Bölüm -4

4.6K 500 275
                                    

Günün geri kalanında Felix'in aklından Hyunjin neredeyse hiç çıkmamıştı. Deli diye adlandırılan birinin bu kadar yakışıklı olması onu düşündürüyordu. Onun hayatını ve onu bu hale getiren şeyin ne olduğunu çok merak ediyordu.

Acaba yaptığı brownieyi beğenmiş miydi?

Saat gece yarısını geçiyordu ama Felix aklındaki üst komşusu yüzünden uyuyamıyordu. Bu gece de kriz geçirecek miydi?

Bu düşünce Felix'in kalbine bir acı oturmasına sebep oldu. Felix bu acıyla kaşlarını çattı. Hayatında sadece bir kez gördüğü birisini fazla düşünmüyor muydu?

Başını iki yana sallayarak Hyunjin'i zihninde silmeye ve uykuya dalmaya çalıştı.

Felix oflayarak yatağından kalktı. Onu görmeden gerçekten rahat edemeyecek gibi duruyordu. Onu neden görmeye ihtiyaç duyduğunu bile bilmiyordu!

⭐️

Felix tam elini kaldırmış kapıyı çalacaktı ki duraksadı. Belki de buradan hemen yok olmalıydı. Gecenin bu saatinde adamı durduk yere rahatsız etmesine gerek yoktu. Belki de çoktan uyumuştu bile.

Ama içindeki bir ses bunu yapmasını söylüyordu. Ne olduğunu bilmediği bir ses.

Derin bir nefes aldı ve hafifçe kapıya vurdu. Eğer beş saniye içinde açılmazsa koşarak evine gidecekti.

İçinden saymaya başladı

Bir

İki

Üç

Lütfen açma...

Dört

Felix tam beş diyecekti ki kapının açılmasıyla eve gitmeye dair o ufacık umudu da yok oldu.

Hyunjin kapıda belirdi.

"Felix?"

Felix derin bir nefes aldı.

"Şey, merhaba."

"Bu saatte burada ne işin var? Birşey mi oldu?"

"Ben... hayır sadece... nasıl olduğuna bakmaya geldim. Ve... brownieyi sevip sevmediğini soracaktım."

Felix buraya geldiğine gerçekten pişman olmuştu çünkü utançtan kafasını yerden kaldıramıyordu.

"Yani... gecenin ikisinde mi?"

Felix telaşlandı

"B-ben özür dilerim. Bu saatte durduk yere rahatsız ettim. Gerçekten gelmem aptallıktı. Özür dilerim ben... en iyisi gideyim."

Felix tam arkasını dönmüştü ki kolunda hissettiği el ile durdu.

"Hayır... rahatsız etmedin. Gerçekten. Hem beni de uyku tutmamıştı. Sorun değil yani."

Felix bir kolunu tutan ele bir Hyunjin'e bakıyordu.

Hyunjin ne yaptığını o zaman fark etti ve elektrik çarpmış gibi geri çekildi.

"Özür dilerim... tabi ki istersen gidebilirsin."

"Hayır sorun değil."

Bir süre aralarında bir sessizlik oldu.

Sessizliği bozan Hyunjin oldu.

"Brownie... çok güzeldi. Annenin ellerine sağlık. Çok lezzetli olmuş. Ve nasıl olduğumu merak ettiğin için teşekkür ederim. İyiyim. Yani sanırım."

Felix başını salladı.

"İyi olmana ve beğenmene sevindim."

"Brownieyi annen değil sen yaptın, değil mi?"

Felix şaşkınlıkla başını kaldırıp Hyunjin'e baktı.

"Ne? Sen... nereden anladın?"

Hyunjin yarım bir şekilde gülümsedi.

"Meslek sırrı."

Felix başını salladı.

"Aslında... hakkında duyduğum şeylere göre fazla şeysin... dost canlısı ve normal."

Felix bir an fazla patavatsız davrandığını düşündü ve söyledikleri için hemen pişman oldu.

Hyunjin hissetmiş gibi gülümsedi.

"Arkadaş canlısı olduğum söylenebilir, sanırım. Ama normal olduğuma katılamayacağım."

İkisi de gülüştüler.

"O zaman iyi geceler, yarın görüşürüz?" Dedi Felix soru sorar gibi.

"İyi geceler Felix, görüşürüz."

Komşu | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin