O konuşmanın üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti, kimse kuleden çıkmıyordu. Daisy öğrendiği şeyden sonra sadece Wanda'yla konuşuyordu, onunla da günün sadece bir ya da iki saatinde konuşuyordu. Onun haricinde odasından çıkmıyordu, Peter ve Tony ne kadar kapısına gelselerde kapı onlara açılmamıştı. Bu durum Tony, Crescent ve Peter'ı üzüyordu.
Tony derin nefes alırken gözünü kaşıyarak mutfağa doğru ilerlemeye başladı, kahve içmeye ihtiyacı vardı. Salona girdiğinde mutfağın ışığının açık olduğunu gördü, kaşlarını çattı ve oraya doğru ilerledi. Saat sabahın dördüydü ve bu saatte Tony hariç kimse uyanık olmazdı. Mutfağa girdiğinde Daisy'nin kendine kahve yaptığını gördü, yavaşça mutfağa girdi ve diğer kahve makinesine malzemeleri koyup o da kahve yapmaya başladı. Daisy ona yandan bir bakış attıktan sonra kupasını alıp mutfaktan çıkıp terasa doğru ilerledi, Tony kupası dolunca kupayı eline aldı ve mutfaktan çıktı, terasta tek başına oturan kızı görünce yanına gidip gitmemek arasında kalmıştı. Gitme kararı aldı ve ağır adımlarla terasa çıktı, yavaşça kızın yanına yere oturdu, kız kahvesinden büyük bir yudum alırken Tony'e baktı.
"Nasıl hissediyorsun?"
Tony konuşunca kız elinde kupasını yere koydu ve kollarını göğsünün altında bağlayıp kafasını kenara yasladı.
"İğrenç?"
Tony ona cevap vermedi ve derin nefes aldı.
"Bunu söyleyeceğimi asla düşünmezdim ama... Keşke Peter'ı dinleseydim."
"Bizden öncede seni arıyorlar mıydı?"Tony konuşunca Daisy kafasını salladı.
"Her gün, her akşam, aynı saatte. "
Tony sakin kalmak için derin nefes aldı, Daisy'i daha önce bulamadığı için kendine sinirlendi.
"Wanda'ya ne kadarını anlattın?"
"Hepsini... Seni, Peter'ı, Harry'i, eskiden yaşadıklarımı. Hatta onu bile anlattım."Tony onu derken ne demek istediğini anlayınca cevap vermedi, Daisy kafasını Tony'e doğru çevirdi ve tekrar konuştu.
"En azından ona güvenebilirim, değil mi?"
"Wanda'nın çok iyi bir sır tutucu olduğuna eminim?"
"Sen Crescent'e söyledin mi?"Tony yavaşça kafasını evet anlamında salladı.
"Söyledim."
"Ne tepki verdi?"Daisy merakla konuşunca Tony gülümsedi.
"Maria'yla ilişkimize başlamadan önce beni geçmişim için yargılamayacağını söylemişti, şimdide öyle yaptı. Bana yardımcı olmaya çalışıyor."
"Aniden 20 yaşında birisi çıkıyor ve çocuğun olduğunu öğreniyorsun, senin içinde zor olmalı."Daisy konuşunca Tony kıza doğru döndü ve güldü.
"20 yaşında bir kız çocuğu, gerçekten zor. Seni anlamama yardım ediyor."
Tony'nin son dediğine Daisy güldü.
"O kadar zor birisimiyim?"
Bu sefer gülen taraf Tony olmuştu, kız Stark'ların tüm özelliğini taşıyordu. Özellikle inat.
"Sende Stark inadı var Daisy."
Daisy onun bu dediğine güldü, kahvesinden içerken Tony konuşmaya devam etti.
"Tabii birde annenden gelen inadın var."
"O yokmuş gibi davranalım."Daisy konuşunca Tony kafasını salladı.
"Daha ne kadar ondan saklayacağız?"
"Bir süre daha."Tony kafasını sallayınca bir süre sessizce oturdular, Daisy derin nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Wanda bugün için dışarı çıkalım demişti, bende dışarıda Winter Soldier dolaşırken izin vermezsiniz diye düşündüm. "
"Benden izin mi istiyorsun?"Daisy onun bu dediğine kahkaha attı.
"Senden izin almıyorum, sadece haber veriyorum."
"Gerekli şeyleri yanına aldığın sürece, neden olmasın?"Daisy onun gerekli şeylerden kastı silahtan bahsettiğini biliyordu.
"Gerekli şeyler olmadan dışarı çıkılmaz."
Daisy konuşunca Tony gülümsedi, saat sekize kadar orada oturdular sonrada birlikte kahvaltı hazırlamaya karar verip mutfağa geçmişlerdi. Tony dolaptan masaya konulacak kahvaltılıkları çıkarırken Daisy pankek yapmaya başlamıştı, kısa süre sonra Tony masayı hazırlamıştı, Daisy'de pankekleri yapmayı bitirmişti. Pankek tabaklarını masaya koymak için arkasını döndüğünde Tony bir tane almak için hamle yaptı, Daisy hızla ondan uzaklaştı ve konuşmaya başladı.
"Herkes gelmeden yemeğe başlanmaz, bunu bilmiyor musun Stark?"
"Bir taneden zarar gelmez."Tony konuşurken Daisy tabağı masaya koydu, tezgaha döndüğünde tabaktaki üzümleri avucuna aldı ve yemeye başladı. Crescent ve Steve salona geldiklerinde mutfaktan sesler geldiğini duydular, birbirlerine baktıktan sonra mutfağın kapısına doğru ilerlediler. Daisy arkasını döndüğünde Tony'nin pankeklerden yediğini gördü, sinirle bağırdı.
"Anthony Edward Stark!"
Sinirle bağırdıktan sonra elindeki üzümleri tek tek Tony'e fırlattı, Tony kolunu kendine siper ederken Daisy'nin üzümleri bitmişti, sinirle ona doğru ilerlerdi ve onu kışkışladı ama Tony gitmemişti, son onda bir tane daha pankek aldığında Tony'e doğru atladı, Tony onu tek koluyla tuttu ama dengelerini sağlayamamıştı. Düşerlerken Steve ve Crescent hızla olaya müdahale etti, Steve son anda Daisy'i belinden tutup kaldırdı, Crescent'de son anda Tony'i kollarının altından tutmuştu. Tony kafasını kaldırıp onu tutan sevgilisine alttan baktı, hepsi gülmeye başlarken Crescent yavaşça tuttuğu Tony'i kaldırdı, gülmeye devam ederlerken Steve konuşmaya başladı.
"Siz baba-kız baya iyi anlaşmaya başladınız."
"Tabii ki iyi anlaşacağız."Tony ayağa kalkarken konuşmuştu.
"Tony?"
Duydukları sesle mutfağın kapısına doğru döndüler, Daisy gördüğü kişiyle arkasını dönüp tezgahta bir şeylerle ilgilenmeye başladı, Tony ona bakan Natasha'yı görünce derin nefes aldı.
"Efendim kızıl?"
Natasha bir kaç adım atıp mutfağa girdi.
"O senin kızın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oscorb
Science FictionTony bakışlarını Peter'la konuşan kıza çevirdi, Peter'ın kahverengi gözleri mutlulukla parlıyordu. Peter, Harry ve o kız yanlarına geldi. "Mr. Stark bu Harry, yakın arkadaşım. Bu da Daisy, Harry'nin arkadaşı." Tony içkisinden bir yudum alırken önce...