tabii ki ben bileceğim diyerek yataktan kalktı ve dolaba yaklaştı uzun, ince askılı elbiseyi görünce gülümsedi ve eline aldı.

"Bunu ne zaman almıştım ben?"
"Geçen ay holdingin yıl dönümü için almıştınız ama giymediniz efendim."

Yapay zekanın sesini duyunca kafasını salladı ve elbiseyi yatağının üzerine koydu. Sabah evden duş alarak çıktığı için duş alma gereğinde bulunmadı, üzerini çıkarıp geceliğini giydi, saçını yapacağı için maşayı prize takıp makyaj masasına oturdu. Morarmış gözaltılarını kapatıcıyla kapattı, makyaj yapmayı pek sevmediği için yanaklarına allık sürdü, allığı dağıttıktan sonra maskarasınıda sürüp kendine baktı, insaların günlük yaptığı makyajı partiye giderken yapmıştı, ama kimin umurundaydı. Kırmızı rujunuda sürüp ısınmış maşayı eline aldı. Kahverengi saçlarının uçlarını hafif dalgalandırdıktan sonra maşayı bıraktı ve ayağa kalktı. Yatağın üzerindeki elbiseyi eline alırken yapay zekasının sesini duydu.

"Efendim, istediğiniz numaranın nereden arandığını buldum."
"Nereden?"

Üzerindeki geceliği çıkarıp yavaşça elbiseyi üzerine giydi, aynaya ilerleyip önündeki siyah topuklu ayakkabıları aldı, onlarıda giydikten sonra aynada kendine bakarken konuştu.

"Atbıa?"

Kız yapay zekaya seslenirken bir yandanda önüne düşen saçlarını geriye attı.

"Moskova'dan efendim."

OscorbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin